Her kentin, şehrin, kasabanın girişlerine astıkları devasa panolarla adeta birer padişah imajı veren ve her birinin  kendilerini ayrı bir eyalet başkanı edasıyla kaymakam ve valiler başta olmak üzere vekilleri gölgede bırakan tafralarıyla ünlenen belediye başkanlarının gerçek anlamda hizmet adamı olup olmadıklarını görmek için sabahları kulaklara can veren ezandan önce uyanmanız ve ezan sesini daha iyi duymak için odanızı havalandırmak adına açtığınız pencerenizden dışarı bakmanız gerek.


Sizi Allah’ın evi denen ama pandemili ölüm korkusuyla cemaatsiz kalan camilere davet eden ezanı dinlerken, baktığınız sokağın,caddenin ve şehrin ya da köyün karanlıklar içinde güneşi beklediğini anlar,  karanlıkta görünmeyen dileklerin gölgesinden korkarsınız. Çünkü insanların, yani başkanların, hizmet adı altında milyonlar harcayıp diktiği, süslediği cafcaflı ışıkların birçoğu, Allah’ın emriyle tüm insanlığa ışık veren güneş gibi olmasa da bir gaz lambası kadar bile gölgesini aydınlatmadığını görüyorsunuz.


Başında bulundukları şehirlerin, çok görünen ana meydanlarını cafcaflı ışıklarla süsleyip kentlerin girişine ve çıkışına astıkları devasa, kelli felli fotoğraflarıyla süslü bilboardlarla, halka hizmet ettiklerini sanırlar ama arka sokak ve mahalleler gibi yanmayan elektrik direklerinin bolca dikildiği paralı yollarda da durum aynıdır. Fakat bundan kimin, kimlerin sorumlu olduğu da bir türlü bilinmez, kabul edilmez.


Buna neden ise birçok fabrika ve kamuya ait hizmetleri özelleştirme adı altında beleşten alan özel sektörün, suçun kendilerinin değil elektrik ve lamba parasını ödemedikleriyle suçladıkları yerel idareciler, yani başkanlara suçu atarken başkanlar, yollar ve üzerindeki direklerin kendi sorumluluklarında olmadıklarını belirtip suçu bakanların başında olduğu ana arter ve yollardan sorumlu valilikler bünyesinde bulunan genel sekreterliklere, karayollarına atmasıdır.


Neyse kelli felli başkanlar selfie yaparak cafcaflı işlerle hizmet ettiklerini belirtip dururlarken biz okurumuza topluma ışık verdiğine inandığımız yazımızı doğan güneşin eşliğinde bitirip, er geç aydınlanacağına inandığımız yolumuza devam edelim.