Önceki gün evde kullandığımız internet sağlayıcı firmasından “falanca numaralı internet hizmetinin ücreti 01 Ağustos 2025’ten itibaren 699.90 Tl/ay olarak güncellenecektir” mesajı geldi.
Evde kullandığımız internet hizmeti için 499 lira ödüyoruz.
Yani internet hizmeti sağlayan firma bize hiç sormadan bir anda 200 lira gibi son derece yüksek bir zam yapacağını ilan etti.
499 liradan yani 500 liradan 700 liraya kadar olan fiyat aralığındaki zam nerede ise yüzde 50 oranına yaklaşıyor.
Bilindiği gibi geçtiğimiz ay emeklilerin maaşlarına yaklaşık yüzde 16 civarında zam geldi.
Bir tarafta emeklinin maaşına yüzde 16 zam
Bir tarafta kullanmaya mecbur olduğumuz internet hizmetine yaklaşık yüzde 50 zam.
Aradaki zam farkı nerede ise yüzde 35 civarında.
Dünyanın ve Türkiye’nin geldiği noktada artık internet kullanmama gibi bir keyfiyet asla söz konusu değil.
Hayatımızı devam ettirmek adına ihtiyacımız olan hizmetlerin nerede ise tamamını internet üzerinden çözmeye çalışıyoruz.
-Sağlık kuruluşlarından randevu
-Seyahat ile ilgili ihtiyaçlarımız
-Tatil bölgelerini seçme
-Marketlerden alışveriş
İle başlayan ve aklımıza gelen gelmeyen ne varsa tamamı için başvuracağımız tek adres nerede ise internet.
Tabi söz konusu zamları sadece internet ile sınırlandırmak yanlış olur
-Elektrik
-Doğalgaz
-Su
-Akaryakıt
-Araçların motorlu taşıt vergisi
-Araçlar için artık mecburiyet olan muayene istasyonları
Gibi temel ihtiyaçlara acımasızca yapılan zamlar ile ilgili bize hiçbir şey soran yok.
Devletin idare noktasında bulunanlardan bir tanesi mesela söz konusu İnternet sağlayıcıların başındaki bir görevliyi arayıp “-Arkadaş biz emekliye yüzde 16 zam yapmışken memura-işçiye fazla sayılmayacak bir artış kararı almışken, sen neden internete yüzde 50 civarında zam yapıyorsun?” diye sormuyor.
Geçtiğimiz gün sabah kahvaltısı için fırından simit aldık.
Kahvaltı sırasında bir misafir “-Yahu bu simit önceden daha büyüktü, ne yapmışlar bunlar artık hamurdan da çalmaya başlamışlar” ikazını yaptı.
Ertesi gün sabah saatlerinde simitleri aldığımız fırına gittik,söz konusu itirazımızı yaptık.
İlgili arkadaş “-Abi aylardır simite zam yapılması gerek diye derdimizi anlatmaya çalışıyoruz, Bu maliyetler ile iş yapmak para kazanmak mümkün değil, ilgili kurumlar zam yapmıyor bizde mecburen gramajı azaltıyoruz ancak bu durumdan da müşteri şikayetçi bu durumunda devam edilebilirliği yok bakamlım sonumuz ne olacak?” “-diye anlattı durdu.
Tabi işi getirip simit ile ilişkilendirmek biraz fantezi gibi olacak ancak bir kilo kirazın 300 lira civarında olduğu bir süreçte daha yüzlerce binlerce örnek verilebilir.
Memleket bir anda “Terörsüz Türkiye” programına yönlendirilmiş durumda.
Ancak diğer tarafta vatandaş artık karnını doyuramayacak noktaya kadar gelmiş vaziyette.
Piyasadaki bu başıbozukluk tüketiciyi perişan ediyor.
Bu başıbozukluğu gören kurumlarda “fırsat ganimettir” diyerek zam üstüne zam yapıyorlar.
Bu işin yani insafsızca yapılan zamların sonu nerede kalacak?
Bilen yok.
Muhatap kim?
Onu da bilen yok.
İş her zamanki gibi yine Allah’a kaldı.