2009 yılında Üniversiteyi kazanan kızımı kayıt yaptırmak için sabah saatlerinde Isparta ilimiz sınırları içerisinde bulunan Süleyman Demirel Üniversitesi kampüsünden içeriye girdiğimizde en fazla saat 13.30’a kadar kayıt ve yurt meselesini çözüp büyük bir gönül rahatlığı ile evimize geri döneceğimizi düşünüyorduk, yanılmışız.

Kayıt işi saat 10.00 gibi tamamlandı, Bu aşamadan sonra bilemediniz en fazla bir saat içerisinde KYK’nın bünyesinde bulunan bir misafirhaneye kızımı yerleştirebilmek adına yurt binasından içeriye girip görevliden “KYK yurdu dolu, yer yok” cevabını aldıktan sonra “Deveden büyük fil vardır” düşüncesi ile KYK yurt müdürünün odasına girip ondan da  saniyeler içerisinde “Yer yok” cevabını aldıktan sonra “Peki ne yapacağız, bu çocuk nerede kalacak.?” diye çıkıştığımızda bize “-Beyefendi ileride Fetullah Hocaefendinin yurdu var, orada münhal yer bulabilirsiniz” cevabı gelince gayri ihtiyarı “Seninde Fetullah hocanında…… Utanmaz adam Türkiye Cumhuriyetinden maaş alıp ne çocukları ne idiğü belli olmayan bir yere göndermeye utanmıyormusun, görürsün günü” dedikten sonra güvenlikçiler mahareti ile yaka paça kampüsün bahçesine atıldık.

O sinirle çıkıp kampüs bahçesinde sırtımız bir ağaca dayamış halde strateji geliştirmeye çalışırken birden bire etrafımızı saran 5-6 kişilik “badem bıyık” diye tabir edilen Cemaat mensuplarının “-Beyefendi sizi izliyoruz KYK’de yurt yok, çocuk bizim yurdumuzda misafir olsun, sizden fazla para da almayız, çocuk rahat eder hem de dinini diyanetini öğrenir” teklifini yaptıklarında ayağa fırlayıp “Badem bıyıklılara” ağzımıza gelen tüm küfür ve hakaretleri ettikten ve “ mesai 17.30’da bitiyor o zamana kadar KYK’da yer bulmaya çalışacağım, şayet KYK’da yer bulamazsam çocuğu sizin gibi şarlatanların yurduna vermektense kaydı dondurur, Üniversiteye bir yıl sonra başlatırım” dediğimizde ekipte zaten çil yavrusu gibi dağılıp gitmişti.

Saat 13.30’dan itibaren epey bir diplomasi yaptıktan sonra KYK müdürü bizden kurtuluş olmayacağını ve bu durumun ilerleyen günlerde kendisi adına sıkıntı yaşatacağının farkına varmış olmalı ki bizimle görüştü bizde kızımızı KYK yurduna teslim ettikten sonra gönül rahatlığı ile Isparta’dan ayrılıp evimize döndük.

O günlerin üzerinden nerede ise 10 yıl geçti, Geçtiğimiz günlerde Anadolu’nun bir kentinde Üniversite eğitimi yapacak olan bir akrabamızın çocuğunun kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra sıra “KYK’da yer varmı” sorusuna gelince ilgililer “-Beyefendi KYK’da yer yok ,Özel yurtlarda pahalı siz en iyisi çocuğu TÜRGEV yada ENSAR vakfından birisinin yurduna yerleştirin” dediğinde 10 yıl önce Isparta’daki KYK müdürüne hangi hakaretleri yaptıysak aynısını 10 yıl sonra KYK yurt müdürüne yapmak zorunda kaldık.

Anne baba olup ta çocukları üniversite çağına gelen herkesin üzerine bir karasaban gibi çöken bu “Barınma” sorununa aradan yıllar geçmesine rağmen halen daha bir çözüm bulunamaması  kanayan bir yara gibi duruyor ancak Türkiye’nin dört bir tarafındaki üniversitelerde eğitim almak isteyen çocuklarımızın derdine derman olacak çözümler ise henüz hayata geçirilmiş değil.

Çocuk Anadolu’nun bir kentinde liseden mezun olmuş girdiği sınav sonrası o güne kadar görmediği bilmediği ve daha önce hiç gitmediği binlerce kilometre uzaklıktaki başka bir kentte kazandığı Üniversiteyi okumak için çıkıp gidiyor ve hem kendisini hem ailesini canından bıktıran “Konaklama” problemi de o an başlıyor.

Gittiği kentteki Üniversitede öğrenci sayısı mesela 40 bin, burada normal olan 40 bin Üniversite öğrencisinin bulunduğu bir bölgede devletin KYK aracılığı ile 40 bin çocuğumuzu barındıracak yurtların yapılmasını sağlamak olmalı.

Ne yazık ki 40 bin öğrencisi olan bir Üniversitenin KYK üzerinden barındıracağı öğrenci sayısının 20 bin bile olması adeta mucize, yıllardır araştırır dururuz daha öğrenci sayısının dörtte biri kadar yurdu olan bir üniversite görmedik belki de bize denk gelmedi.

Burada devleti yönetenlere “madem ilgili Üniversiteye 40 bin öğrenci alacaksınız o zaman neden 40 bin kişilik öğrenci yurdu yapmıyorsunuz, yada madem 10 bin kişilik öğrenci yurdunuz var o üniversiteye neden 40 bin öğrenci alıyorsunuz.?” sorusunu sormamız gerekiyor, ancak bu sorunun cevabını da şu ana kadar veren çıkmadı.

KYK yurtlarında ortalama aylık 350 lira olan barınma ücretleri özel yurtlarda bin lira civarında, vatandaştan topladıkları yardımlarla yürüyen Vakıfların aylık ücretleri de KYK’nın bir miktar üzerinde olsa gerek, Vatandaş çocuğunu eğer istiyorsa kendi dünya görüşüne göre bir yurda vermeli ancak çocukları istemedikleri halde sırf ekonomik sebepler yüzünden cemaatlerin yada vakıfların kucağına atmak hiçte ahlaki olmasa gerek.

Devlet geleceğimizin teminatı olan Üniversite çağındaki çocuklarımızın barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır, Ailesinin katkısı ile Üniversite eğitimini tamamlamaya çalışan öğrencileri zorda bırakan bir anlayışı da kabul etmek mümkün değildir.

Devlet çocuklarımıza sahip çıkmalı, hem bilgili hem sağlıklı nesiller yetişmesi adına öğrenciler için bütün imkanları seferber etmeli, mevcut burs ücretlerini daha fazla arttırmalı ancak bundan daha önemlisi “Fikri hür-vicdanı hür” nesillerin yetişmesi adına çocukları orta yerde bırakmamalıdır.

Bir taraftan “Her şeyin başı eğitim” derken diğer taraftan Üniversite  bitirmekten başka hiçbir düşüncesi olmayan çocuklarımız “Şu Vakfın, bu cemaatin, şu Hocaefendinin” yurduna gitmeyi mecbur edecek ortamı hazırlamak bizimde hoşumuza gitmez biz yaratanında hoşuna gitmez.

 Üniversite Öğrencisini müşteri gibi görme zihniyetinden ne zaman kurtulacağız.?