Haziran 2023 yılında yapılacak genel seçim tarihi hızla yaklaşırken iktidarda 21. yılını dolduran hükümet, devletin her türlü imkânını kullanarak aldığı destek yetmezmiş gibi birde muhalefetin elini ayağını bağlamak için türlü tedbire başvuruyor.

Sosyal medyayı susturmak için getirilen sansür yasasının serüveni sonradan öğrendiğimize göre oldukça ilginç bir yol kat etmiş.

Önce yasa taslağı hazırlanıyor.

AKP Milletvekilleri Ahmet Özdemir ve Gurup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın açıklamalarına göre ABD Büyükelçiliğinin onayına sunuluyor.

Sonra Mecliste yapılan oldukça tartışmalı oylamada Cumhur ittifakının oylarıyla yasa mecliste kabul ediliyor.

Ve ABD Büyükelçiliğinin gölgesinin düştüğü yasanın kabulünden sonra Cumhur İttifakı milletvekilleri büyük başarılarını! Kanıtlamak için meclis önünde toplu fotoğraf çektirerek tarihe not düşüyorlar.

Biran için oturduğunuz yerde arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapayın ve aynı icraatları Millet İttifakının yaptığını düşünün(Allah korusun) ve karşı ittifaktan gelecek hakaretleri bir bir hayal edin.

Söylenmedik ne alçaklıkları, ne şuursuzlukları ve nede illet – zillet gibi aşağılayıcı, küçük düşürücü sözler kalırdı.

17. Yüzyılın başlarında yaşamış Don Juan’ın şu serzenişini lütfen okurmusunuz:

Ciddi olmak istiyorum şimdi; zamanı geldi.

Çünkü günümüzde gülmek bile ciddi iş sayılıyor.

Erdemin kusur konusunda şaka yapması dahi suç sayılıyor."

/ Don Juan

Ya İstanbul’un İngiliz işgalini kınayan yazısından dolayı: “Kara Bir Gün” başlıklı makaleyi yazıp 9 Şubat 1919 tarihli “Hadisât” Gazetesi’nde yayınlayan vatansever ve cesur bir Türk milliyetçisi Süleyman Nazif’in Malta’ya sürgün edilişi…

Ya da Arif Nihat Asya’nın 1973 yılında yazdığı:

Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün/ Olmazları olmuş sayacaklar birgün

Onlar bu vehimle ellerinden gelse/ Rüyalara sansür koyacaklar bir gün.” Şiiri?

Beyler.. ”İleri demokrasi” diye diye 2022 yılında çıkardığınız yasaya yapılan şikâyetlerin 17. Yüzyılda ve 1900’lü yılarda yapılan şikâyetlerden ne farkı var?

Eğer çıkarılan yeni yasa geriye dönük işlemiş olsaydı sanıyorum ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlık dönemi de dâhil olmak üzere söylediği şu sözlerden dolayı “Dezenformasyon” yasasına en fazla kendisi takılırdı

Biz Yaptık Biz!

Uzun süredir üniversitelerden havalimanlarına kadar birçok konuda “biz yaptık” sözlerine artık millet olarak alışmış oluyoruz.

Ancak bu söylemlerin hiçbir zaman tarihin gerçekleriyle uyuşmadığı görülürken AK Parti’nin kuruluşundan yıllar önce yapılan icraatlara yönelik söylemleri ve “Ekonominin kitabını yazdım.” Sözleri pek çok konuda olduğu gibi gerçekleri yansıtmıyor.

Van’da toplu açılış töreninde AK Parti’nin kuruluşundan yaklaşık 20 yıl önce kurulmuş Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin kendileri tarafından açıldığını iddia etti ve: “Hangi hükümet Van'ı bu seviyede eser ve hizmetlerle kalkındırdı geliştirdi hiçbiri, Van'a üniversiteyi kim getirdi biz, hastane olarak eğitim araştırmayı kim getirdi Biz”…

Erdoğan’a göre AK Parti’den önce havalimanı yoktu: 2018’de Adıyaman mitinginde konuşan Erdoğan, Adıyaman’a da havalimanını kendilerinin getirdiğini söylemişti. Ancak şehirde havalimanı AK Parti’den 4 yıl önce 1998 yılında hizmete girdi. 2001 yılına kadar da düzenli seferler devam etti. Adıyaman havalimanı 2011 yılında yeniden inşa edilmeye başlandı ve 2014’te yeniden hizmete girdi.

Yıkıp yeniden yaptı, AK Parti icraatı oldu: 2018’de İzmir mitinginde konuşan Erdoğan, İzmir’e de havalimanının kendileri tarafından getirildiğini öne sürmüştü. Ancak İzmir Adnan Menderes Havalimanı 1987 yılında hizmete girdi. AK Parti döneminde ise İç Hatlar Terminali yıkılıp yerine yeni terminal yapıldı.

 67 yıllık havalimanını da sahiplenen Erdoğan 2019 yerel seçimlerinden önce Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde, 1955’ten beri hizmet veren Esenboğa Havalimanı’nın, Melih Gökçek’in başkanlığı zamanında kurulduğunu söyledi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin yanı sıra Isparta’da 1992 yılında kurulan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesini, yine 1992 yılında kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ni, Malatya’da 1975 yılında kurulan İnönü Üniversitesi’ni kendileri yapmış gibi sahiplendi. Ayrıca 28 yıllık olan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ni görmezden gelen Erdoğan, 2018 yılında kurulan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin şehirdeki ilk üniversite olduğunu iddia etti.

Halk Ekmek’i de Erdoğan kurmuş: Geçen aylarda bir televizyon programına telefonla bağlanan Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, “Halk Ekmek’i biz kurduk, Sayın Cumhurbaşkanımız kurdu. Halk Ekmek’e neden karşı olalım? Halka karşı olunur mu?” demişti. Başkanın bu açıklamalarına birçok kişi tepki gösterirken İstanbul Halk Ekmek’in 1978 yılında kurulduğu ortaya çıkmıştı.

MR da neymiş: Ambulans dâhil sağlıkta kullanılan teknolojilerinin de kendileri tarafından ülkeye getirildiği söyleminde bulunan Erdoğan, “Biz gelmeden önce MR mı vardı? Tomografi mi vardı,ulturasonografi mi vardı?” Oysa Türkiye’ye ilk MR AK Parti’den 13 sene önce 1989’da gelmiş ve hastanelerde kullanılmaya başlanmıştı.

Elektriğin Mucidi Erdoğan: Şubat ayında Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu’nda konuşma yapan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Türkiye'nin enerjisini çıkaran iktidar biziz. Bak Bay Kemal sizin hayatınızda sadece mum vardı mum, gaz lambası vardı. Biz ise bunu bu hale getirdik” demişti. Elektrikle çalışan troleybüse gönderme yapan Erdoğan, bunu da kendilerinin getirdiğini iddia etti. Ancak güç beslenmesi havada asılı olan elektrik hattından sağlanan troleybüsler için ilk hat Topkapı-Eminönü arasına döşenmişti. İtalyan Ansaldo San Giorgio firmasına 1956-57 yıllarında sipariş edilen troleybüsler, 27 Mayıs 1961’de hizmete girmişti.

 Sayın Cumhurbaşkanının bu saydığım alıntılar gibi birçok bilgi çarpıtmalarına rastlamamız mümkündür.

 Sağlıklı kalın.