Değerli okuyucularım bu günkü yazıma akıl yürütmeyi öğütleyen iki ayetle başlayacağım. Yunus/22 ayette şöyle denilmektedir.

Sizi karada ve denizde gezdiren O Allah’tır. Bindiğiniz gemi, tatlı bir rüzgârla yolcuları alıp götürürken herkes büyük bir neşe içinde sevinir." derken şiddetli bir fırtına kopup, dalgalar kendilerini her yandan sarınca ve dalgalarla iyice kuşatıldıklarını anlayınca, bütün samimiyetleriyle Allah’a yönelerek: “Eğer bizi bu felâketten sağ salim kurtarırsan hiç şüphesiz artık şükredenlerden olacağız” diye yalvarıp yakarırlar.

6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de başlayan 7,7 lik depremden dokuz saat sonra meydana gelen 7,6 deprem ve artçıları sonucu âdete bir beşiğe dönen başta Hatay ve Kahramanmaraş olmak üzere on bir ilimizde yaralar sarılmaya başlanırken,  20 Şubat akşamı Hatay’da meydana gelen 6,4 ve 5,8 şiddetindeki depremlerden sonra âdete taş üstünde taş kalmadı. Sebep olarak kader denilerek işin içinden çıkılmaya çalışıldı..

 Bakara / 44. Ayet ise;

Siz insanlara iyilik yapmayı emredip kendinizi unutuyor musunuz? Hâlbuki ilâhî kitabı da okuyup duruyorsunuz. Hiç aklınızı çalıştırmıyor musunuz? Denilmektedir.

Evet, ne yazık ki hiç aklımızı çalıştırmadığımız ortada. Eğer aklımızı çalıştırmış olsaydık bu kadar insanımız enkazın altında can vermeyecekti. Sayıları yüzbinleri bulan evler yıkılmayacaktı. Ekonomimiz milyarlarca dolar zarar görmeyecekti.

Allah bizlere bir dünya ve birde akıl vermiş. Sonrada; “Sizi karada ve denizde gezdiririm, Herkesi büyük bir neşe içinde sevindiririm. Bindiğiniz gemi, tatlı bir rüzgârla yolcuları alıp götürürken Aniden şiddetli bir fırtına koparırım. Dalgalar bindiğiniz, eğlence geminizi her yandan sarınca bana yalvarmaya başlarsınız. Ya da karada mutlu, mesut yaşarken, sıcacık evlerinizde mışıl mışıl uyurken bir gece aniden depremlerle yeryüzünü denizlerdeki dalgalar gibi salmaya başlarım.  Yine bana “Eğer bizi bu felâketten sağ salim kurtarırsan hiç şüphesiz artık şükredenlerden olacağız” diye yalvarıp yakarırsınız.

Oysa ben size: bu yaptıklarımı bana çok yalvarıp yakarın diye yapmıyorum.

Benim kurduğum bir dünya düzeni var; Bu düzen içerisinde de depremler var, seller, heyelanlar, kuraklık ve şiddetli yağmurlar var, kar, çığ ve fırtınalar, tusinamı, hortum gibi daha birçok olaylar var. İnsanlar bu felaketlerin olmasını istemiyor, olmasın diye de çok dua ediyorlar artık kullarımı üzmeyeyim diye bu düzenimden vazgeçemem.

Ben size çok değerli olan AKLI verdim. Benim mevcut düzenimi bozmam için bana dua edip durmayın, aklınızı bilimle, fenle birleştirerek vicdanınızın sesini de dinleyerek bütün bu felaketlere karşı önlem almaya çalışın.

Sele, heyelana karşı dere yataklarına ev yapmayın,

Depreme karşı; evlerinizi, malzemeden çalmadan, akla, bilime, plan ve projeye uygun olarak sağlam zeminlerde yapın.

Tarım alanlarına ev yaparak kıtlığa sebep olmayın.

Kuraklığa karşı, ormanları yok etmeyin, villalar yapılsın, madenler çıkarılsın, yollar yapılsın diye ağaçları kesmeyin, yanan ormanlıklar imara açmayın. ağaçlandırmaya politik olarak değil de sürekli olarak önem verin,

İçilebilir suların, temiz havanın fabrikalarca kirletilmesine müsaade etmeyin, suyu ve havayı kirletmekten kaçının.” diyor

Cenabi Allah senden, benden, tüm insanlardan yapılması gerekenleri yapmayıp, yapılmış gibi göstererek yapılmayanları eleştirenlere, dile getirenlere parmak sallayıp, küfürler yağdıranlara, senin hesap sorman gerekirken senden hesap soranlara, her şeyi kadere bağlayıp akıldan, bilimden ve vicdandan yoksun yaşayan ve yaşamamızı isteyenlere fırsat tanınmasını istemiyor.

Sadece AKIL, BİLİM VE VİCDAN ölçüsünde yaşamamızı istiyor.