Her kapıda iki araba, her evde en az dört tane ve ne acıdır ki büyük, küçük demeden tüm aileyi sabahlara kadar uyutmayan son model telefonlar, ayakkabı çeşitleri ile dolup, taşan gar dolaplar, hazır yemek ve gıdalarla dolu buzdolaplarını yani olağanüstü bir tüketimi es geçip, "Askıda Ekmek"le ilgili tartışmaları izliyoruz.


Aslanın ağzında olduğu söylenen ekmeğin tonlarcasının çöpe döküldüğünü görmeden, ekonomik krizin göz ardı edilerek tartışılması büfede, mobil servisle halka  ulaştırılmasının engellendiği şeklindeki iddialara tarım bakanlığı yaptığı bir açıklamayla İBB'nin yarattığı bu suni gündeme adeta un katmakla tuz biber olurken bol maaşlarını almaktan başka şimdiye kadar bir eser ortaya koyamayan muhalefet belediyelerinin içinde bulunduğu çıkmazı ve kendilerinden beklenen her hizmete "İktidar Engeli" yetmedi "Pandemi" diyerek ipe un sermesine yardımcı olan tarım bakanlığı açıklaması da İBB'nin Halk Ekmek tartışması kadar gereksiz bir durumdur.


İstanbul Sancaktepe ilçesini yönetmeye aday olurken İBB'nin güzel kadroları arasında olan Halk Ekmeğin başına geçmekle çok mutlu olan Özgen Nama'nın yeni olanlardan yani mevcutların dışında, köşe başlarında açtırmak istediği ek Halk Ekmeğin büfelerinin altında ne olduğu tartışılan ve bu tartışmanın bundan önceki yönetimin milyonlar vererek aldığıyla eleştirilen İBB'nin araç parkına yeni yani "Mobil Ekmek" araçlarını da ilave etmekten öteye geçememiştir.


Halbuki Bakanlık yani muhalefetin  dediği gibi iktidar bu işlere burun sokmasa ve "-Bu senin işin benim işim değil" dese İBB'nin yani muhalefetin dün yeni kapıda sergilediği araç filosuna milyonlar verip, yeni araçlar ilave ettiğini ve o araçlara verilen paranın ekmeğe yeni hizmetlere verilseydi daha iyi olcaktıyı da ekmeğe ulaşamadığı iddia edilen halka anlatsaydı konuyu ve tartışmayı kamuoyuna daha iyi anlatır diye düşünenlerdenim..