Bir evi yuva yapan içinde ki muhabbettir. Bir evi yuva yapan, aile bireyleri arasındaki insicamdır. Bir evi yuva yapan, ona atfedilen değerdir. Bir evi yuva yapan, orada bulduğunuz huzurdur, güzelliktir. Evinle evlenirsen eğlenirsin, evin yuvan olur, hem mutlu olursun. Ev, bütün kötülüklerden kaçabileceğin, kendini güvende hissedebileceğin son sığınaktır. Dolayısıyla o sığınağa dışardan müdahaleleri en aza indirmek gerek. Evde elin işte, gözün oynaşta olmasın.

Bir eviniz varsa, evinizi yuva yapabilmişseniz, dünyaya meydan okuyabilirsiniz. Bu yüzden evden uzaklaşmak için türlü bahaneler bulmak yerine, eve bir an önce ulaşmak için koşar adımlarla yol almak gerek. İşte bir evi yuva yapan, bu ruh halini özümsemektir.

Ev bir ruh halidir. Düşlerinizin bir çatı altında neşv-ü nema bulmasıdır. Ev insanların kutsalıdır. Bu yüzden ev şerik kabul etmez.

Ev, insanı sadece yağmurdan, selden, soğuktan, sıcaktan, gelebilecek tehlikelerden korumaz. Günlük hayatın vermiş olduğu sıkıntılardan, yaşamda karşılaşacağımız fırtınalardan da korur. Koruyan, besleyen, iyileştiren sığınaktır. Pandemide her yerden her şey den kaçtık evimize sığındık. Hastalandığımızda bizi kovmayan, bütün kapılarını ardına kadar açan, bizi sarıp sarmalayan, iyileştiren, şifa sığınağımızdır bizim.

Hayat herkes için belirli zorluklar çıkarabilir, onarılmaz yaralar da açabilir. Tahammül sınırımızı aşan, bizi zorlayan ve rahatsız eden birtakım olumsuzluklarla da karşılaşabiliriz. Bana göre bu durumda sığınabileceğimiz en emin yegâne sığınak yuva yapabildiğimiz evimizdir. Bana göre bu dur da:

Bu sığınak kimine göre kahvehane olabilir, kimine göre kütüphane olabilir, kimine göre bir başkasının gölgesi olabilir, kimine göre birahane olabilir, kimine göre batakhane de olabilir.

Kimi kitaplarına sığınır, kimi şarabına, kimi uyuşturucuya, kimi bahaneye sığınır. Amma velakin sığınmak bir ihtiyaçtır ve zorunluluktur. İlla ki bir şeylere sığınacaksın. Günün sonunda evdeki huzuru, evdeki güveni, evdeki şifayı hiçbir yerde bulamazsınız. Evinizi yuva yapmaya bakınız.

Hepimiz bu hayatın sıkıntılarından nasibimiz olduğu kadarıyla yüzleştik. Hepimiz acı çektik, sevdiklerimizi kaybettik, kırıldık, üzüldük ama evimiz yuvamızda, ailemizde yaralarımızı pansuman ettik, sardık iyileştirdik. Herkesin bir çatlağı var, kanayan bir yarsı var, herkes sevilmeye, iyileştirilmeye, şefkate ihtiyaç duyar. Yaralarınızdır sizi Yaratana götüren. Leonard Cohen’inde dediği gibi: “Her şeyde bir çatlak vardır, ışık bu sayede içeri sızar.” Mühim olan şifayı nerde aradığınızdır. Hokkabazlarda şifa dağıttığını söylüyor, üfürükçülerde.

Evinize, yani yuvanıza, yani ailenize karşı şefkatli, zayıf ve esnek olun. Zira çocuklar, gençler, yani büyüme çağında olanlar yani yaşayanlar zayıf ve esnektirler. Ölüler kaskatı ve duygusuzdur. Evimiz yuvamız olsun. Allah hakkıyla yaşayan kullarından eylesin bizi.