Hala Anayasasıyla yönetildiğimiz ülkeyi 'bir sağdan, bir soldan' deyip kurtardıklarını söyleyenlerin yaptığı 12 Eylül Darbesi ardından dönemin Cuntacılarının emri üzerine o dönem CHP Kars İl Genel Meclis Üyesi olan rahmetli babamın sürgün edilmesiyle kaymağının tadı hala damağımda olan, kaplıcalar ve mermer merkezi Afyon'u bana hatırlatan bir cenderme Komutanı olacağı nerden aklıma gelirdi ki?..
Çünkü cumhuriyet mahallesinde 3 yıl boyunca yaşadığım zorunlu ikametgâh etmek zorunda kaldığımız ve şu an birçok gazete, haber sitesi gibi Afyon Times Gazetesine de yazılar yazdığım, insanının, insanlığının güzelliği Ardahan'dan farklı olmayan Afyon'dan son dakika sinyali ile bir haber düşüyor telefonuma..
Doğu ve Güneydoğu yerel ağzıyla cenderme denenlerden yani Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanı Yılmaz Kırgel soy isminin anlamını hak eden bir açıklama yapmış.
Yani soy isminin kelime arasına tire konulduğunda Kır-Gel diye anılabilecek Jandarma komutanı Afyonspor ile Amedspor karşılaşması öncesi yeşil sahaya gidiyor ve Mersin'de basın müdürünün evinin basılması gibi hazır kameralar önünde karşısına dizdiği sporcu ve yöneticilerine diyor ki; "Gönlümüz sizlerle, sizin işiniz futbol oynamak. Siz de onu çok iyi yapıyorsunuz. Geriye kalanı bize bırakın. Gerçekten Afyon'umuzun kazanmaya ihtiyacı var. Hele Hele Mersin’de yaşadığımız terör eyleminden sonra gönlümden geçeni söylüyorum" diyor ve duyarlı basın, medya da bu açıklamayı, 'Müsabaka öncesi jandarma komutanından Amedspor’a karşı kışkırtıcı ifadeler' manşetleriyle yerel, sanal, ulusal basına düşüyor.
Bu haberi okuduğum da memleketim Ardahan'da yaşanmış ve gerek yerel de, gerekse ulusal gazetelerde imzamla manşet olduğu için beni mahkeme kapılarında süründüren dönemin Ardahan İlçe Jandarma Komutanı Kazım Başçavuş'un yaptıkları ve ovada siyaset yapılmalı diyenlerin samimiyetsizliğini hatırlatıyordu.
Çünkü 40 yıldan fazladır devam eden sorunun altında yatan sebeplerin başında gelenin geçici olarak, 657'ye tabi olarak, bir telefonla 'görevden alındın' denilecek oldukları resmi koltuk ve makamın güçleriyle kendilerini devleti oluşturan insanlardan daha vatan sever sayıp, herkesi terörist, hayin ilan edenlerin bir örneğiydi yıllar önce Ardahan'da yaşanan ve son olarak Afyon'da şahit olduğumuz zihniyet.
Evet, Afrin pardon Afyon'da bir cenderme komutanı sahaya gidip, 'siz Ahmed (Diyarbakır) spor'u 5-0 yenin gerisini bize bırakın' derken o beyinciğin altında olan tahrik, ayırımcılığı AmedSpor'un 1 puan alarak sahadan ayrılmasıyla sonuçlanınca ettiği de ona kalmış, birde gelen tepkiler üzerine yalandan özür dilediğini de öğreniyoruz.
Ve ben bu haberi okuyunca şu anda hayatta olmayan Kazım Başçavuş'un kürt ağırlıklı köylere gidip, kadınları, çocukları bir kenara, eşleri, babaları, gençleri bir kenara dizip, kadın ve çocukların önünde hakaret edip, tokatladığı yönünde fotoğraflı, sesli haberim ve haberleri anlatmaya çalışırken bu memlekette 40 yıldır bitti denenin neden bitmediğini anlatmaya çalıştığını ortaya koyar gibiydi.
Çünkü köylüleri eş ve çocukları karşısında tokatlayıp, devletin silahı ile tilki avı keyfine çıkıp, vurduğu tilkinin ölüp, ölmediğini kontrol ederken kendisini kaza ile vuran anlayış sonucu bu dünyadan gitse de, anlayışın aynı şekilde değişmemesi ve sporu, sporcuyu dahil kendinden başka herkesi terörist gören zihniyetin küçük beyninin altında hep saklanması var olan sorunların çözümünüde geciktirmekte, acı vermekte, yürek yakmakta bu güzelim kardeşçe yaşanılabilinir diye bakılan ülkemde.
