Bazen millet olarak önümüzü görmek ve nelerin olup bittiğini anlamak için tarihin derinliklerine inmemiz gerekiyor.
Tarih, yalnızca savaşların ve zaferlerin değil; aynı zamanda kararlılığın, vizyonun ve inancın da kaydını tutar. Bu bağlamda, Kartaca'nın efsanevi komutanı Hannibal Barca'nın babasına söylediği rivayet edilen şu söz, çağları aşan bir yankı uyandırmıştır:
“Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.”
Unutmamak lâzımdır ki bu söz, yalnızca bir stratejik çağrı değil; aynı zamanda bir milletlerin uyanış ve varoluş mücadelesinin özüdür. Aynı minvaldeki sözü, Osmanlı hükümdarı II. Beyazıt’a karşı oğlu Yavuz Sultan Selim babasına söylemiştir. Osmanlı imparatorluğuna karşı en büyük tehdidi, Safeviler ve Nemluklular oluşturuyordu. Lakin II. Beyazıt, barışçı mizacıyla bu tehdidi ya görmüyor ya da öngörüsüzlüğünden olsa gerek aldırış etmiyordu. Bu tehlikeyi gören Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında sarayda bir darbe ile babasını tahttan indirmiştir.
M.Ö. 3. yüzyılda Akdeniz’in en güçlü şehir devletlerinden biri olan Kartaca, Roma İmparatorluğu’nun hızlı ve tehlikeli yükselişiyle karşı karşıya kaldı. Roma’nın yayılmacı politikaları, Kartaca’nın bağımsızlığını tehdit ediyordu. Hannibal’ın babası Hamilcar Barca, bu tehdidi görüyor ancak ülkesini korumak ve savunmak için ne yapacağını bilemiyordu. Ancak Hannibal, daha çocuk yaşta babasının yanında savaş meydanlarında büyürken, babasının zaaflarını ve önsezilerini görüyordu.
Sözün Doğduğu An: Bir Yemin ve Bir Direniş
Rivayetlere göre Hannibal, henüz dokuz yaşındayken babasına: Sonsuz bir nefretle, en büyük düşmanı Roma’ya karşı vatanını koruyacağına yemin etti. Bu yemin, sadece bir çocuğun düşmana karşı olan öfkesi değil; aynı zamanda varoluş ve bağımsızlık tutkusunun da sembolüydü. Hannibal’ın babasına söylediği: “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil” sözü kendisini zafere götürecek kararlılığının vücut bulmuş göstergesidir. Bu söz aslında sadece bir kişiye karşı söylenmiş söz değil, aksine ülkelerin, orduların başında olanlar içinde söylenmiş önemli bir çağrıdır: Eğer mevcut yollar seni hedefe götürmüyorsa, yeni yollar yarat. Eğer yaratamıyorsan, bu mücadeleyi sürdürebilecek olanlara engel olma, yoldan çekil!
Alp Dağları’nı Aşan İrade
Hannibal, aynı Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk gibi Roma’ya karşı savaş açtığında, geleneksel savaşlarda olduğu gibi değil, imkânsız görünen yolları seçti. Tıpkı Fatih’in İstanbul’u almak için gemileri karadan yürüttüğü gibi, Alp Dağları’nı fillerle aşarak Roma topraklarına girdi. Bu, askeri dehanın ötesinde, bir inancın zaferiydi. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün düşmana: “Geldikleri gibi gidecekler” deyip kararlılığını gösterip, Çanakkale‘de, Sakarya’da Türk ordularından gerek araç ve teçhizat bakımından gerekse askeri üstünlük bakımından fazlalığına karşı kazandığı zaferler gibi. Hannibal, yol bulamadığında kendisine ve ordularına yol açtı. Ve sağlığında hiçbir zaman yoldan çekilmedi.
Bugüne Yansıyan Miras
Bu söz, günümüzde liderlik, strateji ve kişisel gelişim alanlarında sıkça kullanılır. Ancak kökeni, bir halkın özgürlük mücadelesine dayanır. Hannibal’ın çağrısı, sadece savaş meydanlarında düşmana karşı savaşan komutanlar için değil, masa başında çalışan bir müdür içinde, şantiyenin başındaki mühendis için de, ülkesinin; ekonomik, sağlık ve eğitim gibi problemlerinden sorumlu yöneticiler için de geçerlidir.
Özellikle Türkiye gibi demokrasi ile yönetilen ülkelerde eğer ekonominiz bozuk, eğitimden sağlığa kadar işleriniz iyi gitmiyorsa, yoldan çekilip ülkeyi iyi yönetecek liyakatli kadrolara bırakmak zorundasınız.