23 Temmuz 2025 günü, orman yangınları, elemimizi katlayarak 10 Şehit ile güne şerh koydu.


Eskişehir’den Afyonkarahisar bölgesi ormanlarına sıçrayan yangın alevleri 10 işçimizi yuttu.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Biri yoğun bakımda olan yaralılara acil şifalar diliyorum.


Bugünlerde hava sıcaklıklarının tavan yaptığı bölgelerden 4 günden beri söndürülemeyen Sakarya Geyve orman yangını Bilecik sınırlarına geçmiş durumda ve köyler tehdit altında.

İzmir ve Karabük illerimizdeki orman yangınlarının da devam
ettiğini görüyoruz.


Benim asıl mesleğim OGM’de 37 yıl hizmet ettiğim Ormancılıktır.


82 yıllarında başladığım Ormancılık mesleğimde koruma, üretim, depo ve mesleki STK yönetim kadrolarında uzun yıllar görev yaptım.


Orman yangınlarında hayati tehlike atlatmış biri olarak günümüz orman yangınlarına, kendi penceremden bir bakmak isterim.
30-40 kırk yıl önce orman yangınlarına uçak ve helikopterlerle müdahale edilmemesine rağmen yangınlar, teşkilat işçisi, memuru, köylü, asker; teşkilat ve belediye itfaiye ekipleri; iş makinaları vs.

Müdahale eder, kısa sürede önlenir, en fazla 1-2 gün içinde tamamen söndürülürdü.

Teşkilat ekipleri olarak yangının başına vardığımızda, çoğu kez, köylünün önceden yetişip yangını kontrol altına almış
olduğunu görürdük ve ormanlarımız bakîrdi.


Bugün, çok sayıda hava aracı ve gelişmiş kara araç gereç ve donanımlı ekiplerle müdahale edilmesine rağmen, son beş yılda 12 gün, 13 gün gibi aralıksız devam eden orman yangınlarını gördük ve yaşadık.


Burada küresel ısınmanın büyük rol oynadığı, iklimlerin başının döndüğü gerçeğini inkâr edemeyiz.
Ancak, yaşanan bu dramlara neşter vurulacak konular da var.


Öncelikle bir Orman Bakanlığının olduğu ve her şeyi yaptığı sanılıyorsa, yanılıyoruz.


Maliye Bakanlığının kasasını doldurmaktan kendi genel müdürlüklerinin ihtiyacını bile karşılayamaz konumda olan bir Tarım ve Orman Bakanlığı var.


Yani bütün yük Orman Genel Müdürlüğünün üstündedir.

Bu çaresizliğini de bugün Eskişehir-Afyonkarahisar orman yangınında verdiği 10 Şehitle izah edebiliriz.


Diğer yandan, Ülkemiz ormanlarına sahip çıkan orman köyü nüfusunun azalması, ormandan faydalanan köylülerin artık yakacak odununu bile para ile temin ediyor olması; ormanların, köylüye iş istihdamı olmaktan çıkmış olması gibi birçok etkenler köylünün aidiyet duygusunu törpülemiştir.


Hükümet, Orman Bakanlığını başlı başına bir bakanlık yapıp, ormancılık politikalarını çağa göre yeniden düzenlemelidir. Teknolojik imkanları kullanıp yetki ve sorumluluğunu üstlenmelidir.


Ormancılık politikasında gidilecek değişikliklerde; orman yangınlarının üçte biri ormanlarda çıkan, üçte ikisi ise köy, şehir, yol ve tarım alanlarından kaçırılan yangınlardır.

O nedenle halk bilinçlendirilmelidir.


Kırmızı ışıkta geçmenin cezasını herkes biliyor fakat orman yakmanın cezasını kimse bilmiyor.

Cezaların caydırıcılığı gözden geçirilmelidir.


Özellikle ormanlardan geçen yüksek gerilim hatlarının büyük risk teşkil etmesi nedeniyle, ilgili elektrik kurumlarının sorumluluktan kaçınmalarının önlenmesi gibi etkenleri, önleyici tedbirlere örnek gösterebiliriz.