İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesindeki eylemlere ilişkin, "Üstün Ergüder bu işlerin göbeğindedir. Eski rektör. Hala bu işi kaşımak için yazılar yazıyor, tahrik ediyor. Hadi reddetsin de göreyim. Bu ahlaksızlığın dibidir ve biz buna pirim vermedik ve vermeyeceğiz. Öyle Gezi mezi bekleyenler avuçlarını yalarlar." dedi.

Soylu, A Haber'de katılığı "Gündem Özel" programında, terörün tüm alanlardan tamamen yok edilmesi için itinalı bir çalışma yürütüldüğünü belirtti.

İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığının bu konuda ciddi akademik analizler yaptığını aktaran Soylu, "18 aydır, 20 milyon veriyi işleyerek 4 akademisyen hocamız 10 araştırmacıyla birlikte İç Güvenlik Stratejileri'nde araştırmalar yapıldı. Türkiye'de terörizmin makro düzeyde etkileri, mikro düzeyde etkileri, iç göç üzerindeki etkileri, Türkiye'ye terörün maliyeti olmak üzere 4 yaklaşım üzerinde çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar devam edecek ve yakında paylaşılacak. Çok önemli verilere ulaşıldı." diye konuştu.

Terör örgütü PKK/PYD mensuplarının önceki yıllarda BM temsilcisiyle bir araya gelerek anlaşma imzalamasına da değinen Soylu, "Şu dünyanın en ilkel, en iğrenç ve en ahlaki olmayan fotoğrafıdır. Bir terör örgütünün temsilcisiyle bir BM temsilcisi çocuk savaşçı olmamasını temin edecek ki geçen yılki dünyanın birçok uluslararası örgütünün raporunda da hala PKK/PYD'nin çocuk terörist barındırdığı ve eğittiğiyle ilgili veriler var. Bu anlaşmadan sonra eğittiklerine bir kaplama yapıyorlar." ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu PKK'nın örgüt üyeleri üzerindeki temel hedeflerine de değinerek, şunları kaydetti:

"PKK ne yapıyor? Türkiye'nin medreselerini, İslam'a olan bağlılığı açısından Doğu ve Güneydoğu'yu hedef aldı. İnsanları İslam'dan uzaklaştırmak için. PKK, aile bağlarına, kadın-erkek ilişkilerine yönelik bir anlayış ortaya koydu. Avrupa ile bir noktada özdeşleşmek için adımlar attı. PKK bir kadın örgütüdür. Ailenin yapısı oradaki kadındır. Burada bu etkiyi ortaya koyabilmek için, kadını başka bir noktaya taşıyabilmek için bunu istismar etmiştir. PKK sadece bir silahlı terör örgütü değildir, aynı zamanda kültürel terörizm örgütüdür. İnanç, kültür, ahlak, bağlılık, sadakat, yapı bütün bunları perişan etti."

- "31 ülkeden toplam 137 kişi getirildi"

Yurt dışından getirilen FETÖ üyelerine ilişkin soru üzerine Soylu, bu konuda hassas ve ciddi çalışmalar yapıldığının altını çizdi.

Soylu, "31 ülkeden toplam 137 kişi getirildi. Bunlar hep önemli pozisyonda kişiler. Mahrem imamlar, bir ülkeden başka bir ülkeye geçmeye çalışırken sahte pasaportla yakalananlar var. Sadece içeride değil dışarıda da FETÖ ile kararlılıkla mücadele ediyoruz. Ne kadar Avrupa bunlar sahip çıkıyor olsa da mali kaynak açısında ciddi bir eksilmesiyle karşı karşıyalar ve kendi aralarında ciddi bir kavgayla karşı karşıyalar. 4'e 5'e bölündüler." bilgisini verdi.

FETÖ'nün devletteki önemli bir kurumsal yapılanmasına gerçekleştirilen operasyonun devam ettiğini belirten Soylu, bir kuruma düzenlenen operasyonda çok sayıda dijital belgeye ulaşıldığını ve burada binlerce insanla ilgili bilginin yer aldığını kaydetti.

Soylu, ele geçirilen dosyalarda evlendirilecek kişi isimleri, kişisel zaaflar, istekler, kime soruların verileceği gibi çok önemli bilgilerin yer aldığını ve operasyona ilişkin hala ByLock'tan deşifreleri çözmeye devam ettiklerini anlattı.

FETÖ'yle ilgili hukuki süreçlere değinen Soylu, "Adalet Bakanlığı verilerine göre, 622 bin 646 kişiye FETÖ'den işlem yapıldı. 301 bin 932 kişi bu işlemden gözaltına alındı. 25 bin 467 kişi içeride hala tutuklu. 96 bin 782 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı. Hala operasyonlar devam ediyor. İfadelerden, ankesör aramaları gibi analizler devam ediyor. Onları Türkiye'den kazıyana kadar devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Devletin merkezindeki mekanizma sayesinde Türk milletinin yıkılan her devletin yerine yenisini kurduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"Bugün bizim var olmamızın yegane sebebi o devlet mekanizmasını kaybetmemizdir. FETÖ bu devletin bütün unsurlarını ele geçirmeye çalıştı. Devletin kabiliyetini dışarıya taşıdılar. Hala FETÖ birçok yerde aktif, 'Bunları bize verin.' diyoruz, verilmiyor. Bu bir koruma mekanizması değildir de nedir? Onun için milletimize söyleyeceğimiz şudur; çok güçlü bir mekanizma ile bunların üzerine gidiliyor. Biz cesaretli oldukça dünya bu konuda pes etmeye mecburdur. Zayıfladıklarını ve köşeye sıkıştıklarını görüyoruz. Ama bir zafiyet yaşarsak dışarıdan üzerimize çöreklenirler."

