Sabah uyandığımda ilk işim sabah haberlerini izlediğim tv kanallarını açıp, sonra whatsapp’tan gelen özel mesajlara bakmak, ajanslardan gelen yeni haberlere bakmakla güne başlarım.
Sonra sizin gibi yüzümü yıkamak için geçtiğim lavaboda aynaya bakarak güne nasıl başlayacağımı karşımdaki bana bakıp, günün ilk konuşmasını kendimle yaparak yüzüme vurduğum soğuk su ile uyanmaya çalışırım.
Tabi bu arada kulağımda sesli haberleri veren kanalları dinler, yazmak için göreve hazırlanan ellerimi sabunlar, tertemiz bir bakışla güne başlamak isterken, ülkenin olduğu gibi, dünyanın gündemini beynime yükleyerek az haşlanmış bir yumurta, bir çay ve su bardağı içmek için karşımda güne torunlarıyla, gelin ve kızları ile başlayan eşimle birlikte kahvaltıya geçerim.
Bugünde aynı durum içinde kahvaltıya geçerken, KRT adlı tv kanalında verilen bir haber dikkatimi çekerken, 2013 yılında yazdığım bir yazı sanal ortamda “anılar” başlığı ile önüme geldiğini görüyor ve yıllar önce yazdığım yazılardan birinin daha bugün yaşanan, yaşanacakları anlattığı anlıyor, kolumun altına giren kedimle birlikte gülümsüyorum…
Çünkü KRT TV'de verilen haberde ülkelerine geri gönderilmek istenen ve camisinde namaz kılacağız dediğimiz Suriyelilerin durumunu incelemek için, bu ülkeye giden gelirken de Türkiye'ye uğrayıp, bu gezisini rapor halinde Birleşmiş Milletler Göç Komisyonuna sunduğu rapor anlatılıyordu.
Ve corona gibi önce önlem alınmıyor, sonrada alınan önlemler bıktırdı diye başlıklar atan sözde ve besleme denen muhalefet basınının iktidarın “Suriyeliler ülkelerine gönderilecek” açıklamalarına bu kez de “Suriye'de durum zaten çok zorda, inanmıyorsanız Birleşmiş Milletler Göç Komisyonu yetkilisinin açıklamasına bakın, gönderisiniz zorda kalacaklar” demeye çalıştığını anlıyordum.
Ve 2013 yılında yazdığım 2021'i anlatan o yazımı bir kez daha okuyarak birçok konu gibi dün anlatamadığımızı bugün sizin yorumunuza bırakıyorum…

Öcü alındı!..
Yabancı Ajanslara bir haber düşüyor..
-Flaş, flaş!.. Malatya üssüne bağlı 2 F-16, dün Hatay sınırında Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Suriye askeri helikopterini füzeyle vurdu...
Evet, ABD ve diğer silah tüccarlarını Suriye’ye sokamayan Türkiye şimdi de helikopter düşürmüş.. Gerçi aynı haber Ajanslarının flaş olarak geçtiği haberi bizimkiler, “Uçağımızın öcü alındı!” olarak vermiştiler..
Ardından; Helikopterin Türkiye tarafından vurulduğunu Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç duyurdu. Arınç, "Suriye'ye ait bir Mi-17 helikopteri sınırımızı, hududumuzu Hatay Yayladağ Güveçci bölgesinde 14.20 de iki kilometre ihlal etmiş, hava savunma unsurları tarafından yapılan ikazlara rağmen ihlal devam etmiştir. 14.25'te Malatya'dan havalanan iki jetimiz helikopteri füze ile vurarak düşürmüştür, dedi.”
Yani hükumetten rutin bir açıklama…
Evet Türk ajanslarının “Öcümüz aldık” diyerek düşmanca baktığı bu duruma hükumet daha serinkanlı bir cevap vermiş.
Ama şu bizim ajansların ve medyamızın savaş sevdasını er geç bu ülkenin başına bela olacağının da yeni bir işareti olan bu gelişme hiçte hayra selamet olmadığını baştan belirtmek gerek..
Çünkü bu helikopterin hiçte durup, durduk yerde değil, Suriye’ye girme sevdası olanların yeni bir ince planı olduğunu belirtmekte fayda var..
Çünkü öcün kanla değil, su ile alındığını belirten ataların ve toplumun tüm sulh çabaları sanki birilerince kaşınıyor gibi…