CHP’nin geçmiş dönem genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçtaroğlu’nun Ankara’nın Çubuk ilçesinde başına gelenler halen daha gözümüzün önünde.

Arada özellikle muhalefete bulunan siyasi parti mensuplarına yapılan onlarca yüzlerce saldırı mevcut.

03 Mayıs 2025 tarihinde İYİ Parti Genel merkezinin Ankara’da organize ettiği Türkçüler günü sonrasına İYİ Parti Genel başkan yardımcısı ve Adana milletvekili Ayyüce Türkeş’in babası merhum Alparslan Türkeş’in mezarını ziyareti sırasında başına gelenleri de nerede ise dakika dakika izledik.

Arkasından önceki gün vefat eden DEM parti milletvekili ve TBMM başkan vekilli Sırrı Süreyya Önder’in cenazesine taziye vermek için gelen CHP genel başkanı Özgür Özel’e AKM çıkışında yapılan saldırıyı gördük.

Söz konusu saldırılar dışında Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun da ceza evinde olduğunu belirtmemiz gerek.

Siyaset insana hizmet sanatı.

Siyasi partilerde insana hizmet için birer kurum.

Siyasi partileri siyasetçiler kuruyor.

Yaşayıp yaşamayacaklarına ve ne kadar yaşayacaklarına da karar veren bilindiği gibi seçmendir.

Siyaset kurumu ne yaparsa yapsın ne anlatsın seçmen tüm gördüklerini, duyduklarını biriktiriyor ve sandık önüne geldiği an hesabı görüyor.

Siyasetin son derece nezaket dolu bir ortamda yapılması lazım.

Siyaset dilinin de sertlikten kaçınılıp son derece nazik bir üslup ile yapılması gerekiyor.

Ancak kabul etmek gerekiyor ki son dönemlerde Türk siyaseti son dönemlerde nezaketini kaybetti.

Siyasi parti liderleri son derece sert söylemler ile en azından kendi seçmenlerini konsolide etmenin çarelerini arıyorlar.

Liderlerin kullandıkları bu sert üsluptan çok kısa bir zaman dillimi içerisinde aşağıda “durumdan vazife çıkartanlar” tarafından kabul görüyor.

Milyonlarca seçmenin oyunu almış bir siyasi partinin genel başkanına fiziki bir saldırıda bulunmak ancak üçüncü dünya ülkelerinde geçerli.

Türkiye’de iyi kötü bir demokrasi geleneği var.

Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi siyaset kurumu sertlik dolu söylemleri bir çözüm aracı olarak görüyor.

Sonrası malum.

Türkiye bu kadar sertlik dolu söylemler ve o söylemlerin ortaya çıkardığı gerginlik ile yoluna nasıl devam edecek bilemiyoruz..

Bu arada liderlerin korunması ile ilgili anlayışında tez zamanda toptan değişmesi gerekiyor.

Liderlerin can güvenliğinden sorumlu koruma grubunun daha dikkatli olması lazım.

Böylesi olumsuz her gündem sonrası “inşallah bu son olur” temennilerinde bulunuyoruz.

Ancak her seferinde hepimizi üzen daha yaralayıcı saldırılar ile karşı karşıya kalıyoruz.

Siyaset anlayışının değişmesi lazım.

Siyasetçinin dilinin de değişmesi lazım.

Aksi taktirde meydana gelen bir hadise ile ilgili “geçmiş olsun” temennilerinde bulunacağız.

Ne zamana kadar.?

Yeni bir saldırı daha meydana gelinceye kadar.

Yazık oluyor memlekete.