Öğretmenlerin en onemli sorunlarından biride öğretmenlerin hukuki statülerinin güçlendirilmesi sorunuydu. Bu sorunun çözüme kavuşturulması adına öğretmen sendikalarınca Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması için gayret gösterildi, her fırsatta dile getirildi. Hatta toplu sözleşmelerin görüşülecek ilk maddelerinin arasında yer verildi.

Hükümet bu sorunun çözümüne yönelik nihayetinde bir adım atıldı.

03 Şubat 2022 tarihinde 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu kabul edildi ve 14 Şubat 2022 pazartesi günü 31750 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe koyuldu.

Ancak beklenilen şekilde olmadı ve öğretmenleri mağduriyetten kurtaramadı. Hak edişler tatmin edici olmadı, Sadece öğretmenler arasında ayrım yapmaya yaradı.

Zaten öğretmenler arasında yıllardır ayrım yaşanıyordu. 1958 yıllarına kadar öğretmenler; İlkokul Öğretmeni, Ortaokul Öğretmeni ve Lise Öğretmeni şeklinde ayrıştırmaya tabi tutularak farklı farklı maaş ödemeleri yapılıyordu. Daha sonraları, vekil öğretmen, ücretli öğretmen gibi kelimelerde lügatimize girdi.

Her ne kadar Cumhuriyetten öncede Özel okul öğretmenliği olsada, son yıllarda hızla artan özel okullar sayesinde Özel okul Öğretmenleri ve Devlet okulu öğretmeni diye ayrı bir gruplama daha oluştu.

Şimdilerde öğretmenlik yapıyorum diyen birine;

İlkokul öğretmeni mi, Ortaokul öğretmeni mi, Lise öğretmeni mi, Kadrolu mu, sözleşmeli mi siniz? Diye soruluyor oldu.

Şimdi öğretmen çeşitlemelerine Öğretmenlik Meslek Kanunu ile üç öğretmen çeşidi daha eklendi. Önce Aday öğretmen ( en az bir, en fazla iki yıl görev yapacak, sonrada öğretmen unvanına sahip olacak.) Sonra 10 yıl daha görev yapılmaya devam edilecek, 10 yılın ardında şartları yerine getirmişse, sınavı da kazanmışsa Uzman öğretmen olunacak, Arkasından bir 10 yıl daha hizmetin ardından yine şartlar yerine getirilmişse ve sınavda kazanılmışsa Baş Öğretmen olunacak.

Tabi bu arada kadro kapamayan, atanamayan öğretmenlerde sözleşmeli öğretmen olarak ülkenin öğretmen açığını kapatmak için çalışmaya devam edecekler.

Protestolarla iptali istenen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer alan bazı hükümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle CHP' Anayasa Mahkemesine başvuru yaptı.

CHP'nin başvurusu, Genel Kurul gündemine alındı. Kanuna ilişkin iptal istemini ele alan Yüksek Mahkeme, Öğretmenlik meslek Kanunu’nun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini esastan görüşmek üzere gündemine alan Anayasa Mahkemesi heyeti, görüşmeyi erteledi. Milli Eğitim Bakanlığı ile en yüksek üyeye sahip 3 sendikanın açıklamalarını sözlü olarak dinlemeye karar verdi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Bakanlığın ve sendikaların açıklamalarını dinledikten sonra belirlenecek bir günde kanunun iptal istemini esastan görüşerek karara bağlayacak.

İptali istenen maddeler arasında, mesleğin aday öğretmenlik döneminden sonra "öğretmen", "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılması, aday öğretmenlik ve aday öğretmenliğe atama usullerine ilişkin düzenlemeler ile bunun yönetmelikle belirlenmesine ilişkin hükümler yer alıyor.

“Öğretmenlik Meslek Kanunu”nun iptalini isteyen öğretmen sendikaları ise;

Öğretmenlik Meslek Kanunu bir meslek kanunu değil içi boş olan bir kanun. Öğretmenlerin, kapsamlı ve bütüncül bir meslek kanununa ihtiyacı var. Sadece öğretmenin emeğini değil, idari, teknik, yardımcı personelin de emeğini gören, 600 bin işsiz öğretmeni dikkate alan sözleşmeli öğretmenlerin yaşadığı güvencesizliği, ücretli öğretmenlerin yaşadığı ekonomik, demokratik haklardan yoksunluk sorununu gündeme alan bir yasaya ihtiyaç var.

Bizim gerçekten ifade edildiği gibi kariyere ihtiyacımız yok. İnsan onuruna yaraşır, yoksulluk sınırının üzerinde ücrete ihtiyacımız var. Bize onurlu bir yaşam sağlayacak özlük haklarımızı verin.

3600 Ek Gösterge var deniyor ama 4800 olması gerekiyor öğretmenlik ek göstergesinin. 3600'ü bir başarı olarak gösterdiler ama tüm öğretmenlerimiz sevindi mi, hayır. Bir doktoru uzman yapan onun uzmanlığıdır ama öğretmeni uzman yapamayız, başöğretmen diye ayıramayız. Öğretmen kendi branşında zaten uzmanlaşmıştır. Öğretmenler aç, açlığı yaşıyoruz.

Adı kariyer ama kariyerine yönelik bir madde yok, sadece sınava dayalı, puanla ölçen, gecesini gündüzünü buna katan öğretmenlerimiz aslında ÖMK ile bir mobbinge uğradı.. AYM’ nin verdiği karar çok önemli, Eğer 19 Kasım'dan sonra olursa bu dinleme bir mağduriyet doğuracak. Nihai sonuç alana kadar MEB'in bu sınavı ertelemesi gerekiyor. Denildi.

Ancak bu söylenenlerin hepsine kulak tıkanarak, Halk arasında uzman öğretmenlik sınavı olarak da isimlendirilen; Kariyer Basamakları Yazılı Sınavı 19 Kasım 2022 Cumartesi günü yapıldı.

Türkiye genelinde 81 ilde 1489 okulda 28 bin 650 salonda düzenlenen Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavı'na 595 bin 598 başvuru yapılmıştı.

Sınavın sonuçları 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Ankara Beştepe'de öğretmenlerle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarafından duyuruldu. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada uzman ve başöğretmen unvanını kazanan öğretmen sayılarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu:

"Uzman öğretmenlik sınavında 422 bin 368 öğretmenimiz başarılı oldu. Muaf tutulanlarla birlikte 516 bin 974 öğretmenimiz uzman öğretmen olma hakkını kazandı. Başöğretmenlik sınavında 66 bin 422 öğretmenimiz başarılı oldu. Muaf tutulanlarla 66 bin 679 uzman öğretmenimiz başöğretmen olma hakkını kazandı''

Kariyer Basamakları Yazılı sınav sonuçlarına göre uzman öğretmen ya da başöğretmen unvanı alanlara, sertifikanın düzenlendiği tarihi takip eden ayın başından itibaren unvanları için uygun görülen eğitim öğretim tazminatı ödenecek ve aynı zamanda her unvan için ayrı ayrı olmak üzere bir derece verilecek.

Yazılı Sınavı'na 595 bin 598 başvuru yapılmıştı "Uzman öğretmenlik sınavında 422 bin 368 öğretmenimiz, Başöğretmenlik sınavında 66 bin 422 öğretmenimiz başarılı oldu. Geri kalan 106.808 öğretmen sınava mı girmedi? Yoksa başarısız mı oldu? Orası meçhul kaldı.

Sözün kısası öğretmenlerimiz sınavla sınanmış oldular.