Bugün aslında Atatürk adı üzerinden hala siyaset yapıp, %28'i bir türlü geçemeyen anlayışı ile hep muhalefette kalmayı kendisine şiar edinmiş olan Cumhuriyet Halk Partisini yani şu an yerelde iktidar olan ve iktidardan farklı olmayan hal, hareketler içinde olan CHP'yi konu edecektim.
Ulusalcı tayfanın kozmik odasında kendisini sakladığı ve bana sorulduğunda sol terimi ile hiçte alakası olmayan bir siyasi anlayışı ile en azından Erdoğan gibi %40'ları bile bulmayan bu partiyi ve onun ak saçlı başkanını anlatmak üzere hazırlanırken pazar günü Tempo TV'de canlı yayında iki saat konuk edeceğimiz diğer sol bir parti olan Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Akasakal ile yapacağımız canlı yayında kendisine ne gibi sorular yönelteceğimizi düşündüm.
Aklım kesmeye başladığında, baktığım dağlara adı Karaoğlan olarak yazılan ve bu adı kendisine benim topraklarımda, Köy Enstitülerinin ilk kez adından söz ettirdiği Kars/Susuz'lu Şahzede Şahin ninenin verdiği Ecevit'in İnönü'den alıp, yıllarca genel başkanlığını yaptıktan sonra kozmik odasının bir elemanı olarak değerlendirdiğim hakim Sezer'in yüzüne Anayasa kitapçığını atana kadar iktidarda, güçlü muhalefette tuttuğu CHP ve DSP'li dönemlerin devamı olan Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Aksakal'a neler sorulabilir? Derken  benim de özlemle aradığım solun ulusalcılık, kafatascılıktan uzak ve solun gereği olanları yapmasını, ortaya koymasını bekleyen bir insan, bir gazeteci, bir seçmen olarak DSP ve diğer 'solum' diyen partilerden beklediğim en önemli nokta solculuğu yapmaları..
" Solculuk derken Vatan-Millet-Sakarya damarlarından uzak, başörtülüsünden, mini eteklisinin sorunlarına kadar sahip çıkan, işçisinden, memuruna kadar herkese güven veren sendika, camii, mahalle, amatör spor kulüp dernekleri dahil, STK'lar ile iç içe olan, Kürtlerle barışık, Lazlarla, Arnavutlarla, Adanasından, Ardahan'ına, Edirnesinden 'AB yolu olarak gösterilen Diyarbakır' ına kadar çiftçinin, fabrikatörün sorun ve sıkıntılarına ortak olan bir siyaset izlemesi gereken bir anlayış mı , yoksa değil mi? " diye sormak isterim..
"İktidarın, haklılarının yanında haksızlıklarına karşı dik duran, onun vatan-millet-edebiyat ya da din, dil edebiyatlarına ayak uydurmayan ama onun elini zayıflatayım derken seçmeni kendisini istemeyen bir anlayışta olması gereken solu temsil ettiğini iddia eden DSP ve diğerlerinin öncelikle kendi iç dünyalarında yaşanan fikir ayrılıklarına saygılı olup, insanları kamplara bölmemesi gerekmez mi ?"  şeklindeki soruma cevap almak isterim.
Evet, " iktidara akıl verirken kendisi gibi ondan şikayetçi olan toplumun bireylerini, düşüncelerini temsil eden siyasi partilerini kırmadan, dökmeden ulusal ya da uluslararası politikayı da dışlamadan ama yanlışsa da kabul etmeden seslendiren bir anlayış beklediğim solun ve DSP gibi onu temsil ettiklerini iddia eden partilerin neden iktidara talip olduklarını ve neden bunu tüm topluma olmazsa da %51'ine kabul ettiremediklerini " öğrenmek isterim.
Liderlik sıkıntısı olduğu, yaşandığı iddia edilen ülkede 20 yıldan fazladır iktidarda olan ama onun bırakması ile ANAP, DSP, DYP ya da diğerleri gibi bir duruma düşecek denen partilerin neden lider yetiştiremediklerini de sormak istediğim sayın Önder Aksakal'ın yok imkanlara karşın kendi partisini ayakta tuttuğu gibi bu güveni ve de inancı neden tüm topluma yansıtamadıklarını da merak etmekteyim.
 CHP, MHP, BBP gibi partilerin muhalefeti geçmeyen, iktidar olamayan ideolojik bir bakışla ve en önemlisi Atatürk'ün, Türkeşin, Yazıcıoğlu'nun adlarının hatırına adeta zor bela ayakta kaldıkları bu ülkede DSP ve onun gibi partilerin yaklaşan yeni bir seçim öncesi neden, niye umut olamadıkları, uluslararası siyasete, dünyaya niye güven veremediklerini de sormayı düşündüğüm DSP Genel Başkanının bu ve buna benzer sorulara cevap vereceğini umuyorum.
Ki bu umudum TBMM'nin 3.büyük partisi konumunda olan HDP ile bir arada görünmekten korkan CHP ve onun sözde bileşenleri olan İYİ, Gelecek, Deva, Saadet DYP gibi tüm partilere aynı soruları sormak ve en azından ikna edilmiş olan bir seçmen olarak cevap almak isterim.
Ha bu arada unutmadan pazar günü saat: 14.00'de konuğum olacak olan Aksakal'ın da geçen günler aldığım ve adından bahsettiğim Yenilik Partisi Genel Başkanı Büyükelçi Öztürk Yılmaz'ın 'SOLDA KANDİLİ KUTLAMAK..' başlıklı yazıma gergin bakışı gibi soracağım sorulara umarım kızmaz, bu sorulara ve sorulan onca soruya sadece benim değil tüm toplumca cevap arandığının farkında olur .