Genellikle futbol müsabakalarında karşılaştığımız bir hadise vardır.
Eğer karşılaşma bir tarafın mutlak üstünlüğü ile yanı 3 farklı dört farklı, beş farklı sonuçlanmışsa var olan tüm yorumcular kazananın hakkını teslim eder kaybedenin de neden kaybettiği ile ilgili eleştiriler yapılır.
Ancak söz konusu karşılaşmalar berabere bittiğinde yada bir tarafın tek farkı kazandığı ama kısmi hakem hatası ile kazanılan müsabakalar sonrası günler haftalar boyu tartışmalar asla durmaz.
İşte bu duruma günlük hayatta “Bardağın yarısı dolu yada bardağın yarısı boş” tanımlaması yapılır.
Dikkat edin Türk siyasetinde uzun yıllardır 86 milyon vatandaşın üzerinde mutabakat sağladığı hadiseler nerede ise yok gibidir.
Siyasetin temel gayesi insanı mutlu etmek.
Bunun ilacı da siyasetçinin işini doğru-düzgün yapması.
Seçim kazanmak için değil insanları uzun yıllar rahat yaşatacak politikaların geliştirilmesi.
Maalesef Türkiye’de yukarıda da belirttiğimiz gibi uzunca bir süredir mutabakat sağlanamıyor.
Her şey tartışmalı bir şekilde devam edip gidiyor.
Siyasetçi tamamlayamadığı ancak asla tamamlanmamış bir görevi olmuş gibi göstermek istiyor.
Ancak ortada yapılmış bir icraat yok.
Siyasetçi bu safer başlıyor olmayanı olmuş gibi göstermek için yönlendirme yapmaya.
Parti yetkilileri bütün enerjilerini seçmeni yada daha geniş çerçevede tüm ülkeyi ikna etmek adına kullanıyorlar.
Bu bardağın dolu tarafı.
Lakin karşıda da bardağın yarısının boş olduğunu iddia eden ve bu iddiayı bir türlü sonlandırmayan oldukça kalabalık bir kitle var.
İşte bu iki kitle günler, geceler, haftalar boyu bardağın içerisindeki suyun ne kadar olduğunu bıkmadan usanmadan tartışıp duruyor.
Peki bu tartışmaların bize yani 86 milyon vatandaşımıza faydası nedir?
Hiçbir faydası yok.
Geçen her yıl biraz daha fakirleşiyoruz.
Geçen her an mutluluğumuz düne göre daha da azalıyor.
Her geçen gün dünyanın refah seviyesi yüksek ülkeler ile olan mesafemiz bizim aleyhimize doğru açılıyor.
Böyle bir süreçte
İster bardağın yarısı dolu olsun
İster bardağın yarısı boş olsun.
Hiçbir geçerliliği yok.
Bardak ya tam boş yada tam dolu olmalı.
Bizim isteğimiz elbette bardağın sürekli dolu olması.
Bardağın tamamı yada en azından yarısı dolu olmayınca şu ana kadar ömrümüz işi boş hiçbir işe yaramayan kuru hamaset ile geçti gitti.
İçerisinde bulunduğumuz duruma göre de bundan sonrası da boşa geçecek.
Ve biz bardağın yarısının dolu yarısının boş olduğu tartışmaları ile ömrümüzü tamamlayacağız.
Yazık bu insanlara
Yazık bu memlekete.