Moğol saldırıları sonucu Kayı soyundan Kaya Alp'in oğlu Süleyman Şah, 1224 yılında Horasan'dan Erzican ve Ahlat yakınlarına gelerek buraya yerleşmiştir. Yedi yıl sonra bu boy Fırat Nehri yatağını izleyeek Halep üzerinden tekrar Horasan'a dönmek istedi; ancak Caber Kalesi önlerinde Süleyman Şah atıyla suya düşerek ölür. Bu olay onun emrindeki ailelerin  dağılmasına yol açtı. Bazı aiӀeӀer Suriye'de kaldı, bazı aileler ise Anadolu içlerine ilerledi.

Süleyman Şah'ın; Sungur Tekin, Gündoğdu, Dündar ve Ertuğrul adlarında dört oğlu vardı. Sungur Tekin ve Gündoğdu Horasan'a dönmeye devam ettiler. Dündar ve Ertuğrul, emrindeki ailelerle batıya ilerlerken iki ordunun savaştıklarını görürler. Bu iki ordudan güçsüz olarak gördüklerine yardım etmeye karar verdiler. Bu karar onların ileriki yaşamlarını çok etkiledi; çünkü güçsüz olup onların yardımıyla savaşı kazanan taraf Anadolu Selçuklu ordusu, diğeri ise bir Moğol ordusuydu.

Ertuğrul, bu yardımı sayesinde Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat ile tanıştı ve onu koruyucu olarak tanıyıp elini öptü. Sultan da ona hediye olarak Domaniç bölgesini yaylak, Söğüt yakınlarındaki ovayı da kışlak olarak verdi.

Ertuğrul Gazi'nin üç oğlu oldu; Gündüz Bey, Saru Batu Savcı Bey ve Osman Bey. Bunlardan en küçüğü olan Osman Bey, 1258 yılında doğdu. Ertuğrul Gazi oğlu Osman Bey'i eğitim alması ve ilim sahibi olması için Şeyh Edebali'ya emanet etmiş ve Şeyh Edebali'ye karşı anlayışlı olması konusunda da onu uyarmıştır.

"Bak oğul. Beni kır, Şeyh Edebali'yi kırma.O, bizim boyumuzun ışığıdır.Terazisi dirhem şaşmaz.Bana karşı gel, ona gelme. Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim; ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz. Baksa da görmez olur. Sözümüz Edebali için değil, senceğiz içindir. Bu dediklerimi vasiyetim say." demişti.

Şeyh Edebali senelerce Osman Bey'i büyük bir imparatorluğun önderi olarak yetiştirmiş. Şeyh Edebali, aynı zamanda damadı da olan Osman Gazi'ye şöyle buyurmuştu:

"Ey oğul, artık Beysin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize hoşgörmek sana, anlaşmazlıklar bize, adalet sana, haksızlık bize, bağışlamak sana. Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun." diye öğüt vermiş.

Osman Gazi, kayınpederinin nasihatine harfiyen uymuş ve bu da onun daima başarılı olmasını sağlamıştır...

O da vefât edeceği zaman, oğlu Orhan Bey'e vasiyette bulunmuştur. “Ey oğul! Allahü teâlânın emirlerine muhâlif bir iş işlemeyesin! Sana itaat edenleri hoş tutasın! Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir. Ulemâya riâyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurur getirip, İslâmiyet ehlinden uzaklaşma! Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket işlerini noksânsız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum...”

Bu vasiyeti Osman Beyin İslâmiyete olan sevgi ve saygısını ve Türk milletinin rahat ve huzurunu düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça göstermekdedir.

Bu nasihatler ortada dururken yıllardır sözde Osmanlı torunu olmaktan gurur duyanlar, Fiiliyatta ise atalarının ruhlarını incitip, kemiklerini sızlatmışlardır.

Türkiyem 6 Şubat 2023 Gece yarısı saat 04.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde bir depremle sarsılmıştı.

Bu depremin hemen ardından âdete bir deprem tusinamisi yaşanıyordu.

Enkaz altında kalanlara ulaşmak, olabildiğince fazla sayıda insanımızı canlı kurtarmak için çalışmalar hızla devam ediyordu ki Saat 13,44 te ise Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde önceki depremden ayrı bir deprem daha meydana geldi.

İki büyük depremin ardından kısa sürelerle peş peşe meydana gelen artçı depremlerle iyiden iyiye sarsılan bölgede, ağırlıklı olarak Kahramanmaraş'ın yanı sıra Gaziantep, Malatya, Batman, Bingöl, Elazığ, Kilis, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Muş, Bitlis, Hakkâri, Adana, Osmaniye ve Hatay' illerimiz depremden en çok etkilenen illerimiz oldular.

Sadece ülkemizde değil Irak, Suriye, Mısır, Ürdün ve İsrail’de de hissedilmiş yıkım ve ölüm ve yaralanmalara sebep olmuştu.

Bütün Türkiye birlik olmuş,millet ile devlet el ele vermiş, Deprem enkazının altında kalan, yaralanan insanlarımızı yaşatmak, onlara umut olmak, acılarını paylaşmak, maddi ve manevi her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için adeta birbirleriyle yarışa girmişlerdi.

Her zaman olduğu gibi zor zamanlarda devletiyle, hükümetiyle ve birbiriyle ele ele vermeyi, birlik olmayı başaran bu yüce millet, Ne yazık ki yaşanan depremin en kritik saatlarinde yanında görmek istedikleri hükümetini o saatlerde yanında görememişti. İnsani yaşatmada geç kalınmıştı.