Bu yazı yazılırken AKP ve MHP’nin hazırladığı sansür yasasının birçok maddesi kabul edilirken, 3 yıla kadar hapis cezasını öngören kritik 29. maddenin de içinde bulunduğu 2. bölümün görüşülmesine bugün başlanacak. 
Basın ve meslek örgütleri ile muhalefet partilerinin tepki gösterdiği teklif Mecliste görüşülmeye devam ederken ve büyük ihtimalle bugün kabul edilecek gibi görünürken iktidarın çok da oralı olmadığı yani birçok kanun, yasa ve önerge gibi Tİ'ye almadığı eleştiri ve kınamalarda devam ediyor.
Ancak hükümeti haklı çıkaran bu ciddiyetsiz eleştirilerin nedenine baktığımızda başta sözüm ona basın ve medya kuruluşlarını temsil ettiklerini iddia eden ancak iş kendilerine gelene kadar üç maymunu oynamakla meşgul olanları değil asıl konunun birinci muhatabı olan kamuoyuna yani okura bakmak isterim.
Evet, 84 milyonluk ülkede 1 milyonu spor, 1 milyonu bulmaca, 1 milyonu magazin ve at yarışı olmak üzere toplam 4 ila 4,5 milyon gazetenin ancak tiraj yaptığı ülkemizde basının özgür olması konusunda akıl verenlerin sayısı 20 milyondan aşağı değil desem inanın.
Zira her gün bir gazete bayine gidip günlük bir gazete almayanlardan bilirim. Bu yetmezmiş gibi günde bir gazete dahi almadan "satılık basın" diye bağırıp çağıranların sayısı yine 20 milyondan fazladır. 84 milyonluk ülkede 4 milyonu gazete alan, 20 milyonu gazete almayan 20 milyonun da satılık basın dediği ülkede geriye kalan 40 milyonun da 20 milyonu Facebook, 15 milyonu instagram geriye kalanı ise tiwiterla basın özgürlüğünü savunur.
Mahallesinde, bulunduğu ilçede kaç mahallesi olduğunu bilmediği kentte yerel gazeteden bihaber, matbaayı düğün davetiyesi için arıyan bir toplumun özgürlüğün ne anlama geldiğini bilmemesi gibi, basının da bir gün kendisine lazım olacağını anlamaz. 
Çünkü güvenlik güçleri gibi onun huzuru, güzel yaşamı için gereken ve tüm dünyada basının 4. kuvveti olduğu demokrasi için mücadele edildiği bir fert, bir aile, bir millet ve de bir ülke için olduğunu anlayamaz.
Yani kısacası basın ve medyaya sahip çıkacak olanlar biz gazetecilerden çok, okur olduğunu bilmemize karşın gazete almayan, gazeteciyi satılık diye suçlayan ve adalet gibi basınında aslında ona lazım olduğunu anlamayıp sus, pus olup yaşananları izleyen topluma bakmak gerekir desem de boş olacak.
Çünkü yazım bitene  ve yayınlanana kadar bahsi geçen yasa diğer bir çok antidemokratik yasa, kanun, genelge gibi hayata geçmiş olacak bu tam demokrasi özlemi çekilen ama tam tersi giden ülkede..