Millet olarak siyaset yapmayı çok seviyoruz.Bilinçli, bilinçsiz olarak siyaset yapıyor, yorumlarda bulunuyoruz.Kırsallarda okul yüzü görmemiş, eğitimin anlamını bilmeyenden, Üniversite mezununa kadar herkes kendisine göre yorumlar yapıyorlar.

Kimsenin yorumlarda bulunmasına bir diyeceğim yoktur. Hatta kimseyi öteleştirmeyen, bölmeyen ve böldürtmeyen, kırmayan ve incitmeyen, kimseye küfür yapılmadan, hakaret içeren sözler sarf edilmeden yapılan her türlü düşünceye saygı duyarım.

Her şeyin aleni olarak konuşulmasından, tartışılmasından yanayım. Çünkü herkesin fikrini söylemesi; başta insanlarımızın akıl ve bilim süzgecinden geçmelerine ortak bir düşüncede buluşmalarına, insanların bilinçli oy kullanmalarına sebep olacaktır. Böyle olduğunda da, doğru, dürüst, erdem sahibi, kendini değil de vekilliğini yaptığı insanları düşünen siyasetçilerin seçilmesine özen gösterilecek, bizleri yönetmeleri için deliyakat sahibi insanlarımız iş başına geleceklerdir.

Emin olduğum bir şey varki oda; Ülkemizde oylarını bilinçsizce kullanan seçmenlerin sayılarının çok olmasıdır.

Beni bu düşünceye iten sebeplerin birincisi; Türkiye genelinde 6 yaş üzerindeki nüfusun % 7,7'si okuma yazma bilmemekte, % 6,6'sının ise okuryazar durumu bilinmemektedir. Yani seçmenlerimizin en az yüzde ondan fazlası okuma yazma bilmiyor.

Yüzde 22,5’u ilkokul mezunu, yüzde 25'i İlköğretim, ortaokul, lise veya dengi okul mezunu olurken, Yükseköğretim mezunlarının oranı ise yüzde 17,6 da kalmıştır.

Seçmenlerin bilinçli oy kullanmaları ile eğitim düzeyleri arasında doğru bir orantı bulunmaktadır.

İkinci ise; Türkiye’de 1950’lerde başlayan ve hızlı bir şekilde seyreden kentleşmedir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre. 1950’de % 18,5 olan kent nüfusu, 1960’da % 25,2’ye 1970’de % 35,7’ye, 1985’te % 53,6’ya, 1990’da % 56,3’e, ulaşmıştır. 1990-2000 yılları arasında kent nüfusunun genel nüfusa oranı % 65’i bulmuştur ve kentte yaşayan nüfus da 45 milyona yaklaşmıştır.2020 yılında il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93, belde ve köylerde yaşayanların oranı ise %7'ye düşmüştür.

Böylece70 yıl önce nüfusumuzun %80'den fazlası kırsalda yaşıyorken şimdi oran tersine döndü.

Asıl mesele ise şehirlere göç edenler henüz kendilerini kırsal yaşamdan koparamadılar.Kısacası şehirlerimiz köyleşti.

Bu bakımdan halen daha ülkemizin geleceği ve gelecek nesillerimiz düşünülmeden, onlaranasıl daha iyi kalkınmış, demokratik ve huzurlu bir ülke bırakacağımıza önem verilmeden oylar sandığa atılıyor.

Bu da yetmiyor. Günübirlik olarak siyasetçilerin oy devşirmeye yönelik ücretlere yapacakları zamlara, vergi ve ceza aflarına, asla ve asla gerçekleştirilmeyecek vaatlerineinanarak, hemşehircilik yapılarak, bir gece yarısı evine gelen siyasetçinin eve bıraktığı yiyecek kolisine, birkaç torba yakacak ve 3-5 kuruş paraya kanarak, oy verme tercihlerini belirliyorlar.Hatta oy vereceği partinin ismini, amblemini daha bilmeden sandığa gidiyor ve bilinçsizce kendine öğretildiği şekilde oyunu kullanıyor.

Bu da gösteriyor ki köyden kente göç ettik ama kent kültürüne henüz uyum sağlayamadık. Bunun paralelinde bilinçli oy kullanma kültürüne de sahip olamadık.

Oysa o sandığa giden her vatandaş oyunu bilinçli bir şekilde kullanacak olsaydı, bugün ülkemiz daha zengin,daha kalkınmış daha da demokratik bir ülke olabilirdi.

Bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Yasalarımıza göre 18 yaşını dolduran ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes birer seçmen olduğuna göre, seçimlerin galibi desandığa giderek oy verenlerin tercih ettikleri siyasetçiler oluyor. Bu seçimde 60 milyondan fazla seçmen oy kullanacak.Yani seçimin sonucunu seçmen sayısı değil, seçim günü sandığa gidip oy atanların oyları belirliyor.

Her seçimde olduğu gibi bu seçimlerde desandığa giden seçmenlerinoyları ile cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin seçilecek olması unutulmamalı.

O halde, özellikle seçimin kaderini belirleyecek olan Y ve Z kuşağı gençlerimiz başta olmak üzere, tüm bilinçli vatandaşlarımızın duyarlılık göstererek 14 Mayıs'ta seçim sandığına koşmayı ihmal etmemelerini, oylarını akıl ve bilim süzgecinden geçirerek kullanmalarını çok önemli buluyorum.

Unutmayalım ki seçim sandıkta kazanılacaktır.