Geçtiğimiz hafta internette dolanırken rastladığım bir haber akıllara zarar cinstendi. Haberin kaynağı, adına rağmen cumhurun değerleri ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, mütemadiyen de din ve dindarlara saldırıyı adet haline getiren bir gazeteydi. Haberin kaynağını öğrenince hiç de şaşırmadım desem doğru olur...

Malum gazetenin yaptığı haberin başlığı aynen şöyle;

"Laik eğitim yine hiçe sayıldı: İlkokul öğrencilerini camiye götürdüler"

Malum gazete böyle bir başlık attığına göre, herhalde insanlardan şöyle bir tepkinin gelmesini bekliyordu;

"Allah Allahh! Bak sen ya, çocukları Allah'ın evi sayılan camiye götürmüşler. Hem de laik bir ülkede!"

Malum gazetenin malum yetkilileri;

Sizin adınıza üzgünüm ki arzuladığınız cevabı ve tepkiyi alamayacaksınız. Çünkü artık eski Türkiye yok. Sizin maskenizin düşeli ve foyanızın ortaya çıkalı çok oldu. Laiklik ve Atatürkçülük kamuflajınız artık sizi gizleyemiyor. Yaptığınız din ve mukaddesat düşmanı haberlerle insanları bezdirdiniz. Şahsen sizden de, haberlerinizden de artık midem bulanıyor...

Gelelim olayın ne olduğuna;

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Tuzla'daki İhsan Hayriye Hürdoğan İlkokulu 4. sınıf öğrencileri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kapsamında düzenlenen okul gezisinde, velilerinden de izin alınarak bir camiye götürülüyor ve Allah'ın evi tanıtılarak namaz konusunda bilgilendiriliyor...

Hadisenin devamını beklemeyin, hepsi bu kadar...

Doğrusu çok merak ediyorum; kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede ilkokul öğrencilerinin camiye götürülmesinin acaba neresi yanlış?

Bu ülke okullarında din ve ahlak dersi okutulmasına mı karşısınız, yoksa dine mi?

Unutulmasın ki, tıpkı müspet ilimlerin en iyi öğrenildiği yerlerin laboratuvarlar olması gibi, dini ilimlerin de en iyi öğrenileceği mekanlar camilerdir. Bu anlamda camiler de dini ilimlerin laboratuvarlarıdır....

Şimdi bu zihniyette olanlara soruyorum;

Siz değil miydiniz Kuran Kursları kapatılsın, din eğitimi genel eğitim içerisinde bir bölüm olsun diyenler?

Hadi buyrun bakalım, sizin dediğiniz oldu ve 3x4 zorunlu eğitim modeliyle çocuklarımızın dini eğitimleri okullara bırakıldı.

Yetmedi size değil mi?

Birinci adım başarıldı ve şimdi de sıra "okullarda din eğitimi olmasın"a mı geldi?

Müslüman bir ailenin çocuğunun camiye gitmesinden daha doğal ne olabilir ki?

Çocuklarımız İslamı öğrenmek için kiliseye ya da havraya mı gitselerdi?

Öyle olsaydı, "Laiklik elden gidiyor!" diye gene bağıracak mıydınız?

Bakın beyler, yemeyin bizi!

Laiklikle din eğitimi, birbiriyle çatışan şeyler değildir. Müslüman bir ailenin Müslüman bir çocuğunun din ve ahlak dersi kapsamında camiye götürülmesiyle laikliğin zerre alakası yoktur. Laiklik ve Atatürkçülüğü kamuflaj olarak kullanmaktan artık vazgeçin; gına geldi bu hallerinizden...

Eğer sizin çocuğunuzu sizin izniniz olmadan zorla camiye götürüyorlarsa, haklısınız. İşte o zaman "Ben istemiyorum kardeşim, çocuğum İslamı öğrenmesin" diye feryat figan edebilir ve bunu gazetenizin ilk sayfasından sürmanşet haber yapabilirsiniz. Aksi halde oturun oturduğunuz yerde ve bizim çocuklarımıza karışmayın. Tıpkı bizlerin sizin çocuklarınıza karışmadığımız gibi....

Bir türlü İslam'ın ve Müslümanların yakasından düşmeyeceksiniz değil mi?

Lakin unuttuğunuz birşey var;

Siz istemeseniz de, Allah nurunu tamamlayacaktır!

Şimdi size bazı ülkelerden örneklerle Avrupa'da din eğitiminin durumu hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Gerçi, eminim ki siz bu konuları bizden çok daha iyi biliyorsunuzdur ya; neyse...

Başta Avrupa olmak üzere, dünyanın neredeyse tümünde din dersleri zorunlu olup, Avrupa’da dersin içeriğini ve öğretmenlerini bile kiliseler belirliyor.

Örneğin, Almanya Anayasa’sına göre din veya ahlak dersi, kamu okullarında düzenli okutulmakta ve anaokullarının yüzde 70’i kiliselerin yönetiminde.

İspanya'da ilk ve orta dereceli devlet okulları öğrenciye din dersi vermek zorunda ve din dersleri programlarını ilgili dinin temsilcileri yapmakta.

Avusturya'da din eğitiminden kilise ve cemaatler sorumludur. Din dersi ilkokul, ortaokul, eğitim, ziraat ve orman fakültelerinde zorunlu, özel okullarda ise seçmelidir.

Polonya'da ilk ve orta dereceli özel ve devlet okullarında seçmeli din dersi var. Eğitimin içeriğini ise kilise ile bağlantılı olarak eğitim bakanlığı belirlemekte.

Şimdi size son bir soru soruyorum;

Sizce, birkaç örneğini verdiğim Avrupa ülkeleri, sırf dini eğitimlerini kiliselere bıraktılar diye laiklikten çıkmış mı oldular?

Siz bu sorunun cevabını düşünürken ben yazımı Mevlana'nın bir sözüyle bitireyim;

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!

Kısacası, Müslümansan dinine sahip çık, değilsen dinime karışma...

Esen Kalın...