Çok değil bundan 4-5 yıl önce herhangi bir vatandaşımız bize “-Yüksel Ercan yüzde 50 söylemi sana ne ifade ediyor.?” diye sorsalar cevabımız anında “Giyim firmalarının yıl sonu indirimi” cevabını verirdik.

Ancak ne zaman Türkiye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti arkasından da 2018 yılında bu sistem ile seçime girdi işte o zaman “yüzde 50” söylemi hayatımızın değişmez bir gerçeği oldu çıktı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden yani yüzde elli ile halen tanışmadığımız dönemlerde seçime çok sayıda siyasi parti giriyor sandıklar açıldıktan sonra hükümet kurmaya yeterli olan 226 sandalyeyi bir siyasi parti kazanıyorsa tek başına bu sayıda milletvekili çıkartamıyorsa kendisine dünya görüşü olarak en yakın gördüğü siyasi parti yada partiler ile koalisyon yaparak yoluna devam ediyordu.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğimiz andan itibaren artık tek başına bir siyasi partinin iktidara gelmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından partiler bu kez “iyi değil” dedikleri koalisyonları mecburen seçim öncesi yapmak zorunda kaldılar.

Hatırlayanlar vardır bu sistem gelmeden önce mesela birbirlerine çok uzak noktada görülen CHP ile MSP koalisyon yapmışlar ve bugün hepimizin gurur duyduğu 1974 yılındaki Kıbrıs barış harekatını hayata geçirmişlerdi.

Yine 1999 yılındaki genel seçim sonrası kurulan DSP-MHP-ANAP hükümeti Türkiye’nin bin bir zorlukla karşılaştığı süreci son derece uyumlu bir şekilde aşmayı başarmışlardı.

Sözünü ettiğimiz koalisyonların şu an olması adeta imkansız gibi , bırakın sağdaki bir siyasi partinin soldaki bir siyasi parti ile koalisyon olmasını hemen hemen aynı seçmen kitlesine yönelik politika yapan siyasi partilerin bile bir araya gelmesi mümkün görünmüyor.

Meseleye bu noktadan bakınca Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçmesinin hayatımıza getirdiği yenilik seçimden sonra yapılan koalisyonların şimdi seçim öncesi yapılmasıdır.

Yüzde 50 ile karşılaşmadan önce çok sayıda siyasi parti yüzde onluk seçim barajını aştığı için hemen her dünya görüşüne mensup partililer iktidar olmayı yada olamamayı ölüm kalım meselesi yapmıyor ve kendilerini de ifade etme imkanı buluyorlardı.

Türkiye’nin bulduğu ilk fırsatta başımıza bela olan bu yüzde 50'lik sistemden bir an önce vaz geçmesi gerekiyor, 2023 yılında yapılacak seçim öncesi millet ittifakına mensup partiler zaten “Biz seçim sonucu çoğunluğu sağladığımız takdirde yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz “ açıklamasını yapıyorlar.

Burada tüm mesele aslından durumdan hiç te hoşnut olmayan Cumhur ittifakına mensup partilerinde “Galiba bu sistem yanlış oldu, vatandaş bir anda tam ortadan ikiye bölündü ara renkler kalmadı en iyisi parlamenter sisteme geri dönmek” fikrinde birleşmeleridir.

Yanlıştan dönmek te erdemdir..