Ana arterler, E 5, Taksim, Özgürlük gibi meydanları Bebek, Beşiktaş, Üsküdar, Eminönü semtleri ve Topkapı Sarayı gibi birçok tarihi, kültürel, turistik güzellikleriyle anılan İstanbul'u semt semt, cadde cadde, sokak sokak hiç dolaştınız mı bilmem ama son birkaç yıldır benim gitmediğim, görmediğim ve başını çektiğim ekiple birlikte birçok organizasyon ile her yerine memleketim Ardahan'ın adını yazdırdığım İstanbul kalmadı gibi.


Aşkımın adı olan Ardahan'ı 53 yaşına dayandığım  süreçte bir kez değil, en az birkaç kez karış karış gezip, dolaşırken halen yol, su sorunu yaşayan ve göçün devam ettiği Ardahan ve diğer kentlerin köyleri gibi İstanbul'unda köylerinin ve onların da muhtarı, muhtar heyetinin ve bu heyetin başını çeken kaymakamlarının olduğunu hatırlıyor, anlıyordum.


Çünkü, geceleri 15 milyon gündüzleri 20 milyon olan İstanbul'un da köyleri var. Pandemi dolayısıyla bir yıldır zaten kapalı olduğu unutulup, yağan son kar yağışı yüzünden “İstanbul’un köylerinde okullar iki gün tatil edildi,” başlıklı haberle İstanbul'un da köylerinin olduğunu ben dahil birçok kimse akıl edememiş gibi..


Ve merak edip kaç köyünün olduğunu sorguladığım İstanbul'un Bakırköy, Kadıköy, Alibeyköy gibi ilçelerinin yanında birçok köyünün de yani İstanbul'un 151 köyünün olduğunu öğreniyordum. Sözüm ona, İstanbul'da yaşayıp, oturduğu ilçesinin oy verdiği meclis üyelerinin, muhtarlarının, belediye binasının, kaymakamlığın nerede olduğunu bilmeyenlerin “Metropolde yaşıyoruz” dediği İstanbul'da...


Benim bir gazeteci olarak meslektaşlarım gibi çok da önemseyip düşünmediği gibi “İstanbul'luyum” deyip, İstanbul'u dev bir köye çevirenlerin köylerinin sayısını, vali, kaymakamlarının, milletvekilleri gibi oy verip, hizmet bekledikleri belediye başkanının, muhtarının, meclis üyelerinin hatta azalarının kimler olduğunu çok da bilmemesi ve benim gibi düşünmemesi, normal bir durum mu bilmem ama bu yönde saf, saf soru soranlara verilen cevap da bir o kadar ilginç ve düşündürücü olmalıdır.


Çünkü, 'zaten ekmek derdinden, trafikten, gecekondudan ibaret bir köy olan İstanbul'un kaç Köyü olduğunu nereden bileceğim..” diyenlere de hak vermemek elde değil, hatta etekten dökülen bir değil, binlerce dert olarak algılanabilir...


Ve benim gibi İstanbul'un 151 köyünün olduğunu bu yazımda öğrenenlerin aslında köyden şehre gelirken, Esenyurt'un, Kağıthane'nin, Ataşehir'in yani ülkenin en büyük metroplünün 39 ilçesinin arka mahallelerinin aslında birer köy görünümünde olduğunu bir kez daha anlıyordum. İçinde köyden beter mahalleleri olan gökdelenli Şişli'nin, vızır, vızır arabaların geçtiği Otobanlarının, 'Kanal İstanbul' denen kanalla kardeşi olacak olan Boğazı seyreden Beykoz'un da hatta ona komşu olan Kocaeli'nin Diloavası'nın, Gebze'sinin bir depremle yerle bir olacak betonarme binalarla gerçek köydür, “köyleri var mı?” diye merak edip, sorduğumuz İstanbul..