Konya'dan küçük Karadağ'ın 4 yıl, İstanbul'un yarı nüfusuna sahip Sırbistan’ın başvurusu ardından 3 yıl içinde Avrupa Birliğine girdiklerinden haberiniz var mı?
Bilmem ama yıllardır AB'ye giremeyen Türkiye'nin de başta insan hakları, Adalet gibi vize serbestiyesi için istenen imzalara ayak diretmeyi bırakıp, imzaları attığını ve 60 yıldır kapısında bekletilen Avrupa Birliğine gönderdiğini öğreniyoruz.
Ha bu arada göçün hızla devam ettiği Ardahan'a komşu olan ve Kars'ta ki Azerbaycan Konsolosluğu gibi Posof ile Çıldır'ın gümrük kapıları ile nefes verdiği Gürcistan'ın Ardahan'a bir konsolosluk açması için hemen toplumsal bir çalışma başlatılıp, bu yönde adım atılmalı dediğim bir zamanda Gürcistan'ın da AB'ye yaptığı başvurusunun her an kabul edilip, Avrupa'ya Birliğine çağrılabileceği de beklenmekte.
Peki 60 yıla aşkındır kapısından beklediği Türkiye neden Avrupa Birliğine giremiyor da Konya'dan küçük Karadağ, İstanbul'un yarısından az Sırbistan neden AB'ye girer?..
Peki, Havaalanı, Antrepo, Tren İstasyonu, Kalp Anjiyo Merkezi isteyen Ardahan'a komşu olan Gürcistan niye AB'ye alındı, alınacak hale geldi?
Ve bir çok konuda anlaştığı ve 2 Milyonu geçen imzalar atmasına karşın Türkiye neden hala kapının dışından içeri alınmıyor?
Halbuki şu an Karadağ ve Sırbistan gibi Avrupa Birliğinde olan Güney Kıbrıs dahil birçok ülkenin de AB'nin kriterlerini yerine getirmeyen sorunu, sıkıntısı var. Ama bu sorunları çözmek ve en aza indirme çabaları var...
Yazımızın devamını okumadan erinip, sorduğumuz sorulara 'Biz Hristiyan değiliz ondan' diyeceklerinizi görüyor gibiyim..
Ama 'Durun hele bir yazımızı bitirelim de sonra sorduğumuzu sorulara cevabı birlikte bulalım' derim..
Çünkü Avrupa Birliğinin istediği kriterlerin en başında gelenin Demokrasi, İnsan Hakları olduğunu unutanların hüküm ettiği bir ülkenin değil AB'ye alınması, kapısına yaklaştırılmadığını 55 yaşına bir ramak kalan biri olarak ben ve 'Yok canım Hristiyan olmadığımız için almıyorlar' diyen sen bile biliyoruz..
Evet, bir ülkenin iç barışının önünde ki en büyük engelin demokrasi ve insan haklarını çözemeyenlerin ve bu iki önemli etkenin önünde ki engellerin kaldırmayan hüküm edenlerin suçu değil mi bu ülkenin yıllardır kapısından beklediği Avrupa Birliğine girememesi?..
Asıl görevleri olan demokrasi ve insan haklarını getireceklerini belirtip, hükümete geldikten sonra işin kolayını bulup, AB'ye, ABD'ye hatta Afrika ülkesi denilip, demokrasi ve inan hakları yok sanılan ülkelerden gelen eleştiriler Güney Kıbrıs'ı, Karadağ ve Sırbistan’ı AB'ye alınmasına kızacaklarına kendilerinin demokrasiden, insan haklarından uzak ülke yönetiminde hüküm anlayışlarına bakılması gerekmez mi?
Bilmem ama robotun bile susturulup, resetlendirildiği ülkemin atacağı iki adım olan 'demokrasi ve insan haklarıdır..' dememiz gerekir.
Çünkü şu günlere unutulup, başta TRT aracılığı ile olmak üzere havuz medyasınca 'Gabar'da petrol, Karadeniz'de doğalgaz' diye yerel seçim propagandası yapılmayan TOGG dahil doğru dürüst bir araba üretemeyen ama uzaya araba, ardından milyon dolarlık biletle Astronot gönderenlerin, 'Bakmayın siz onlara bizi kıskanıyorlar' diyenlerin asıl unuttukları şey, demokrasi ve insan haklarıdır AB'ye girmemizi engelleyen...
Peki ya, önceki bir seçim sürecinde oturulamaz raporu olan ama vali yardımcıları dahil birçok kamu görevlisinin oturduğu Özel İdareye ait binanın altın da bulunan İl Genel Meclisi salonunu kışın ortasında al acele organize ettikten sonra kurdeleler kesip, seçim bittikten sonra da kapatılan 'Çağrı Merkezi Ne Oldu?' diye sorulmayan Ardahan'a komşu Gürcistan AB'ye alınırsa ne olacak?
Onu da, uyuşturucunun tartışıldığı, ve bu yönde birde derneğin kurulduğu Ardahan'da ki yerel kafalara bırakmak gerekir..
Çünkü Larisi, Liramızdan daha değerli hale gelen Gürcistan'dan dün Nataşa olarak adlandırılanlar bugün Avrupa Birliği bayrağını Posof ve Çıldır Gümrük Kapılarından çoktan dalgalandırmaya başlamış bile...
Neyse şimdi bunları tartışmanın zamanı değil..
Çünkü seçim stresi içinde olan AK Parti/MHP Koalisyon Hükumeti bize de kızabilir, hatta verdiği kararlarını tanımadığı Anayasa Mahkemesi gibi gazetemizin kapatılmasını da isteyebilir...
Yani, 'Kardeşim, AK Partili Belde Başkan adaylarımızı bile dakikalarca ekranlarında tanıtan (!) basın özgürlüğü ile bilinen TRT'nin bile özgür olduğu bir zamanda demokrasi ve insan hakları demenin ve Avrupa Birliğine girmek üzere olan Gürcistan'dan bir konsolosluk istemenin zamanı mı, ülkeye, bölgeye istikrar ve huzur getirmeye çalıştığımız şu zaman da?..' diyebilirler...