Siyaseten nasıl bir kavganın içerisinde olduğumuzu, iktidarı yakalayabilmek için her yolun mübah sayıldığı bir süreç içerisinde olduğumuzu ama daha da önemlisi bu sıkıntılı süreçten kurtulmak adına hiç kimsenin en ufak bir adım atmadığı da var olan bir gerçek.

Siyasetten ve siyasetin ortaya çıkardığı bu karmaşa durumundan yorulan pek çok tanıdığımız “-Biz siyasetten yorulduk, fındık kabuğunu bile doldurmayan tartışmalardan bıktık usandık bu yüzden spor karşılaşmalarını izleme kararı aldık” şeklinde fikir söylemeye başladılar.

Biz “siyasetten yorulduk, spor daha iyi” diye görüş belirten arkadaşlarımıza “haklısınız” demeye hazırlanıyorduk ki önce tüm Türkiye’nin gözleri önünde bir spor kulübü başkanı kararını beğenmediği bir hakemi maç sonunda yumrukladı, arkasından yine bir süper lig karşılaşmasında yine hakemin verdiği bir kararı beğenmeyen kulüp başkanı takımını sahadan çekti ve zaten sıkıntılı zamanlar yaşayan futbolu iyiden iyiye ateşin içerisine atmış oldu.

Türkiye’de kimine göre 14 milyon kimine göre de 16 milyon emekli var, son ekonomik gelişmelerden sonra artık evden çıkmaktan bile zorlanan emeklilerin evde televizyon seyretmekten başka da bir çareleri kalmamış durumda.

Aile düzenini paramparça etmekten başka hiçbir işe yaramayan bir sürü ailenin son derece çarpık ilişkilerin yaşandığı programlardan artık illallah demişken geçtiğimiz yıllarda başlayan ve ismi, tarihi diziler olan ancak tarihi ters düz etmekten başka hiçbir işe yaramayan “yönlendirme” diziler ile işler iyiden iyiye çıkmaza girmişti.

Toplum son bir kaç aydır muhafazakar yapıyı paramparça edecek birkaç diziyi televizyonlarda paramparça edecek dizileri servise sunan yapımcılar dolayısı ile zaten karışık olan kafalar iyiden iyiye kendisinden geçmiş durumda.

Bizim uzun zamandır futbol karşılaşmaları dışında televizyon kanalları ile hiçbir ilişkimiz yok, Bir gazeteci olarak bize lazım olan bilgileri 7/24 elimizin altında bulunan bilgisayardan alıyor var olan bilgileri bir kaç ayrı yayın kuruluşundan teyit ettirdikten sonra kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Ancak gün boyu gazetede açık olan ve sürekli haber sunun televizyon kanalları vesilesi ile sözünü ettiğimiz ve topluma karmaşadan başka hiçbir şey sunmayan haberleri duymak, dinlemek zorunda kalıyoruz.

Söz konusu bu karmaşadan nasıl kurtulacağımızı bilmiyoruz, Toplumu nerede ise paramparça etme noktasında buluşan bu saçma sapan karışıklığa yerel seçime az  bir zaman kala “-Aman ha durduk yerde toplumun bir bölümünü karşımıza alırız buda bize eksi oy olarak döner” endişesi ile hiç kimse müdahale etmiyor.

En ufak bir tartışmanın bile saniyeler içerisinde ölümle sonuçlanan olağanüstü tartışmalara döndüğü, kimsenin kimseye dinlemediği, herkesin kendisini tek haklı ve tek doğru gördüğü bir süreçte sözünü ettiğimiz bu karmaşadan nasıl kurtulacağımızı inanın hiç kimse bilmiyor.

Var olan karmaşanın hiç kimseye faydası yokken , karmaşanın durdurulması adına hiç kimsenin en ufak bir adım atmaması da anlaşılır gibi değil.

En azından biz anlamakta güçlük çekiyoruz.