Ocak ayı, aydınlanma ve demokrasi yolunda değerli şahsiyetlerimizi yitirdiğimiz, biz geride kalan ve mücadeleye devam edenler için karanlık, kasvetli ve acılarla dolu bir ay. 

Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yılmaz savunucusu, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, araştıran ve sorgulayan değerli Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun, hain suikast sonucu aramızdan ayrılışının üzerinden tam 28 yıl geçti.

Aydınlığa, çağdaşlığa, Atatürk devrimlerine ve tam bağımsızlığımıza karşı çıkan karanlık odaklar, kirli planlarının ortaya çıkmasından korkarak 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu’yu katlettiler. Bu ülkede doğru bildikleri yolda, aydınlık ve ışık peşinde koşarken katledilenlerin fikirleri asla öldürülemedi. Uğur Mumcu da ölümü üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen fikirleri, kitapları ve bugüne ışık tutan sözleriyle aramızda yaşıyor. Uğur Mumcu’yu katleden karanlık güçler, Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürüyen, Kuvayı Milliye ilke ve anlayışını benimsemiş, Cumhuriyet sevdalıları var olduğu sürece hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar.

24 Ocak 2001 tarihinde bir suikast sonucunda yaşamını yitiren Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, başarılı meslek yaşamıyla örnek olan ülkemizin yetiştirdiği önemli bir değerdi. Vatan ve millet aşkıyla yürüttüğü mesleğinde pek çok başarıya imza atan Gaffar Okkan, görev yaptığı her yerde halkın gönlünde taht kurmuştu. 

Ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı başarılı operasyonlar yürüten Gaffar Okkan, birlik ve beraberliğimizi hedef alan hainler tarafından şehit edildi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a suikast düzenleyen karanlık güçlerin ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her türlü eylemleri sonuçsuz kalacaktır. 

Bu duygularla birlikte, başta Şehit Polis Ali Gaffar Okkan ve Türk basınının onurlu ve korkusuz kalemi Uğur Mumcu olmak üzere, bu ülkenin demokrasi mücadelesinde ve bağımsızlığı yolunda şehit verdiğimiz tüm gazeteci ve güvenlik güçlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.”

Editör: TE Bilisim