Ne zamandır yazıp yazmamaya karar veremediğim bir arkadaşımın anlattığı hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.Bu hikayenin  anlatımında ;  iç çözümleme tekniği ile ,ironi tekniğinden yararlanılmıştır.

Ben iyi bir dinleyiciyim onun için heyecanlı ve meraklı bir bakışla arkadaşımı karşıma oturtarak çaylarımızı yudumlamaya başladık.  

---

Sözünden ve samimiyetinden hiç kuşku duymadığım arkadaşım olan Kasım anlatmaya başladı:

‘’Uzun  yıllardır doğduğu memleketinden uzaklarda bir şehirde çalışan arkadaşım Salih ,  hiç işyeri değiştirmeden aynı mahallenin tüm işlerinde çalıştı. Mahallenin neredeyse tüm deliklerini, af edersiniz lağımlarını tanıyor ,biliyordu. Her taşın altını bir kere görüp  kaldırmış yenisi ile değiştirmişti. Arkadaşımın hakkında benim bildiklerim bunlarla sınırlı değildi elbet. O idealist ve  çok hayvan severdi. Kimle konuşursa mahallenin derdiyle dertlenir yetmezmiş gibi tüm mahallelerin ,ülkenin sorunlarına çareler üreterek en yakındakilere anlatmaya çalışırdı’’. Dedi.

Kasım soluksuz anlatmaya devam ederken ‘’dur bir soluklan çayın soğumasın’’ dedim.  Çayından son bir yudum alarak kendini hikayenin içinde hisseder gibi anlatmaya devam etti.

-‘’Salih’ in en büyük hayalı tüm mahallenin her işine yarayan  iş makinesinin kontrolünü eline almak bu şekilde yıllardır avucunun içi gibi bildiği mahallenin her anlamda temiz ve çalışabilir sorunsuz yaşamve hizmet verildiği bir hayat alanı oluşturmaktı. Emekliliğine de az kalmıştı. Mahallenin tüm işlerinde görev yapmış olan Salih, herkes tarafından da çok seviliyordu’’. Dedi.

-‘’Salih tüm arkadaş çevresine ‘’ ben bir gün bu iş makinesinden sorumlu olsam, ilk işim mahallenin en önemli noktasındaki lağımı temizleyeceğim, oradaki fareler neredeyse bir köpek boyunu aşacak hale geldiler, onları temizlemek gerekir diye kaç kere  mahallenin amirine ,kaç kere şehrin patronuna söylediğimi hatırlamıyorum bile’’ dedi.

-‘’Bir keresinde bende şahidim’’ diyerek gözlerimin içine kırpmadan bakan Kasım’ın, Salih hakkındaki anlattıklarını merakla dinlemeye devam ediyordum.

Anlatmaya devam eden Kasım;

‘’Salih  hayalini kurduğu ve çalışma hayatının son yıllarını  mahhalleye en faydalı ve verimli işler yaparak tamamlayacağı iş makinesinin operatörü vefat etmişti. Mahalleden sorumlu ‘’mahallenin sahibi’’ biziz diyenler ile tüm büyükbaşların görüşü alınarak kararı verilecek , iş makinesini kullanacak operatörün kim olması gerektiğini bir türlü kararlaştıramamışlardı. İş makinesi ile herşeyi yapabileceklerini sanan mahallenin patronları, iş makinesini kullanacak kişiye çok güvenmek ,sözlerinden dışarı çıkmayacak birini arıyorlardı. Kimsenin aklına Salih gelmediği gibi , Salih’i de operatör, makinenin kontrolünün  kendilerinde olmayacak  şüpheleri olduğundan istemiyorlardı. Ama kader yazılmıştı. Salih, tam olarak kimin talimatıyla operatör olarak görev verildiğini bilemeyecekti. Salih operatör olarak göreve başladığı ilk gün ,mahallenin patronunun kendisi sayan farelerin gerçek sahipleri , Salih’e destek verdiklerini , bizim  talimatımız haricinde kimseden talimat almayacaksın gibi sözlerle Salih’i kontrol etmek istediler. Salih çok iyi bildiği işi için makinenin üstüne çıkarak ilk işini yapmak üzere daha önceden söylediği farelerle dolu lağımı temizlemek için makinenin koltuğuna oturdu. Fareler Salih’in makineyi kullanmadan önceki kendileri hakkındaki görüşlerini bildikleri için daha Salih’ın kullandığı iş makınesi lağımın kenarına yeni yanaşmıştı ki; Farelerin haberi uçuşturdukları dostları anında telefonla arayarak ‘’ oradan uzaklaşmasını başka bir işin daha öncelikle yapılması gerektiğini söylediler oradan uzaklaştırdılar. Bunlar yetmemiş gibi , mahallenin patronlarından birinin  adamı  Salih’e gelerek bundan sonra makinenin lastikleri ,yağı ve mazotunu bizim patronun dükkanından alacaksın .Yine mahallenin başka bir büyük başıda , komşu mahallenin patronunun evini bağını ahırını velhasıl kelam tüm çiftliğini gece ansızın gidip iş makinesiyle dağıtıp yıkacaksın’’. Dedi.  Bunu yapmayacağını ve asla istenilen alımları onlardan almayacağını söylemesi üzerine ,mahalle patronları bir araya gelip Salih adına kararı verdiler. Dedi.

