06 Şubat 2023 tarihinde gece yarısı telefonumdan mesaj sesleri geliyordu. Bunun nedeninin ülkemiz genelinde önemli bir olayın meydana gelmiş olabileceğini düşünüp hemen yatağımdan fırladım ve telefonuma baktım. “Geçmiş Olsun Türkiyem” mesajları arda arda yayınlanıyordu. Hemen televizyonu açtım. Televizyon ekranlarında “SON DAKİKA” Yazısını okuduğumuzda içimi bir korku, bir acı, bir endişe kapladı. Dudaklardan inşallah ölü sayısı çok olmaz duaları döküldü.

Çünkü Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), saat 04.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,4 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiği, bu depremin hemen ardından Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde saat 04.26'da 6,4 büyüklüğünde, saat 04.28'de 6,6 büyüklüğünde, İslahiye ilçesinde saat 04.36'da 6,5, İslahiye ilçesinde saat 04.58'de 5,3; Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 05.01'de 5.3; Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde saat 05.00'te 5,3 büyüklüklerinde depremler meydana gelmişti.

Türkiyem bir güne daha deprem haberleriyle uyanmıştı. Gaziantep ve Kahramanmaraş depremleriyle Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesi'ndeki birçok il ve ilçe sarsılmış, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ve Gümüşhane illerinde de hissedilmişti. Sadece ülkemizde değil Irak, Suriye, Mısır ve Kıbrıs’ta da hissedilmiş yıkım ve ölüm ve yaralanmalara sebep olmuştu.

Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,4 şiddetindeki depremin ardından kısa sürelerle peş peşe meydana gelen artçı depremlerle iyiden iyiye sarsılan bölgede, ağırlıklı olarak Kahramanmaraş'ın yanı sıra Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Adana, Osmaniye ve Hatay' illerimiz depremden en çok etkilenen illerimiz oldular.

Her geçen dakika çeşitli illerden ölüm haberleri gelirken yapılan son açıklamalara göre; An itibariyle (Saat 13.10) depremde 912 can kaybı, 5 bin 385 yaralının olduğu, depremde yolların zarar görmesi sebebiyle yardımların ulaşımında gecikmelerin yaşandığı, ard arda meydana gelen artçılar sebebiyle enkaz altındaki insanların çıkarılmasında zorluklar yaşandığı belirtilmektedir.

Depremin büyüklüğü ise 7,4 ten 7,7 olarak değiştirildi.

Artık insanlarımıza; “Bu coğrafya öyle bir yerdeki 2000 yıl öncesinden beri çok şiddetli depremlerin yaşandığı, Türkiye’nin sınırları içerisinde, sismik olarak oldukça aktif olan; Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı gibi deprem faylarının olduğunu ve bu sebeple bu topraklar üzerinde zamanı belli olmayan daha çok sayıda depremlerle güne uyanacağımızın iyice öğretilmesi gerekir.

Depremlerin değil, binaların insanları öldükleri bilgisinin ise akıllara iyice kazılmalıdır.

17 Ağustos 1999 depremini iliklerine kadar yaşayan, bu depremin yaralarının sarılması için her türlü hizmetin yapılmasına katkıda bulunan, canla başla çalışan biri olarak diyorum ki ;  Zaman dayanışma zamanı, zaman göçük altında kalan insanların bir an önce çıkarılması zamanı, yaralıların yaralarını sarma, evsiz kalanlara yardımcı olma, Depremden zarar görenlerin başta beslenme ve barınma ihtiyaçları olmak üzere her türlü yardımı yapma zamanıdır.

Depremde ölenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve baş sağlığı, yaralanan insanlarımıza acil şifalar diliyorum.