Renklerin olmadığı ya da her şeyin tek renk olduğu bir dünya hayal edelim; ne kadar sıkıcı olurdu değil mi?
Renkler olmasaydı ne baharın tadı olurdu, ne yazın, ne kışın...
Cisimleri birbirlerinden ayırt etmemize yardımcı olan renkler, dünyanın daha çekici ve daha güzel görünmesine önemli katkıda bulunuyorlar.
Renkler sözel olmayan iletişim araçlarıdır. Bu bağlamda düşünüldüğünde renklerin de dili vardır...
Konunun derinliklerine inmeden önce, "renk" kavramının gerçek manasına ve renklerin aslında ne olduklarına bir bakalım;
Işık, dünyadaki bütün renkleri oluşturan ana maddedir. Işığın cisimlere çarpıp kırılması sonrasında gözümüzde bıraktığı etkiye renk denir. Kısacası, aslında bize renk olarak görünen her şey, cisimlerin ışığa karşı gösterdikleri tepkimeden başka bir şey değildir.
Renklerin dilini konuşmaya başlamadan önce, şu birkaç sorunun cevabı üzerinde kafa yormaya ne dersiniz;
Polis otolarının üzerindeki ışıkların neden mavi ve kırmızı olduğunu hiç düşündünüz mü?
Uyarı işaretleri genellikle neden sarı renktedir?
Çoğu yiyecek markasının logosunun kırmızı renkte olmasının sebebi nedir?
Cenazelerde neden koyu renk elbise giyilir?
...
Coğrafyalara, kültürlere ve hatta zamana göre farklılık göstermekle birlikte, yapılan çalışmalar her rengin kendine özgü anlamının olduğunu ortaya koymuştur. Gelin hep beraber bazı renklerin anlamlarına göz atalım;
En sıcak renk olan kırmızı, canlılık, mutluluk ve isteğin rengidir. İştah açıcı özelliği sebebiyle çoğu yiyecek markasının logosunda kırmızı kullanılır.
Doğa içinde en dikkat çekici renklerden birisi olan kırmızı, yakından kolaylıkla fark edilebilirken, uzaktan zor ayırt edilebilmektedir.
Mavi renk huzur, dostluk, düşünce ve otoriteyi temsil eder ve sakinleştirici etkisi vardır.
Öte yandan, yeme içgüdüsünü azaltan bir renk olduğundan fast-food zincirleri dükkanlarında pek fazla mavi renk kullanmazlar. Bunun aksine diyet ürünlerinde özellikle mavi yazı ve logolar kullanılır.
Kırmızının aksine, mavi renk uzaktan kolaylıkla farkedilebilir.
Kırmızı sayesinde yakından, mavi sayesinde de uzaktan fark edilebildikleri için, polis ışıkları kırmızı ve mavi renklerden oluşur.
İyilik, saflık ve temizliği temsil eden beyaz, bütün renklerin bir araya gelmesinden oluşur.
Güç, sadelik, hırs ve tutkunun rengi olan siyah, bazı yerlerde kötülüğü, matemi ve hüznü ifade eder. Konsantrasyona yardımcı olan bir renk olduğundan, Einstein, konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girer ve öyle düşünürmüş.
En parlak ve en dikkat çekici renk olan sarı, neşeli insanların ve sonbaharın rengidir. Kolayca dikkat çeksinler diye, uyarı ışıkları ve ticari taksiler genellikle sarı renkte olurlar.
Tabiatın rengi olan yeşil, canlılığı, tazeliği, güzelliği, güveni temsil eder ve insanı sakinleştirir. Vejeteryanlığı da temsil ettiğinden, kasaplar dükkanlarında yeşil rengi hiç kullanmazlar.
Gözün en rahat algıladığı renklerden biri olan gri diplomatik ve ağır bir renk olup, hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder. Bu nedenle de silahlı kuvvetlerde ağırlıklı olarak gri renk kullanılır.
Neredeyse herkesin kendine yakın hissettiği bir renk mevcuttur ki, bu renk kişinin karakteri konusunda ipucu vermektedir.
Mesela;
Favori rengi kırmızı olanların bir diğer adı tutkudur...
Rengi mavi olanlar güvenilir insanlardır...
Sevginin gücü yeşilden geçer...
Doğallıktan vazgeçmeyenlerin favorisi beyazdır...
Hayatının her alanında asil bir duruşa sahip olanların rengi ise siyahtır...
Benim mi?
Benim rengim "Hakî"dir. Çünkü haki yalnızca bir renk olmayıp, renkten de öte anlamlar taşır.
Yeşile çalan toprak rengi olarak da bildiğimiz haki, Farsça toprak demek olan "hâk kelimesinden türeyen bir kelimedir.
Aslı toprak geldiği için, haki kelimesi insanı anlatmak için de kullanılır. Geldiği (ve gideceği) yeri unutmaması için insana hâki denir...
Diğer taraftan, hâki sağlam karakterli bir renktir ve kolay kolay kendini bozmaz. Bu özelliği sebebiyle de askeri elbiseler genellikle haki renkte olurlar...
Fuzuli'ye ait olduğu söylenen şu dörtlükle yazımıza son verelim:
Mey biter saki kalır, her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır...
Esen Kalın...
