6 Şubat’ta 11 ilimizde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde on binlerce insanımız hayatını kaybederken, binlerce vatandaşımız da, ya kendi çabalarıyla ya da başkalarının yardımıyla canlarını kurtardılar.

Şüphesiz ki asrın felaketinde yitirdiğimiz insanların yanında, binlerce can dostumuzu da kaybettik...

Depremde ölen ya da kurtulan insanlara ait ibretlik hikayelerden başka, dilsiz dostlarımıza ait sayısız hikayelere de şahit olduk. Söz konusu hikayeler beni o kadar çok etkiledi ki, bundan sonra hiçbir canlıya "hayvan" diyerek küçümsemeyeceğime dair kendime söz verdim...

Neler yoktu ki o hikayelerde;

Enkaz altından sağ olarak çıkarıldıktan sonra, kurtarıcılarının yanından bir an olsun ayrılmayan kediler...

Depremde can veren sahiplerinin enkazları başında günlerce gözyaşı döken köpekler...

Ayakları yara bere içerisinde kaldığı halde, bıkmadan çalışmaya devam eden köpekler...

Aç ve susuz günlerce kaldıkları enkaz altında doğum yapan kediler...

Bir köye yardım götürürken yolunu kaybeden ekiplerin önünde kilometrelerce koşarak, köyün yolunu gösteren bir can dostumuz...

Kendisine verilen ekmeği enkazın altında kalmış sahibine ulaştırmaya çalışan köpekler...

Enkazdan çıkartıldıktan sonra soğuk havada üşüyen ve ısınmak için birbirlerine sarılan kedi ve köpekler...

Ve daha bir sürü ibretlik hikaye...

Hiç şüphesiz ki Türkiye'deki depremlerin en baş kahramanları arasında, dünyanın her yerinden gelen arama kurtarma köpeklerini de saymamız gerekir.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, arama kurtarma çalışmalarında görev alan özel eğitimli köpekler, gece gündüz demeden ve her türlü zorluğa rağmen yüzlerce hayat kurtardılar.

Örnek vermek gerekirse;

SAR Arama Kurtarma Acil Yardım Derneği ekibi ile depremin en çok vurduğu Hatay'a gelen Leo, 135'inci saatte bir enkazın başında hep aynı noktada ısrarla durunca, ekipler derhal kazmaya başladı ve Onun sayesinde bir vatandaşımız enkazdan sağ olarak çıkartıldı.

Hatay'a gönüllüler tarafından getirilen arama kurtarma köpeği Tetik, tamı tamına 15 kişinin hayata tutunmasını sağladı.

Malatya'da arama kurtarma çalışmalarında görev alan Köpük, enkazlardaki camlardan dört patisinin de kesilmiş olmasına rağmen 5 hayat kurtardı

Bitlis İl Jandarma Komutanlığı Arama Kurtarma Köpeği Zayıf, depremden 142 saat sonra 60 yaşındaki bir vatandaşın sağ olarak kurtarılmasını sağladı.

Malatya’daki arama kurtarma ekiplerinin birinin şefi, çalışmalar sürerken, küçük bir kedinin bir enkazın başından hiç ayrılmadığını ve sürekli olarak enkazın altına girmek istediğini fark etti. Ekip derhal harekete geçti ve kedinin gösterdiği yerden 75 yaşında bir kadın ve iki çocuğunu kurtarıldı.

Gene Malatya'daki çalışmalarda görev alan Sıla isimli bir köpek, enkaz altındaki 12 kişiye ulaşarak kurtarılmalarını sağladı. Çevredeki cam ve metal parçaları nedeniyle ayaklarından yaralanan Sıla, buna rağmen ayakları sargılı olarak kurtarma çalışmalarına devam etti

Bütün bu hikayelerin arasında, Dünyanın diğer ucundan can kurtarmak için gelip de canını veren Proteo'nun hikayesi en acıklı olanıydı.

Adını Yunan mitolojisindeki Poseidon’un oğlu Proteus’tan alan Proteo, Türkiye’ye arama kurtarma faaliyetleri kapsamında Meksika’dan gelen 16 adet arama kurtarma köpeğinden sadece biriydi ve görevi esnasında hayatını kaybetti.

Meksikalılar, çalışmalar sırasında yaşamını yitiren Proteo’nun anısına tören düzenleyip saygı duruşunda bulundular. Tıpkı, vazifesini yaparken şehit olan kahraman bir asker için yapıldığı gibi...

Öte yandan, Meksika Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Büyük yol arkadaşımız köpeğimiz Proteo’yu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Türkiye’deki kardeşlerimizin aranması ve kurtarılmasında Meksika Delegasyonu’nun bir üyesi olarak görevini yerine getirdin. Kahramanca çalışman için teşekkür ederiz” denildi.

Evet Dostlar,

Asrın felaketi olarak nitelendirilen son depremdeki ibretlik hayvan hikayelerini ve can kurtarmak için canları pahasına çalışan köpekleri görünce, bu dilsiz dostlarımıza işkence eden, aç ve açıkta bırakan, zarar vermeseler bile onlardan nefret edenler aklıma geliverdi. İster istemez içim sızladı ve hatta insanlığımdan utandım...

Lütfen, bundan sonra kabalık ve çirkinliklerimize hayvanları alet etmeyelim. Kızdığımız insanlara "köpek" derken bir kez daha düşünelim...

Bizim inancımızda tüm yaratılanlar değerlidir ve yaratılan herşey Yaradan'ın emanetidir. Bu nedenle, Allah'ın yarattığı dilsiz dostlarımızı hiç olmazsa Yaratanın hatırına sevelim...

Esen Kalın...