Bir yerlerde un ufak olmuş kelimelerden bir dua yükseliyor geceye...
Ve ben, kendimden geçerek yalnızlığı dinliyorum.
Kimse yok. Kimse duymuyor. Kimse bilmiyor...
Ama Allah biliyor.
Bilmiyorlar kalbimin kaç yerinden çatladığını.
Bilmiyorlar her adımda ne uçurumlar aştığımı.
Bilmiyorlar, sustuklarımın çığlık kadar keskin olduğunu...
Ama Allah biliyor.
Beni yargılayanlar, suretimi görüp hüküm giydirenler;
siz hiç kalp röntgeni çeken bir vicdan tanıdınız mı?
Ben tanıdım. O vicdan ki, secdede tir tir titrer,
gözyaşını Rabb’ine siper eder.
Siz bilmezsiniz. Ama Allah biliyor.
Bir lokma haramdan korkan bir annenin sofrasında büyüdüm.
Helali dua, haramı zehir belleyen bir babanın izinde yürüdüm.
Yokluğu, bir nimet; sabrı, bir taç bildim.
Ve aç kaldım, susuz kaldım ama şükürsüz kalmadım.
Siz görmezsiniz. Ama Allah biliyor.
Ne zaman alnımı taşa koysam,
bir mahşer suskunluğu çöker içime.
Kimi zaman kırgınım, kimi zaman çoktan vazgeçmiş...
Ama hep tevekkül etmiş.
Siz sabrı sustuk zannedersiniz,
oysa sabır, Allah’a atılan en gür çığlıktır.
Siz işitmezsiniz. Ama Allah biliyor.
İnsan unutkan...
Kendi acısını bile zamanı gelince unutur.
Ama Allah, ne bir gözyaşını ne de içten yükselen bir "Yâ Rab"i unutur.
İşte bu yüzden korkmuyorum artık.
Kimseden, hiçbir şeyden...
Çünkü Allah biliyor.
Bilir hâlimi, niyetimi, sükûtumdaki haykırışı...
Ve bilirim ki, O’nun bildiği bir yerde,
hiçbir mazlum kaybolmaz.
Hiçbir dua karşılıksız kalmaz.
Ve hiçbir gece sabahsız değildir...
Zamanla dost olmayı denedim.
Her çalan saatle bir ömür eksiliyor farkındayım.
Ve her gün, içimde biraz daha daralan bir dünya var.
Ama nedense, en çok da yalnız kaldığımda anlıyorum:
Kimse bilmez hâlimi... Allah bilir.
Hani diyor ya Üstad:
"Tohum saç, bitmezse toprak utansın..."
Ben tohumumu geceye savurdum,
karanlıktan fışkıracak bir ışık bekledim.
İnsan gülmeyince, mevsim bile bahar olmuyor.
Ama ben, ağlarken bile boynumu eğmiyorum.
Çünkü başımı secdeye eğdim mi,
kimseden medet ummam artık.
Allah yeter. Allah bilir. Allah görür.
Nice dost bildim, sır gibi sustuklarımı
laf gibi satmışlar meğer.
Nice yüz tanıdım, secde izini makyajla örtmeye çalışan.
Ben yine de kimseye kin tutmadım.
Zira kin, acının kör karanlığıdır,
ben kalbimi nurla yıkadım.
Kalbim kırık mı?
Evet...
Ama hâlâ Rabbime açık!
Kimseyle helâlleşmedim, çünkü kimseye küsmemiştim.
Ben insanları değil, onlardan beklediklerimi affedemedim.
Ama Allah’ı bir an bile şüpheyle anmadım.
O ki, gündüzümde perde, gecemde yıldız…
O ki, gözyaşımı gören tek şahidim...
Ve bilirim,
gökyüzü, yalnızlara en çok Allah’ı hatırlatır.
Ben yıldızların suskunluğunda,
bir dua gibi yükselirim geceye.
Ve derim ki:
"Sen bil yeter Allah’ım… Gerisi lüzumsuz."