Evet, terörü kına denen HDP dahil herkesin lanetlediği Mersin'deki olayın ve buna benzer olayların bir daha yaşanmaması için sağduyunun mutlak olduğu, kardeş derken gerçek samimiyetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bize hatırlatan bu çirkin ve benimde kınadığım her iki olayın bir daha yaşanmaması ve dağda değil, ovada siyaset yapın derken de buna saha açacak ama o sahaya gidip, tahrik edici, ayrımcı, bölücü hal hareketler yapılmamalı diyorum.
Diyorum ama Afyon'dan şu an bulunduğum İstanbul'a geri dönünce başka bir şey daha dikkatimi çekiyor.
Oda Ardahan'lı gelini olan ve önümüzdeki seçimlerde eşini Ardahan'da liste bire koymaya çalıştığı iddia edilen Ordulu Canan Kaftancıoğlu'nun aldığı hapis cezasını da bana ve bu ülkede ovada, sahada siyaset yapmak isteyenlere hatırlatan önemli bir gelişme daha oluyor.
O gelişmede Afyon'dan gelen haber gibi yine ajanslardan, gazetelerden, haber kanallarından geliyor ve Van’ın Edremit ilçesinde “örgüte yardım etmek” iddiasıyla mahkemenin verdiği 2 yıl 1 aylık hapis cezası sonrası 9 Mayıs'ta tutuklanan 80 yaşındaki Makbule Özer, tahliye edildi.' diyordu.
Ve bu haberin ardından Adıyaman'da 2017'de PKK'ya yönelik hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen PKK'lı Volkan Bora'nın cep telefonu incelemesinde bu şahısla birlikte fotoğrafı ortaya çıkan ve bu nedenle birçok HDP'li vekil gibi dokunulmazlığı kaldırılan ve tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel için "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendiğini öğreniyorduk.
Bu haberler hakkında yapacağınız yorumu sizlere bırakırken bende bizim Ardahan'lıların gelini hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 5 ayrı suçtan verilen 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezasının bir bölümünün onandığını ama Canan Kaftancıoğlu hala CHP İstanbul İl Başkanı olarak dışarıda, görevi başında olmasının nedenini hukukçulara sormayı denedim.
Ama gelin görün ki hukukçularımız, adaleti savunan Avukatlarımız belki de 'telefonlar dinlenir' diye sorduğuma cevap veremiyor, benim yazdığım bu uzun yazı gibi değil de kısada olsa sözlü bile yorum yapmıyorlardı.
Ve soruyorum biri 2 yıl 1 aylık hapis cezası alınca hapse atılıyor, diğer birinin fotoğrafı feto darbe girişimi veya Digor uçağını alan Digorluyla, çuvallanınca 'Vallahi Peker'in çaycısıyım' diyenin getirildiği Arnavutluk'ta olduğu söylenen Thodex'in kurucusu denen Ardahanlı ile hatta eroin, esrarcı oldukları ortaya çıkanlarla yani sonrası gibi sonradan veya önceden suç işlenmişlerle fotoğrafları ortaya çıkanlar gibi terörist denen biriyle fotoğrafı ortaya çıktığı için 15 yıl hapsi istenilirken, bir diğeri de hem de adalet için Ankara'dan İstanbul'a yaya yürüyen kervanın içinde bulunanlardan biri de 4 yıl 11 ay 20 gün onanmış hapis almasına rağmen dışarıda yetmedi partisinin kapanmasına neden olacak suça devam etmesine rağmen hala İl Başkanı dışarıda..
Neyse AK Partili, CHP'li af deyip, mafya lideri oldukları söylenenlerin serbest kalmasıyla susan MHP'liysen adalet başka, HDP'li ya da 40 yıldır bir türlü bitmeyen sorunun ana merkezi olarak gösterilen bölge insanıysan sormazlar mı,
'Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu?'
Anlatmak istediğimi anlamadıysanız eğer ben de belki anlarsınız diyerek 'Bu ne lahana, bu ne perhiz?' diye değiştirip, açıklamasını, anlamını ve 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için' denilen ülkede toplumsal barışın gün geçtikçe inceldiği gibi incecik yorumunuza, size bırakıyorum.
Ha bu arada Kır-Gel cenderme Albay özürle kurtarırken, 30 Ağustos etkinlikleri sırasında kulağındaki cep telefonunu indirmeyip, arkasından gelen şurasıyla bir zamanlar Ardahanlı valinin valilik yaptığı Tokat'ın yeni valisiyle merhabalaşmadan geçen Albay'ın ve şurasının görevden el çektirildiklerini öğreniyoruz, 
Yani 'Sana başka, bana başka hak, hukuk, adalet' uygulamaları, 'Anayasa bir kez değil, 50 bin kez delinmekle bir şey olmaz' denenin bol olduğuna bir kez daha şahit olduğumuz bu tam demokrasi, cumhurun oyları ile yönetildiğini sandığımız ama terazisi hak, hukuksuzluk ve eşitsizlik yüzünden bir türlü denk durmayan bu ülkede...