Dezenformasyon yasası yani yeni sansür yasasının mecliste tartışıldığı bir günde Kılıçdaroğlu'nun Demirtaş'ın ve onca siyasinin tutuklanmasına vesile olan dokunulmazlığının kaldırılması önerisi gibi durduk yerde gündeme getirdiği başörtüsünün, hapis hediyeli sansür yasası konusunda yapılan tartışmaların üzerini kapattığı bir anda bu kez de acı bir kara haberle ülke gündemi başka bir yöne çevriliyor ve yeniden değişiyor.
Çünkü bu kez memleketim Ardahan'dan bir yıl önce il olup, 74 nolu plakaya kavuşan Bartın Amasra'daki maden ocağında yaşanan patlama, mevcut iktidarın yasakçı olup, olmadığının tartışıldığı bir anda yine gündemi değiştirdi, hem de yeni ve hapis hediyeli sansür yasanın kabul edilmesinin üzerinden 24 saat geçmeden..
Bu yazımı yazdığım sırada 41 can kaybının olduğu açıklanıyordu.Hem de bizzat AKParti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından.
Çünkü ondan başkası yani 'Sayın cumhurbaşkanımız' denmeden bu ülkede açıklama yapılamaz. Ve o okeylemeden ne konuşulur, ne de açıklama yapıla bilinir.
Aksine  'Halk arasında endişe, korku veya panik amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.' diyen dezenformasyon'a takılır..
Ya bu olayın hemen ardından AFAD tarafından yapılan 'patlamanın trafo kaynaklı olduğu' şeklindeki paylaşımı gibi uzaktan kumanda dezenformasyon denebilecek saçma paylaşım apar, topar silinir ya da yanlış denip, mesajı silse de AFAD'ın da içinde olduğu herkese dava açılır veya hapsedilir, içeride yap yapabilirsen savunman istenir...
Evet, hepimizi derinden üzen bu acı patlamanın ardından ünlü havuz medyası ile besleme basınımız hem de sosyal medyanın da içinde olduğu yasayı unutarak hemen ölenlerin yakınları ve arkadaşlarının sosyal medya hesaplarına dalıp, 41 insanın öldüğü patlamada hayatını kaybeden Yasin Çelik'in “Güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz" ifadelerini manşete çekiyor.
 Ardından daha dün 301 insanın öldüğü ve ailelerine verilen paralarla adeta üzeri kapatılan Soma olayına benzer bir durum yaşanıyor hem de Soma faciasında dediğine benzer bir açıklama ile 'Bu işler kaderdir' diyen Erdoğan'ın açıklaması ile..
Basın ve sosyal medyaya getirilen hapis cezalı yasayı unutturmak için Rus gazını manşetlerine taşıyan ünlü, ünsüz basın ve medya Bartın'da biriken gaz sonucu patlayan ve 41 insanın ölümüne neden olan olayın ardından gelecek tepkileri suistimal edercesine yakınlarını kaybeden ailelerin acısını hafifletmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın maden ocağı patlamasında hayatını kaybeden 41 işçinin ailesine; devletin 500+500, sendikanın 200, Çalışma Bakanlığı’nın 100, Aile Bakanlığı’nın ise 50 bin olmak üzere destek verileceği yönünde ki açıklamasını müjde gibi veriyordu.
Ve bazıları da daha ileriye gidip, kömür ocağında çalışan ve hayatlarını kaybedenlere 'şehitlerimiz' diyerek olur ya yarın birde şehitlik maaşının bağlanacağına işaret eder gibiydi.
Kısacası başörtüsü tartışmalarının gölgesinde kalan ve daha dün çıkan hapis cezalı sansür yasası gibi 2014'te yaşanan ve bir türlü sonuçlanmayan davalar ardından ödenen tazminatlarla bizzat ailelerince gündemden düşürülen 301 insanın öldüğü Soma olayına benzeyecek gibi görünüyor 41 insanın can verdiği Bartın faciası..
Çünkü güneşi görmek için yerin metrelerce altında ekmeğini ararlarken ölenlerin aradıkları güneşi görmeden bu dünyada gitseler de birileri parayı görecek ve bir aya kalmaz yaşananları, alınmayan önlemleri, suçluların kimler olduğunu sordurmadan 'Kader bu' denilip yaşananları, alınmayan önlemleri unutturacaklar gibi...