Eğitim ve bilimin önemi son zamanlarda sanırım daha belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü küresel olumsuz gelişmeler bilimden uzaklaşmamamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Demek ki tüm insanlığın sorunu eğitim ve bilimdir. Eğitim olmadan bilim olmaz. Bilime ulaşmanın yolu iyi bir eğitimden geçmektedir. Öncelikle bu terimlerin sözlük anlamlarını açıklayarak başlayalım.

Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla, kasıtlı olarak istendik yönde davranış değişikliği meydana getirme sürecidir.

Bilim ise, evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgidir.

O halde şimdi eğitimin önemini vurgulamakla başlayalım. Madem kelime anlamıyla olumlu davranış değişikliği gerçekleşiyor, o halde olumlu değişimlerin nesine direnilir. Neden ‘’cahil ya da okumamış insan en iyi insandır’’ gibi saçmalıkları duyabiliyoruz. Madem olumlu davranış değişikliği içeriyor, olumsuzluklarımızı da anlamamızı kolaylaştırmıyor mu? Elbette ki, olumlu düşünen bir insanın olumsuzlukların ne denli zararlı olduğunu anlamamış olması düşünülemez. Demek ki eğitimsizlikten gelen zararın telafisi bile olmaz. Olumsuzlukları düşünebilen insanların yeterli eğitim almadıklarından kimse kuşku duymasın. Bu eğitim almak süreçleri, sadece mesleki olarak düşünülmemelidir. Yani meslek sahibi olmak ya da herhangi bir üniversiteyi bitirmiş olmak demek, tek başına eğitimli olmak demek değildir. Üniversiteler, insanlara sadece meslek kazandırır ki o da eğitimle ilgili değil, öğretimle ilgili bir durumdur. Yani akademik başarı demektir. Akademik başarı insanları meslek sahibi eder. Bununla birlikte iyi de bir eğitim almışsa o zaman ahlaklı, adaletli, hakka ve hukuka uyan insan yetişmiş olur. Bu iki gücü bir arada tutabilen insan toplumsal insandır. Egoları, benleri olmaz. Toplumu dışlamaz. Toplumsal olaylara ve olgulara duyarsız kalamaz.

Hele dünyamızı saran bir sağlık sorunu illetiyle baş edebilmek için tüm dünya insanları seferber olmuşken, bilimin ne kadar önemli olduğunu anlamak hiç te zor olmaz. Düne kadar bilime karşı çıkanlar, bilim dışı başka yollarla yaşamlarımızı yönlendirmeye çalışanların bile şu sıralar bilimsel kanalların önemini açıklamakta sakınca görmemişlerdir. O halde eğitimi ve bilimi bir kenara bırakmak, eğitim ve bilim dışında düşünmek gibi bir yanılgı içerisine girmemek gerekir. Eğitim ve bilim insanlık için vaz geçilmez olgulardır.

Ayrıca eğitim ve öğretimi birlikte düşünmek te gerekir. Zaten sanki eğitim öğretimin bir parçası, eğitim olmadan öğretimin de olmayacağı gibi bir birini tanımlayan kavramlar iç içe geçmiş gibidir. Aslında şöyle de düşünebiliriz: Eğitemediğiniz bir kişiyi öğretemezsiniz de! Yani önce davranış değişikliği sağlayarak, öğretime hazır hale getirmek, sonra da öğretmek gerekir. Öğrenmeye başlayan bir insanın da bilimsel tüm olgulara açık olacağını bilmek te yarar vardır. Gerçi -istisnalar kaideyi bozmaz- mantığıyla baktığınızda eğitemediğimiz birçok insanın öğretildiğini ve akademik olarak bir yerlere geldiğine de şahit olmuyor değiliz.

Ama

İlla da eğitim,

İlla da öğretim,

İlla da ilim

İlla da bilim,

İlla da mantık,

İlla da akılcılık gerekli!

Çağdaş bilimsel eğitimden kopmadan,

Bilimsel kurum ve kurallardan uzaklaşmadan,

Kendi öz bilim insanlarımızın farkına vararak,

Bilim insanlarımızın uyarılarını dikkate alarak,

Onlara her zaman ihtiyaç duyabileceğimizi anlayarak,

Yaşamın artık eğitim, bilim ve teknolojiyle gerçekleşebildiğini düşünerek,

Her şeyin iyi bir eğitim ve öğretimle ortaya çıkacağını bilerek yaşamak gerektiği bilincinde olarak,

Yarın bir gün koşullar değiştiğinde yaşadıklarımızdan almamız gereken dersleri almış olarak yaşamımızı sürdürerek,

Asıl olanın gerçeklerden sapmadan, ilim, bilim ve teknolojiye uygun bir yaşam biçimi oluşturmamızdır. Sadece ihtiyaç duyduğumuzda değil, her zaman bilimin ışığında hareket etmek insanlığın vazgeçilmezidir.