- Boğaziçi Üniversitesindeki olaylar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesinde ders veren bir akademisyenin yazdığı makaleden alıntı yaparak, şöyle konuştu:

"Biz üniversitelerin bir özgürlük alanı olduğunu kabul etmek zorundayız. Hür düşünce üretir ama şiddetin merkezi üniversiteler olamaz. Devlet şiddetle alaşağı edilecek bir alan değildir. Bunlar bizim çocuklarımız, terör örgütlerinin oluşturduğu alana sıkışan bir üniversite yapısı elbette ki kabul edilebilir değildir. Şu anda Türkiye'yi Gezi'ye taşıyan Kavala, sistemi kurmuş, her türlü örgüt finans yapısı vesaire. Eşi de Boğaziçinde konuşlanmış. Bir kişiyi daha söylemek istiyorum, Üstün Ergüder bu işlerin göbeğindedir. Eski rektör. Hala bu işi kaşımak için yazılar yazıyor, tahrik ediyor. Hadi reddetsin de göreyim. Bu ahlaksızlığın dibidir ve biz buna prim vermedik, vermeyeceğiz. Öyle Gezi mezi bekleyenler avuçlarını yalarlar. Türkiye'nin bugün elde ettiği güç, Gezi olaylarıyla kıyaslanamayacak bir noktadır. Biz buna müsaade etmeyiz. Rektöre sırtını dönenlerin büyük bir bölümü emekli öğretim üyeleri. Size yakışıyor mu bu? Sizin ilminizi kim engelledi? Buna müsaade edilebilir mi? Ne yapmış Melih Bulu hoca da üniversiteyi işgal etmeye kalkacaksınız?"

Eylemlerde yakalanan ve terör örgütü bağlantısı olduğu tespit edilen 189 kişinin örgütsel dağılımına da değinen Soylu, "42'sinin MLKP, 38'inin PKK/KCK, 18'inin DHKP/C, 21'inin DKP/BÖG, 15’inin TKP/ML, 27'sinin THKP/C - DEV-YOL, 9’unun THKP/C, 9’unun TKEP/L, 4'ünün TKİP, 1’inin FETÖ/PDY, 1'inin MKP, 2'sinin DSİH, 2'sinin TDKP terör örgütü üyesi olmaktan kaydının olduğu görülmüştür." bilgisini verdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara karışan 150 öğrencinin ailesine bilgilendirme yaptıklarını, kendilerine terör örgütlerinin bu işe girdiği ve bu işi tahrik etmeye çalıştığını ileterek, onlardan yardımcı olmalarını istediklerini, bazı ailelerin, "Haklısınız, teşekkür ediyoruz. Biz üzerimize düşeni yapacağız." dediklerini, bazı ideolojik ailelerin ise "Siz bu işe karışmayın." diye yanıt verdiklerini anlattı.

Devlet olarak görevlerinin bu bağı kurabilmek, alttan almak olduğunu aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Çünkü o çocuklar bizim çocuklarımız. Bir süreç var. Kanunlarla belirlenmiş bu sürecin içerisinde sadece işi karıştırmak için, 'Seçimle gelsin, biz demokrasi istiyoruz.' Affedersin, biz üniversiteden ilim, bilim istiyoruz. Herkes işini yapsın. Çocuklarımızın orada çok daha iyi okumalarını istiyoruz. Boğaziçi'nin dünyada Türk bayrağını dalgalandırmasını istiyoruz. Türkiye'de çekici güç olmasını istiyoruz."

Rektör seçiminden kurtulmak için çaba sarf ettiklerini, bizatihi kendisinin bu işten şikayetçi olduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti:

"1,5 yıl rektör seçmek için rektörler kendi aralarında seçim kampanyası yapıyorlar. Kendisini seçen insanlarla birlikte başka türlü süreçler yaşanıyor. Sonra üniversite bir seçim mekanizmasına dönüyor. Doğru bir yöntem değil. Burayı yönetecek, süreci ortaya koyabilecek bir kanun belirlenmiş. Kanun çerçevesinde bu adım devam ediyor. Bunu sağlayabilecek bir yapı meydana geliyor. Onun için bizi böyle kanatarak yapıyorlar. İşgal, LGBT… Kimin aklına gelir yani Kabe-i Muazzama ile LGBT'yi orada bir araya getirebilmek hangi aklın ürünüdür? Türkiye'de neyi tırmandırmaya çalışıyorlar? Bu bir cereyan. Şu anda Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, BM ülkeleri, AB delegasyonu, Amerika Büyükelçiliği, bütün büyükelçilikler Türkiye’de gariptir ki LGBT’nin bu dernekler üzerinden ki 16-17 dernek var. Bunların bizatihi işi LGBT meselesi. LGBT meselesinde Batı cereyanı bizim toplumsal yapımızı, aile yapımızı dejenere etmeye çalışıyorlar."

Soylu, Türkiye'nin bunların üstesinden gelebilecek, aile ve toplum yapısı ile gelenek ve göreneğine bağlı bir ülke olduğunu vurguladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aydın'da Adnan Menderes ile ilgili yapılan müzeyle ilgili de bilgi verdi.

(Bitti)

Kaynak: aa