Yeni Normallerimiz.

Bütün dünya ile bizi de etkisi altına alan Korona virüs belasının insanımızı büyük endişe ve acılar içerisinde bırakması bir tarafa bu salgın bizim başta yeme içme olmak üzere var olan tüm alışkanlıklarını da değiştirmesi artık kaçınılmaz gibi görünüyor.

Özellikle 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası köyden kente doğru başlayan ve o gün bu gündür önlenemeyen göç dolayısı ile büyük şehirlerin kenar mahalleri bir anda bambaşka bir yapıya kavuştu.

1981 yılında Kars’ta ikamet eden akrabalarımız Kocaeli’nin Gebze ilçesine yerleşmişlerdi, Akrabalarımızın evlerine olabildiğince yerleşmesinin ardından kendilerine “Hoş geldiniz” ziyaretine gittik, “Selam-Kelam” faslından sonra sıra akşam yemeğine geldi.

Salonun tam ortasındaki yer sofrasına oturduk, 7 kişilik akrabamız, 6 kişi biz toplam 13 kişi teyzemizin son derece büyük bir tencere içerisinde hazırladığı belli bir kesimin “Un çorbası” olarak bildiği ama daha geniş bir kitlenin “Hörre Aşı” olarak tanıyıp sevdiği yemeğe tahta kaşıklar ile giriştiğimizi hatırlıyoruz.

Aradan 3-4 ay geçti bizimkiler yaşadıkları bölgeye her gün daha fazla bir şekilde uyum sağlamaya başladılar, İşte o günlerde biz kendilerini bir kez daha ziyaret ettik, akşam yemeği için salona geçtik, yer sofrasının yerine büyükçe bir masa herkesin tahta kaşıklarla saldırdığı tencere yerine ayrı ayrı tabaklar, çatal ve bıçakların bulunduğu yeni bir yapılanmanın başladığını fark ettik.

O günlerin üzerinden epey zaman geçti, milletimizin eşya kullanma alışkanlıkları büyük oranda değişti, İkinci nesil iş hayatına yada memuriyete başlayınca artık kapıları iyiden iyiye zorlayan o büyük değişim kaçınılmaz oldu.

Ancak geçtiğimiz mart ayı itibarı ile hayatımıza giren Korona virüs belası bu zamana kadar var olan olmayan tüm alışkanlıklarımızı artık bir daha geri gelmeyecek derecede değiştirecek.

Bundan sonra kahvehaneler başta olmak üzere vatandaşın bir arada olacağı kalabalık ortamları göremeyeceğiz, Büyük kalabalıklar eşliğinde yapılan düğün-dernek-yaş günü gibi etkinliklere “hoşcakal” diyeceğiz, toplu taşıma araçlarında bugün yaşadığımız kalabalıkları göremeyeceğiz.

Alışverişlerimizin olmazsa olmazı olan seçerek alma işi de artık hayal gibi ,Bugünlerde zaten birkaç büyük hipermarket internetten verilen siparişleri dakikalar içerisinde bize ulaştıracak.

Yurt içi ve yurt dışı seyahatler, futbol müsabakaları, yüzbinlerce insanın takip ettiği şampiyonalar muhtemelen tarih olacak.

Yıllar yılı istediğimiz ancak bir süre sonra “Değiştirsen me olacak?” dediğimiz alışkanlıklarımızın tamamı bu süreçte keyfiyetten değil mecburiyetten değişecek ve bu değişimler bir ışık hızı ile hayatımıza girecek.

Kısacası artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.