Geçtiğimiz yıl kurban bayramını Ege sahillerinde geçirme talihsizliğini yaşamış birisi olarak o andan itibaren başta ailemiz ve yakın çevremize “Bayramlarda bırakın tatile gitmeyi evden çıkmak bile akıl işi değil” dediğimizi hatırlıyoruz.
Muğla dönüşü “olan oldu kısa bir süreliğine Alaçatı’ya uğrayıp biraz serinleyelim” dedikten sonra direksiyonu Alaçatı’ya çevirmiştik.
Alaçatı’da aracı park ettikten hemen sonra önünde fazla bir kalabalık olmayan dondurmacıya yöneldik.
İstediğimiz dondurmaları sıralamaya başlayacaktık ki tezgah önünde bekleyen bir görevli “Abi isterseniz şuradaki fiyat listesine bakın ona göre sipariş alalım sonra sorun çıkıyor” dediğinde “-Yahu kardeşim dondurmanın fiyatından ne olur neden sorun çıksın” dediğinde görevli “-Abi sen yine de fiyatlara bak” tavsiyesinde bulundu.
Bizim Alaçatı’daki dondurma fiyatlarına bakıp, “-Yahu bu nedir, Dondurma imalathanesini mi alıyoruz?” diye sorup olanca çabuklukla Alaçatı’dan son hızla ayrılmamız toplam 3-4 dakika içerisinde gelişmiştir.
Bu bayram biraz daha tedbirli olmaya karar verdik.
Bir taraftan tatile gitmemek diğer taraftan da evde kalmamak adına bir strateji geliştirmeye başladık.
Geçtiğimiz yıllarda Gölcük belediye başkanı Ali Yıldırım Sezer “-Değrimendere’de Yalı evleri isminde güzel bir lokasyon var, görmen lazım” dediği aklımıza gelince gerekli rezervasyonu yaptırıp bayramın ikinci günü Gölcük/ Değirmendere’nin yolunu tuttuk.
Ali Yıldırım Sezer gerçekten güzel bir gerçekten harika bir konsept gerçekleştirmiş.
Lokasyon güzel
Konaklama rahat
Fiyatlar olabildiğince makul
Sabah saatlerinde kahvaltı öncesi sahildeki yürüyüşe ise paha biçilemez.
Kahvaltı sonrası Gölcük/Değirmendere Yalı konaklarından büyük bir keyif ve memnuniyetle ayrıldık.
Karamürsel Belediye başkanı Ahmet Çalık ile bir araya gelme çay içme sözümüz vardı ancak bizim programımızın uymaması Ahmet Çalık başkanında köy ziyaretleri dolayısı ile sahada olması münasebeti ile Karamürsel ziyaretimizi başka bir zamana erteledik.
Ev halkının “Gün ortasında eve dönmek olmaz” anlayışı ve “hazır gelmişken Bursa’ya geçelim biraz dolaşır, çay-kahve içer eğer açık yer bulabilirsek birer porsiyon İskender kebap yer döneriz” ısrarlarına “-Yahu bayramdayız Bursa hem kalabalıktır, hemde bayram fırsatçıları her şeyi iki üç katına çıkarmışlardır gelin bu Bursa sevdasından vazgeçin” dememize rağmen dört kişilik ekipten oylama sonucu üçe bir bizim aleyhimize çıkınca mecburen Bursa’ya doğru yola çıktık.
Bursa merkezde aracımızı katlı otoparka bıraktık.
Otopark Ulucami ve Koza Han hemen yolun karşısında.
Belki vakit namazı kılarız diye Ulucami bahçesine yöneldik.
Cümle kapısından içeriye girmenin mümkünü yok.
O saatte 2 ayrı cenaze var.
Dışarıdan gelenlerin sayısını hesap etmek mümkün değil.
Bırakın camiye girmeyi bahçeye girmek çok büyük maharet istiyor.
İlk denemizde başarısız olunca hiç değilse Koza Han’a girelim önce birer soğuk limonata sonrada birer çay içip nefes alırız” düşüncesi ile içeriye girebilmenin girdikten sonra da çıkabilmenin olağanüstü bir maharet istediği Koza Han’ın kapısından bin bir güçlükle içeriye girebildik.
Koza Han’ın avlusu tıklım tıklım.
Bırakın dolaşabilmeyi nefes almak mümkün değil.
Zor bela bir sandalye bulup oturduk.
Geçen yıl Alaçatı tecrübesi aklımızda olduğundan görevliye “-Limonata kaç lira çay kaç lira?” sorusunu yönelttik.
Görevli anında “-Beyefendi Limonata 200 lira çay ise 80 lira” cevabını verince “aman kalsın” diyerek dakikalar içerisinde alanı terk ettik.
Koza Han’dan çıkar çıkmaz “Çay ve limonata işinde başarısız olduk bari bir kebapçı bulup İskender yiyelim “ düşüncesi ile bölgedeki İskendercileri dolaşıp dudak uçuklatan fiyatları duyunca “En iyisi bir an önce arabaya binip eve dönmek” diyerek dönüş yoluna geçtik.
Bursa’dan Gebze’ye kadar olan mesafe içinde yol ve köprü parası olarak 1045 lira ödedik, rahatladık.
Normal şartlarda böylesi dini bayramlarda fiyatların daha da ucuzlaması gerekiyor.
Ancak bizim memlekette bırakın ucuzlamayı “Fırsat ganimettir” diyen esnaf tüm ürünlere akıla ziyan zam yapıyor.
Vatandaş böylesi zamanlarda gerçekten sahipsiz.
Kurban mı kessem?
Artık ulaşılamayan fiyatlar ile mücadele mi etsem?
Nerede ise her ay zamlanan otoyol ve köprü ücretlerini mi düşünsem?
Soruları ile boğuşup duruyor.
Bayram fırsatçılarını kim kontrol edecek?
Artık kontrol edilemeyen bu zamlara kim dur diyecek?
Sorularının muhatabı ne yazık ki yok.
İşimiz Allah’a kalmış vesselam.