Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi'nin organize ettiği 13. Kocaeli Kitap Fuarı, 7-15 Ekim arası tüm canlılığıyla 9 gün sürdü ve güzel bir yorgunlukla herkes evine döndü.

Kimi, stantlarından memnun ayrıldı, kimisi de umduğunu bulamayarak hayal kırıklığıyla evine döndü. Genel kanı ise, büyük balığın küçük balığa şans tanımaması gerçeği oldu.

Dokuz günün yedi gününde imza gününe katılan biri olarak izninizle, gözlemlerimi paylaşmak isterim.

Kent dışından katılan çok sayıda ünlü şair ve yazarlarla birlikte, kent şair ve yazarları kimi yayınevlerinin davetlisi olarak, kimi kitapevi, dernek, vakıflar ve şahsa tahsis edilmiş stantlarda yerlerini aldılar.

Kitap ve yayınevlerindeki gerek kırtasiye ürünleri gerekse kitap satışları göz doldururken, kenar köşeye dağıtılmış, kapalı localara sıkıştırılmış şair ve yazarlar bu hareketlilikten pek nasibini alamadılar. Bu durum, ileriki yıllarda, bu kentin kültür ve sanatına işçilik yapan insanların soğuyup, kabuğuna çekilmesine vesile olabilir.

Bu durumu, arz talep meselesi; üretilen eserlerin kalitesi, piyasaya sunumu vs. ile izah etmeye çalışabilirsiniz. Fakat sonuçta bu kentin kültür dokusuna ilham verenlerin de önünün açılması, ürünlerine pazarlama fırsatı verilmesi gerekir.

Fuarda olumlu gördüğüm şeylerden bazıları; konferans salonlarında yazarların yaptıkları söyleşilerin, bu kentin kültür iklimine katkı sunacağına inanıyorum. İlber Ortaylı hocamızın söyleşi saatlerinde, kent trafiğinin bile kilitlendiğine bakılırsa, bu durum bizim de yanılmadığımızı gösteriyor, demektir.

Yine, mesai günlerinde, çevre ilçe okulları öğrencilerinin toplu halde araçlarla getirilip, kitap fuarını gezdirilmeleri de güzel düşünülmüş bir hareketti, bence.

Büyükten küçüğe, her yaş grubu insandan yoğun ziyaretçisi olması, fuarın devamlılığı ve geleceği hakkında umut veriyordu.

Fuarda, sadece kendi kitabımı imzalamadım. Çok sayıda şair ve yazarın imzalı kitabını da aldım. Bu kitaplardan önemli birine değinmek istiyorum.

Nacizane, haber sitelerinde benim de yazılarımın yayınlandığı 'Yüksel Ercan Medya Grubu' patronu, Sayın Yüksel Ercan hocamızın yeni çıkan 'Köşedeki Hayat' adli imzalı kitabına kavuştum. Buradan hayırlı olsun diyor, kendilerini tebrik ediyor, devamının gelmesini diliyorum.

Hocamızın kitabını evde bir solukta okudum. Kitabın kapağındaki "Sarardı Gül Benzim Döndü Gazele..." sözleri de kitap hakkında bir fikir veriyor zaten...

Kitapta; hocamızın, çocukluğundan başlayan anılarıyla dolu hayat hikayesi yanında, makaleleri ile siyasi ve felsefi doğruları adına verilen bir ömür var. İnsani ve toplumsal duyarlılığın ve gazeteci kimliğinin verdiği araştırma, müdahil olma; sadece soru sorma değil, sorunu da çözme gibi vicdani sorumluluklar üstlenerek, toplumun derdiyle dertleşmiş, kederine ortak olmuş sayısız acı tatlı hikayeleriyle, duru bir dille, okuyucuyu kâh hüzünletmiş kâh güldürmüştür.

'Köşedeki Hayat'ı okumanızı tavsiye ederim. İçinde mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız.

Nice, güzel anılarla dolu güzel eserlere...