Yerel seçimlerin oylanmasına neredeyse bir haftalık süre kaldı. Cumhur İttifakı bütün ağırlığını neredeyse üç büyük şehirde yoğunlaştırıyor. İstanbul, Ankara, İzmir.

                Özellikle “İstanbul.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ının olmazsa, olmazlarından. Seçim konuşmaları için Türkiye’nin hangi vilayetine giderse, oranın seçmenlerinin İstanbul’daki akrabalarından da İstanbul için de oy istiyor. Kabinenin birçok bakanı İstanbul’un değişik semtlerinde Murat Kurum’un kazanması için oy seferberliğine çıkmışlar.

                Özellikle İBB. Adayı Murat Kurum, her yaştaki seçmen için akla hayale gelmedik vaatlerde bulunuyor. Neredeyse cenneti seçmenin ayağının altına serecek. Murat Kurum’un eli sadece İstanbullu ile değil, Gazze’ye, Gazze’de İsrail askerleri tarafından katledilen Müslümanlara da uzanıyor.  Kurum: "31 Mart'ta Gazze'deki mazlumlar sevinecek, Gazze'de elini bize uzatan kardeşlerimiz sevinecek"

                Gerçekten öylemi: Filistin’de Gazzeli çocukların sevinmesi için işbaşında bulunan hükümet ve partili Cumhurbaşkanı’nın Gazzeli mazlumlar için konuşmaktan başka yaptıkları bir şey var mı?

                Ama Gazzeli mazlumları katleden İsrail için Erdoğan ve hükümetinin yaptıkları çok şey var.

                İşte size gazeteci Metin Cihan’ın bir televizyon konuşmasında anlattıkları*: İsrail petrolde tamamen dışa bağımlı, tedarikçisi Azerbaycan. Bakü – Tiflis – Ceyhan boru hattıyla Türkiye üzerinden İsrail’e gidiyor. Türkiye bu petrolün sevkiyatını yapıyor.” Metin Cihan anlatmalarına devam ediyor: “İsrail çelik ihtiyacının %60’ını Türkiye’den sağlıyor. Türkiye hammadde olarak gönderiyor, İsrail bu gönderilen çelik hammaddesini ağır sanayi ve silah sanayiinde kullanıyor. Yine İsrail, Çimento ithalatının %95’ini Türkiye’den karşılıyor. Burak Erdoğan’a ait olduğu bilinen bir geminin 17 Ekim 2023 tarihinde(İsrail’in Gazze’de bir hastaneyi bombaladığı gün) İsrail Aşdot limanından ABD’ye yük götürmek için görüntülendiğini iddia ediyor. Filistinli Müslüman Arapların Mescid-i Aksa’ya yaklaşmasını önlemek için etrafına çekilen tel örgünün dahi Türkiye’den gittiği iddiasında. Hatta bu iddiayı:

                 “Her şeyi biz gönderiyoruz, Dikenli telleri, İsrail askerlerinin kıyafetlerini…bize ‘mi kaldı Allah aşkına” diyerek  Fatih Erbakan da doğruluyordu.

                Kimseyi kandırmayalım, İstanbul seçimlerini kazanmanız ile Gazzeli mazlumlara bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir faydanız olmaz.

                Gazzeli mazlumlar nasıl ve ne zaman sevinir bilir misiniz?

-          Ceyhan Boru Hattından İsrail’e giden petrol sevkiyatını durdurduğunuz zaman,

-          İsrail’e giden demir-çelik ve çimento ihracatını durdurduğunuz zaman

-          İran füzelerinden İsrail’i korumak için Malatya’ya kurdurduğunuz Kürecik Radar Üssünün faaliyetlerini durdurduğunuz zaman.

-          Türkiye limanlarından İsrail’e giden Ticaret Gemilerinin faaliyetlerine son verdiğiniz zaman.

                Ha, bunlar olmaz, yapılamaz derseniz sizin “Çömez Devlet” diye nitelendirdiğiniz “Eski Türkiye” zamanında yapılmıştı, gene de yapılır hatırlatmak sterim.

                1974 Kıbrıs Çıkarmasından sonra ABD ambargosuna karşı, Ecevit Hükümeti tarafından Haşhaş Ekim Yasağı kaldırılmış, haşhaş ekimi serbest bırakılmıştı.

                Süleyman Demirel’in Başbakanlığı döneminde yine ABD silah ambargosuna karşı 25 Temmuz 1975 tarihli Bakanlar Kurulu kararnâmesiyle: ‘Türkiye’deki sayıları 21’i bulan bütün ABD üs ve tesislerini’ kapattı. Amerikan bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi. İncirlik’i ise sadece NATO kullanabilecekti.”

*(https://www.youtube.com/watch?v=SZKSVu_cL5o)