Yarım kalan hikaye

Bazı hikâyeler, sonunu yazmaya cesaret edemediğimiz cümlelerle doludur. Başlangıcı ne kadar umutla yapılmış olursa olsun, son satır bir türlü gelmez. Kalem durur, kelimeler susar. Geriye sadece içimize gömdüğümüz bir eksiklik kalır:
Yarım kalmış bir hikâye...

O sabah, gözlerinin içi gülüyordu. Gelişi bahardı, sesi huzur… Onca kalabalık içinde sadece o fark ediliyordu. Sanki herkes silikleşmiş, dünya biraz daha susmuştu onun yanında. Bir "merhaba"yla başlayan o hikâye, bir ömürlük cümlelere dönüşecekti belki. Ama olmadı… Çünkü her güzel başlangıç, mutlu bir sonla bitmiyor hayatta.

Biz, bir türlü aynı zamana sığamadık. O ileri sararken hayatını, ben geri sayıyordum. Birbirimize yetişemedik. Konuşmak istediğimiz ne varsa sustuk. Söylenmeyenler, anlatılanlardan daha çok yer tuttu içimizde. Ve gün geldi, vedalaşmadan ayrıldık.

Ne bir elveda, ne bir son sayfa… Hikâyemiz bir kitap gibi açık kaldı rüzgâra. Her esinti, başka bir sayfayı çeviriyor şimdi. Bazı sayfalarda gülüşün var hâlâ, bazı satırlarda kokun. Ama sonu yok. Çünkü biz yazamadık. Belki de yazmak istemedik. Belki de bazı hikâyeler, yarım kalınca daha anlamlıdır…

Zaman geçtikçe anladım: Yarım kalan her şey, insanın en derin yerinde tamamlanmak ister. Ama bazı eksikler, tamamlandığında anlamını yitirir. Belki de bu yüzden hikâyemiz eksik ama değerli. Acı ama gerçek. Kısa ama unutulmaz…

Ve şimdi, biri bana "En çok neyi özlüyorsun?" dese…
Cevabım belli:
Yarım kalan bir hikâyeyi...

Ama bu kadar mıydı gerçekten?
Bazen düşünüyorum da...
Acaba gerçekten yarım mı kaldı bizim hikâyemiz?
Yoksa biz onu göz göre göre eksik mi bıraktık?
Bir adım atsaydık, bir kelime daha söyleseydik, belki de sonu bambaşka olacaktı.
Ama insan en çok, söyleyemediği sözlerle yaşlanıyor…
Ve itiraf edemediği hislerle içine kapanıyor.

Ben seni sustuklarımla sevdim.
Bir bakışta anlatmaya çalıştım her şeyi.
Sen belki anladın, belki de hiç duymadın içimin çığlıklarını.
Ama bil ki; o yarım kalan hikâyede,
ben en çok sana yakıştım.

Zaman aldı senden geriye kalanları.
Fotoğraflar sarardı, sesin hatırımdan silinmeye yüz tuttu.
Ama kalbimin bir köşesinde hâlâ senin için yazılmamış bir son cümle var.
Bir gün belki yine aynı sokaktan geçersin,
aynı rüzgâr savurur saçlarını...
Ve ben uzaktan, içimden bir hikâyeyi tamamlarım sessizce:
"İşte bu, eksik kalan sondu…"

Ama o cümleyi sana hiç okuyamam.
Çünkü artık bazı hikâyeler, sadece içimizde tamamlanır.

#amp-auto-ads