Ziraat Mektebinden, Gebze Teknik Üniversitesine


Sonbahar ile birlikte doğa, gelinliğini giymeden önce kınasını yakmaya başladı.

Bu renk şölenini en güzel şekilde yaşayabileceğiniz yerlerden biri de Gebze Teknik Üniversitesi’nin (GTÜ) büyüleyici kampüsü.

Doğa ile iç içe bir eğitim ortamına sahip bu kampüste öğrenim gören gençler gerçekten çok şanslı.

Ancak öğrenci ya da görevli değilseniz, bu güzelliği yerinde deneyimleme fırsatınız da maalesef yok.


Gebze’nin doğa ve eğitimle örülü bu hikâyesi, aslında 1943 yılına uzanıyor.

Dönemin Tarım Bakanı Prof. Dr. Şevket Raşit Hatipoğlu’nun talimatıyla, Tuzla sınırından Darıca İstasyonu’na kadar uzanan 4.027 dekarlık alanda “Teknik Bahçıvanlık Okulu” adıyla bir eğitim kurumu kurulmuştu.

O dönem sazlık ve bataklık olan bu alan, toprak ıslahı, drenaj kanalları ve ağaçlandırma çalışmalarıyla tarıma elverişli hale getirildi.


Zamanla o günlerin zor şartlarında burada eğitim gören gençler; tarla ziraati, ziraat alet ve makineleri, bağcılık, meyvecilik, sebzecilik, süs bitkileri, küçük evcil hayvancılık, köy el sanatları ve ev ekonomisi gibi alanlarda bilgi edinerek bu geniş araziyi yüzlerce ağaç türüyle yeşillendirdi.


Ancak 1980’lerden sonra Gebze’de hızla artan sanayi ve yerleşim alanları, bu yeşil cennetin giderek daralmasına yol açtı.

O verimli toprakların yerini fabrikalar, binalar, yollar ve konutlar aldı.

Bugün bu tarihi alanın en büyük mirasçısı olarak Gebze Teknik Üniversitesi kalmıştır.

Bu büyük alanın neredeyse dörtte birlik bölümünde GTÜ eğitim faaliyetini sürdürürken kırklı ve ellili yıllardan kalan doğal örtüyü de korumaktadır.


1992 yılında dönemin milletvekili Alaettin Kurt’un gayretleriyle, “Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE)” adıyla yüksek lisans düzeyinde eğitim veren bir kurum olarak kuruldu.

(Kuruluşu için büyük mücadele veren Alaettin Kurt’un isminin üniversitede yaşatılmaması da büyük bir çelişki.)

10 Ekim 1994 tarihinde 3 fakülte ve 80 yüksek lisans öğrencisi ile öğrenimine başlayan Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Türkiye'deki iki yüksek teknoloji enstitüsünden birisiydi.

(Diğeri İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü) GYTÜ, 22 Ekim 2014 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen yasa teklifiyle Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) olarak yeniden yapılandırılmıştır.

Günümüzde GTÜ, Marmaray'ın ikiye böldüğü kampüsünde, bilim ve doğayı bir arada yaşatmaya ve bize bırakılan doğa emanetlerini korumaya devam ediyor.


Ancak burada şu soruyu da sormak lazım.

Marmaray’ın alt kısmında yeni yapılaşma neden doğa ile içi içe yapılmıyor?

Bizlere üst kampüste bırakılan, asırlık çınar ağaçlarını korumak ne kadar görevimiz ise yeni ağaçlar dikerek geleceğe biz de emanet bırakma görevimiz yok mu?