14 Mayıs Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimine sayılı günler kara Millet İttifakı ile Cumhur ittifakı arasındaki yarışta nefes nefese devam ediyor.

Cumhurbaşkanı adaylığını ilan eden Muharrem İnce ve Sinan Ogan’ın seçim tarihine kadar ne yapacakları sorusu bir kenara siyaset ile uğraşan hemen herkes yarışın Kemal Kılıçdaroğlu ile Tayyip Erdoğan arasında geçeceği muhakkak.

Yarış sütre önünde Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden devam ederken sütre gerisinde asıl mücadelenin TBMM’de görev yapacak 600 milletvekilliği için yaşanacağı da hemen herkes tarafından kabul ediliyor.

Türkiye’de Pandemi ile başlayan sel ve yangınlarla devam eden ve 06 şubat sabahı Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, canımızı yakan, içimizi acıtan deprem kabul etmek gerekir ki seçimin kazanılmasında yada kaybedilmesinde çok büyük rol oynayacak.

Biz birkaç kez daha bu sütunlarda 2017 yılında yapılan referandumda, 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçiminde ve 31 mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimin analizini yapmış yaparken de cumhur ittifakının her üç seçimi de ortalama yüzde 1,5 oy farkı ile kazandığını anlatmaya çalışmıştık.

Her üç seçimde de şartlar şimdi olduğu gibi cumhur ittifakının bu kadar aleyhine değildi, 2017 yılında yapılan referandumu baz aldığımızda aradan geçen 6 yılın çok büyük oranda Cumhur ittifakı aleyhine geliştiğini söylemek için müneccim olmaya gerek duymuyoruz.

Seçime iki aydan daha az kaldı bizim memlekette seçimin sonucunu çok uzun yıllar hamaset ve hamasete dayalı ideolojik söylemler üzerinden belirlendiğini hepimiz biliyoruz.

Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi pandemi ile başlayan olumsuzluk vatandaşın dikkatini ideolojiden çok günlük yaşama yani ekonomiye çevirince AK Partinin de içerisinde olduğu Cumhur ittifakı zorlanmaya başladı.

Millet ittifakı 14 mayıs tarihindeki seçim öncesi herkesin dikkatini çekecek ve yerelde dengeleri değiştirecek isimleri aday gösterme noktasında son derece iddialı adımlar atınca işin şekli de değişmeye başladı.

Gün boyu karşılaştığımız ve büyük bir çoğunluğu AK Partili olan dostlarımız bundan 3-4 ay önce “Cumhur ittifakı seçimi en az yüzde 55-56 oy oranı ile kazanır” derken bugün “seçim bıçak sırtı ama yüzde 51 oy oranı ile kazanabiliriz” şeklinde görüş belirtiyorlar.

Daha 3-4 ay önce yüzde 55-56 oy oranı veren pek çok vatandaşımızın bugün seçimi bıçak sırtında görmeleri aslında seçimin sonucunun ne olacağını da aşağı yukarı gösteriyor, 08 Nisan tarihinde siyasi partilerin milletvekili listelerini YSK’ya gönderdiklerinde seçimin rengi de bir noktada belli olacak.

Biz seçimin “Bıçak sırtı” olacağına asla inanmıyoruz, Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Siyasette24 saat çok uzun bir zaman dilimidir” ifadesi de kulağımızda küpe olarak dursa da bu aşamadan sonra var olan oy oranlarında öyle ahım şahım bir oynama olmayacağını herkes görüyor.

Az kaldı.

Bekleyip göreceğiz..