Batı'da siyaset yapanların bugünü yaşamamaları için 2016 yılında ele aldığım aşağıdaki yazımı kopyalayıp, o yıldan bu yıla kadar gelişen teknolojinin sunduğu imkanlarıyla birde sesli dinlerken şu an bulunduğum Kartal'da Belediye Meclis Üyesi Aday Adayı olan Çıldırlı hemşerim Sinan Karaçay'ın yazılarımızın birlikte yayınlandığı Kocaeli Bakış Gazetesi'nin haber sitesindeki yazısının linkini bana atıyordu.
Karaçay'ın 'Yok hükmünde üç şehir: Kars-Ardahan-Iğdır' başlıklı yazısını okurken 2016 yılından önce ve o yıldan bu yana ele aldığım onca yorum ve yazımın yanında yerelde olduğu gibi ulusalda bu yönde ki haberlerimi bir kez daha hatırlarken 'sanırım aday adayı olunca benim yıllardır anlatmak istediğimi daha yeni anladı..' diye düşündüğüm Karaçay'ın son yazısında dillendirdiği ama benim yıllardır üzerine dem vurduğum birlikteliğin olmayacağını bir de onun aday adaylığı konusunda çıkan haberleri görünce anladım. 
Çünkü bugün birliktelikten bahsedip, başta içi boş KAI'den olmak üzere lobiciliği nenelerinin lobiyesi sanan kazcı, sazcı derneklerden umut bekleyenler arasına katıldığını gördüğüm sayın Karaçay'ında gerek adaylık başvurusu esnasında gerekse yaptığı başvurudan sonraki çalışmalarında bırakın bir çoklarımız gibi beni de davet etmediği gibi bu yönde 'Fakirciğim haberle de olsa desteğini bekliyorum' demediğini de anlıyordum..
Ve dönüp, bahsettiği birlikteliğin neden sağlanmadığını 15 dakika 29 saniye boyunca kesintisiz olarak telefon mesajına konuşarak, aşağıdaki yazımı da ekleyerek kendisine sesli olarak attım. Ve yine aynı davranış, aynı burnundan kıl aldırmayışla ya 'Evet abi haksızsın ya da yok be abi yanlışsın, bu yaşananlarda senin de suçun var' demeyi bırakın, dinlediğini, okuduğunu gördüğüm mesaja  bu yaşananların nedenini özetleyen sesli sitemime yanıt bile vermiyordu.
Neyse uzatmadan Karaçay'ın yazısını da köşeme alıp yayınlamayı düşünürken bu samimiyetsiz davranışı dolayısıyla kendisine kızıp, kırıldığımı anlaması için kendisine verdiğim değerden,adından ve yazısından  bahsederken bu köşemde noktasına dokunmadan aynen yayınlamayı düşündüğüm yazısını yayınlamaktan vazgeçtiğimi belirtip, 2016 yılında ele aldığım 'Herkes ayrı tel çalarsa' başlıklı yazımı Sinan Karaçay'larında aralarında olduğu hemşolarıma hediye ediyor ve 'Ey hemşerim.. 'Birliktelik' demeden önce bu birliktelikte kendinizin ne kadar samimi olduğunuza bakarsanız o hepimizin istediği birliktelik belki olur..' diyorum..
Ve 36 yıldır bu yönde çaba gösteren bir Ardahanlı, bir insan ve gazeteci olarak bir kez daha altına imzamı atıyor ve 2016 yılında ele aldığım ve 'Yoksa kayıp eden Ardahan olur..' satırları ile biten 'Herkes ayrı tel çalarsa..' başlıklı yazımı 2024 yılında hala o birlikteliği arayanların 'belki bu kez' anlarlar diyerek yayınlıyorum..
Herkes ayrı tel çalarsa..
Güçlü bir Ardahan birlikteliği için çabaların yoğunlaştığı şu günlerde bu birliktelikten korkanların ellerinde tuttukları maşaları hemen, hem de panik içinde hızla harekete geçirdiklerini görüyoruz..
Yıllarca parçalanmış bir Ardahan topluluğundan faydalanıp, 3-4 oyu olmayanın belediye başkanı, belediye meclis üyesi, muhtar ve sonradan yetme iş adamı olduğu İstanbul’da Ardahan Dernekler Federasyonu olarak mutlak bir Ardahan birlikteliğine olan inancımızla bunlara karşı direnç gösterirken, bu kez yanınızda gördüğünüz, bizlerle aynı düşündüğünü sandığımız Ardahanlı siyasilerinden, stk’larından şut geldiğini görmekteyiz..
Ki bunu gören bürokratlarda, ‘şimdilik’ güçlü olan tarafta yer alıp, oluşturulmak istenen güçlü Ardahan birlikteliğine katkı sunmaktan çekinip, geri durduğuna da şahit olmaktayız..
Örnek mi? 
Bir zamanlar yapılmayan, bizlerin diretmesiyle son yıllarda stant açılarak Ardahan’ı tanıtmak için ortaya konulan çaba olan EMITT fuarının her yıl yapılan açılışı öncesinde görmekteyiz..
Güçleri yanına alarak, onları paydaş yapması gerekenlerin adeta, ‘Siz olmasanız da olur’ diyerek hareket etmesi, o her Ardahanlının dediği ama niye gerçekleşmediğini hiç düşünmediği ‘Güçlü bir Ardahan lobisi’ geciktirmekte..
Yani herkes ayrı tel çalmakla bu işin olmayacağını her Ardahanlı iyi bilmeli ve kulağına küpe etmelidir..
Yoksa kaybeden Ardahan olur..