Kasım hikayesini anlatmaya devam etsin diye , ağızım açık dinlemeye , zorunlu olmadıkça bir kelime bile etmemeye çalıştım. Kasım bendeki bu dinleme arzusunu hissetmiş ki kaldığı yerden bir solukluk zaman sonra devam etti.

‘’Salih iş makinesini kullanmaya başladı ama mahallenin gerçek ihtiyacı olan hizmetleri yapamıyordu. Aklı hep lağımdaki farelerde , gözü uzaktada olsa farelerin üzerindeydi. Fareler Salihin çalışma arkadaşlarının içindeki dostları ile de haber gönderebiliyordu. ‘’ Bize şimdiye kadar kimse dokunmamıştı, Salih’ te aklını başına alsın işine baksın. Demişlerdi. Oysa lağımdan inanılmaz koku ve pislik geliyor lağıma yakın geçen tüm insanları ya korkutuyor yada paralarını çalıyorlardı’’.

‘’Salih erkenden kalkmış gece hiç uyumamıştı. Hiç kimseye haber vermeden makineye atlayıp lağım başına gitmiş iş makinesinin uç kısmını lağıma sokmuştu. Anında etraf bir çok fare dostları ile köpeklerin söyledikleri anlaşılmayan bağırışlarla kaplanmıştı. Mahallenin patronlarının ve mahallenin sahiplenin de olduğu bir çok kişiden  gelen telefon sesinden etkilenmeyen Salih, temizlemeye devam ederken , patronların gönderdiği bir yetkili bir kişi, Salih’in işi durdurmasını ve suç işlediğini söyleyerek etraftaki fare dostlarınında yardımıyla iş makinesi ile birlikte Salih’i kocaman lağımın içine attılar.  Bu süreçte İş makinesinin öperatörlüğünden alınmış, yerine başka birini vermişlerdi.Salih şimdi lağımdan çıkmanın ve sonrasında kendisinin haklı olduğunu anlatmanın derdine düşmüştü.  Salih belli bir süre oradan çıkmak için mücadele etti ve Salih’in haklı olduğunu söyleyen mahallenin bilirkişileri , Salih’ i lağımdan çıkartıp evine gönderdiler. Salih bu süreçte lağımda iken kırılan ayağı ve kaptığı mikrop sebebiyle yakalandığı hastalığı için bilirkişilere tekrar mağduriyetinin telafisi için başvurdu. Bilirkişiler Salih’in haklı olduğunu bildiklerini ama mahalle patronları ve nihayet en büyük patrondan korktukları için yapabilecek bişey olmadığını söylediler.  Ve Salih  haklı ve gururlu bir şekilde yaşamaya devam ediyordu. Salih’i en çok üzen konu ise operatörlüğü kaybetmiş olması değil, fareleri temizlemeye en yakın olduğu noktada elinden alınan makinesine üzüldüğünü ve en büyük üzüntüsünün ise kendi dostlarının, haklı olduklarını bildikleri arkadaşlarına sahip çıkmaktan korktuklarını , sessizce durup beklediklerine çok üzüldü’’dedi.

O lağıma ne mi oldu?

 O lağımdaki fareler dahada büyüdüğü söyleniyormuş dilden dile.

Kasım anlatmaya başladığı hikayesinin sonuna geldiğini belirten  hüzünlü  bir şeklide başını öne eğerek ‘’ bende sessiz kalanlardandım’’ diyerek gözleri dolmuştu.

Hikayemiz bu , okuyan herkes etrafına çevresine uyarlamaya çalışa dursun bu hep oluyor, olacak.

Doğru bir tanedir.

Salih ler çoğalsın, çünkü çok  lağım fareleri  az Salih’ lerimiz var.