Yollar uzadı, gönlüm daraldı…
Bir isim dolanıyor dilimde,
Bir yüz saklı kalmış hayallerimde.
Ne yana dönsem, sensizliğin sesi çalıyor kulağıma.
Rüzgâr bile seni arar gibi esiyor bu akşam.

Arıyorum…
Bir gülüşün sıcaklığını,
Bir bakışın huzurunu,
Bir sözün merhem gibi dokunuşunu arıyorum.
Koca bir ömrün içinde kaybolmuş bir nefes gibiyim.

Kalabalıklar geçiyor önümden,
Binlerce ses, binlerce yüz…
Ama hiçbirinde senin izini bulamıyorum.
Gözlerim arıyor, yüreğim bekliyor,
Zaman geçiyor, ama umut hâlâ aynı yerde duruyor.

Belki bir sokak köşesinde,
Belki bir rüyanın içinde,
Belki de kalbimin unutamadığı bir cümlede saklısın.
Her gece dua eder gibi fısıldıyorum ismini,
Belki duyarsın, belki gelirsin diye…

Arıyorum…
Bir fotoğrafın tozlu kenarında,
Bir mektubun sararmış sayfasında,
Bir şarkının hüzünlü nakaratında seni arıyorum.
Ne yapsam olmuyor,
Her şey seni hatırlatıyor,
Hatta sessizlik bile sen kokuyor artık.

Yorgunum…
Gözlerim umutla, kalbim acıyla dolu.
Ne geçmişe dönebiliyorum, ne geleceğe adım atabiliyorum.
Aradığım sensin, ama bulamadığım sadece sen değilsin;
Kendimi de kaybettim seni ararken.

Gece olunca daha da büyüyor sessizlik.
Karanlık duvarlar, adını yankı gibi geri fısıldıyor.
Bir sigara yakıyorum, dumanı gözlerime değil, yüreğime dokunuyor.
Her nefeste biraz daha seni, biraz daha kendimi arıyorum.

Belki bir gün, bir tesadüf olur…
Bir sokak lambasının altında, göz göze geliriz yeniden.
Ne söylenir bilmem,
Belki sadece susarız.
Çünkü bazen susmak, bütün yaraları anlatır kelimelerden daha iyi.

Arıyorum…
Bulamasam da, vazgeçemem.
Çünkü bazı arayışlar, bulmaktan daha anlamlıdır.
Ve ben seni, bulmak için değil,
Her defasında yeniden kaybolmak için sevmişim aslında.