Son zamanlarda erkeklerin üzerinde en çok kafa yordukları ve onları anlama yerine karanlığa mahkûm etmeye çalıştıkları kadınlardan söz edeceğim. Çünkü, onlara yapılanlar içimizi acıtıyor.

Evet, onun adı KADIN.

Yeryüzüne bahşedilen ender bir canlı türü.

Yer yüzündeki canlılardan insan olarak nitelenen türün dişisi.

Bu yüzden de özel bir yanı ve güzelliği var.

Ancak, her nedense ve gelişememiş toplumların özelliğinden kaynaklı olsa ki kadını hala farklı görmekteyiz.

Kadın, sanki bir köle, sanki erkeğin istediği şekilde yönetebileceği bir robot.

Kadın, sanki bir ihtiyaç giderme aracı, bir hamur makinası.

Kadın, bir mutfak işçisi, bir temizlik aracı. Kadın, tarlada çalışır, harman sürer.

Kadın, bir bebek yapma makinası ya da kuluçka makinası.

Kadın, bir erkeğin yatak ortağı, erkeğin bir zevk aracı.

Kadın, tarlada çalışan, hayvan bakan, fabrikada üretim yapan, devlet dairelerinde çalışan, sağlıkta, eğitimde ve yaşamın her alanında insan gibi insanca yaşamaya çalışan bir canlı.

Şimdi yukarıda onlarca özellik saydık kadına. Yani şöyle oturup düşünecek olursak bunca iş yapma yeteneği olan bir canlıya neden hala farklı bakabiliyoruz?

Neden hala kadını aşağılayabiliyoruz?

Neden kadını da bir insan gibi göremiyoruz?

Özellikle son zamanlarda kadına karşı; iyice sosyal hayattan soyutlama, iyice eve tıkma, sadece erkeğin kölesiymiş gibi davranma cüretini gösterebiliyoruz?

Bakın yukarıda sıraladım, onca şeyi kadın olmadan bir erkeğin yapabilmesi mümkün mü? Elbette ki değil. O halde gelin artık şu kadınlarımızı aşağılamayı, ikinci sınıf gibi görmeyi, onları köleymiş gibi kullanmayı bir tarafa bırakalım da birlikte insan gibi yaşayalım. Bu, o kadar mı zor?

Görüyoruz ve duyuyoruz, bir kadın şiddete uğradı. Bir kadın tecavüze uğradı. Bir kadın tacize uğradı. Bir kadın fiziksel ve psikolojik saldırılara maruz kaldı.

Kadınlar okumasın, kadınlar için ayrı okullar, ayrı hastaneler, ayrı bilmem neler yapalım. Kadınlar çalışmasın. Sonrada okula gidince kadın öğretmen istiyorum. Hastaneye gidince kadın doktor, kadın hemşire istiyorum vs. safsatalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Peki kızını okutmazsan o istediğin kadın öğretmen ya da kadın doktor uzaydan mı gelecek?

Hele hele son günlerde özellikle birçok başarılara imza atan onlarca kadınımız neredeyse linç edilecekler. Bir takım dar beyinler, spordan eğitime, sanattan kültüre, ilimden bilime kadar her alanda başarı gösteren kadınlarımıza saldırmaya başladılar.

Ya arkadaş, sizin o beğenmediğiniz kadınlarımız sayesinde onlarca yıldır kapısından içeri girmek için can attığınız ama başaramadığınız Avrupa’ya, Amerika’ya, Asya’ya hatta Afrika’ya girmişiz. O kıtalardaki insanlar bizim o kadınlarımızı ve onların sayesinde bayrağımızı ayakta alkışlamışlar. Eee sen hala neyin kafasındasın?

O ülkeler belki senin ülkenin adını dahi bilmiyorlarken o kadınların sayesinde ülkeni tanımışlar. Onlarla gurur duyacağına birde kalkmış onlara laf ediyorsun.

Bu özellikli kadınlar saymakla bitmez ama bildiklerimden ve araştırdığımda karşıma çıkanlardan bazılarını yazmaya çalışayım.

Nene Hatunları, Kara Fatmaları sen tanımıyorken bütün cihan tanıdı. Hem de ta 1900’lü yıllarda ve savaş sahnelerinde.

Ayrıca kendini bilime ve insanlığa adamış kadınlarımızdan bazıları da;

Halide Edip Adıvar, Onbaşı, Edebiyatçı ve Akademisyen,

Astrofizikçi Feryal Özel, NASA Astrofizik Komitesi Başkanı,

Tarihçi Afife İnan, Türk Tarih Kurumu’nu kuranlardan,

Sümerolog Tarihçi Muazzez İlmiye Çığ, Dünyanın önde gelen bilim insanı,

Fizik Mühendisi ve Mucit Canan Dağdeviren, İnsan sağlığı için mikro cihazlar üzerinde çalışıyor,

Biyokimyager Naşide Gözde Durmuş, Sağlık alanında çalışan (Kanser üzerine) bilim insanı,

Tıp Doktoru Türkan Saylan, Sağlık alanında çalışmalar ve cüzzam araştırmacısı,

Tıp Doktoru Özlem Türeci, Koronavirüs aşısını geliştiren sağlıkçı bilim insanı,

Fizikçi Engin Arık, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinde çalışan bilim insanı,

Eczacı ve Botanikçi Asuman Baytop, Sekiz farklı bitki türünü keşfetti,

Gökbilimci Nüzhet Gökdoğan, Matematik ve Fizik bilim dallarında önemli çalışmalar yaptı.

Saadet Işıl Aksoy, Beren Saat, Fadik Sevim Atasoy, Jale Arıkan, Serra Yılmaz, Nur Fettahoğlu, Nurgül Yeşilçay, Ümmiye Koçak, Selda Bağcan, Tuba Büyüküstün, Damla Sönmez, Pelin Karahan, Bergüzar Korel, Demet Özdemir, Songül Öden, Eda Ece, Ayşe Demirel, Emel Göksu, Neslihan Atagül, Meltem Kaptan, Pınar Deniz, Ajda Pekkan, Merve Dizdar ve son olarak Filenin Sultanları Sporun, sanatın ve kültürün öncüleri olmuşlardır.

Bunların belki binlercesi daha var yazamadığım ve sayamadığım.

Hadi siz bir yandan bunların çalışmalarının meyvelerini yemeye devam edin, diğer yandan da onlara saldırın. Onlar olmasın deyin. Bakalım onlar olmadan nasıl yaşayacaksınız.

Evet, işte burada yazıma konu olan yukarıda onlarcasının ismini yazdığım insanlığa hizmet eden ve belki de bir çok konuda onlar sayesinde var olmaya çalıştığımız insanların ortak adı KADIN!

Siz onlara saldırırken onlar hala sizin için, sizin rahat ve sağlık yaşamanız için çaba sarfetsinler. Çünkü onlar insan denen canlı türünün en özel varlıkları olan KADINLARDIR.