Yorgun Öğretmen

Günün ilk ışıklarıyla birlikte uyanan öğretmenin gözlerinde hâlâ bir önceki günün yorgunluğu vardır. Sessizce hazırlanır; kahvaltısını aceleyle yapar, çantasını kontrol eder, notlarını gözden geçirir. Aynada kendine son bir bakış atar, gözlerinin altındaki morluklara aldırmadan düşer okul yoluna.

Sınıfa adım attığında onu bekleyen onlarca farklı karakterde öğrenciyle karşılaşır. Kimi uykulu, kimi neşeli, kimi içine kapanık… Ama hepsi bilgiye, ilgiye ve sevgiye muhtaçtır. Yorgun öğretmen, bu farklı dünyalara aynı sabırla, aynı şefkatle yaklaşır. Çünkü bilir; bir çocuğun kalbine dokunmak, geleceğe umut ekmektir.

Zaman geçtikçe ses tonu kısılır, omuzları düşer, tahtadaki tebeşir izi ellerine siner. Ama yine de anlatmaya devam eder; çünkü öğretmenlik bir meslek değil, bir gönül işidir. Karnesi kötü olanla ayrı dertlenir, ailesiyle sorun yaşayanı sessizce dinler. Kimi zaman kendi derdini bile unutacak kadar başkalarının yükünü taşır.

Günün sonunda okul boşalır, ama yorgun öğretmen hâlâ sınıftadır. Defterler, sınav kâğıtları, yarım kalan notlar… Onun mesaisi hiçbir zaman zil sesiyle bitmez. Yorgundur, hem bedenen hem ruhen… Ama o yorgunlukta bile bir öğrencinin ilerlemesi, bir gülümsemesi tüm ağırlığı hafifletir.

Evine vardığında kapıyı sessizce açar. İçeri adımını attığında onu bekleyen sıcak bir çorba, bir yudum huzur ve çoğu zaman ertelenmiş bir sohbet vardır. Çocukları büyümüş, ama onun onları doyasıya izlemeye vakti olmamıştır. Çünkü o, başkalarının çocuklarına ışık olmaya adamıştır yıllarını.

Eşi bazen sitem eder; “Biraz da kendin için yaşa…” der. Ama o sadece gülümser. Çünkü bilir; onun yaşamı, başkalarına umut olmaktır. Sessizce odasına geçer, ders planlarını yeniden gözden geçirir. Yarınki sınav için hazırlık yapar. Kalemi elinden düşer bazen, uykuyla savaşırken notlarının arasında dalar gider.

Her sabah yeniden doğar öğretmen. Birkaç saatlik uykuyla, bitmeyen bir inançla... Belki takdir edilmez, belki unutulur. Ama bir öğrencinin hayatında açtığı yol, bir kelimede saklı kalan hatıra, onun asıl ödülüdür.

Ve bir gün emeklilik yaklaşır. Sınıflar boşalır, sesler azalır… Ama onun içindeki öğretmen hiç emekli olmaz. Çünkü o, bir ömrü adamış, yorgun ama onurlu bir kalbin adıdır artık: Öğretmen.
 

#amp-auto-ads