Hayat, çoğu zaman son düdüğü çoktan çalmış bir maçın bitmek bilmeyen uzatmaları gibi gelir insana. Sanki asıl oyun oynanmış, asıl anlam yaşanmış, ama biz hâlâ sahadayız, hâlâ koşuyor, hâlâ çabalıyoruz… Neyin peşindeyiz bilinmez. Belki bir umut, belki son bir gol, belki de sadece oyunu terk edememenin mahkûmiyeti.
Biz dünyaya geldiğimizden beri uzatmaları yaşıyoruz. Çünkü insanlık çoktan finalini yaptı; kalpleri sevgiyle çarpan, gözleri merhametle dolan, paylaşmayı bilen insanlar bir bir çekildi sahneden. Yerlerini hırs, kibir ve çıkar aldı. Geriye kalan bizler, o eski güzel zamanların gölgesinde, sanki tekrar aynı oyunu oynuyormuş gibi davranıyoruz. Ama ne hakem eski hakem, ne saha eski saha, ne de biz eski biziz.
Zamanın ruhu değişti. İnsanın özüyle arasına mesafe girdi. Teknolojiyle geliştiğimizi sandık ama vicdanlarımızı geride bıraktık. Herkes bir yerlere yetişme telaşında ama kimse gerçekten nereye gittiğini bilmiyor. Durup soluklanmak, bir gönüle dokunmak, bir dostun omzunda susmak artık lüks sayılıyor. Halbuki asıl olan bunlardı, oyun onların etrafında dönüyordu.
Bir çocuğun masum gülüşünde, bir annenin yorgun bakışında, yaşlı bir adamın sokak köşesinde dalıp gittiği anlarda fark ederiz: Zaman bitmiş. Bu yaşadığımız sadece bir ek süre. Belki bir uyanış, belki son bir pişmanlık için verilmiş. Belki de hâlâ bir umut var diye, bir yerlerde birileri güzel bir son yazabilir diye...
Yine de uzatmaların da bir anlamı vardır. Belki de bu son şans, insanın kendini tekrar bulabilmesi içindir. Bir gün geç olmadan "keşke"ler birikmesin diyedir. Belki de en güzel sevda, en içten dua, en samimi gözyaşı bu dakikalarda saklıdır. Kim bilir, belki de en çok bu anlar sayılacak hesaba. Belki de son kurtuluş, tam da oyunun sonunda gelecek.
Ama unutmamalıyız: Uzatmalar, sonsuza dek sürmez. Her uzatmanın bir son düdüğü vardır. Bu yüzden yaşarken farkında olmak gerek. Sevdiklerimizi ertelemeden sevmeli, affedebilecekken affetmeli, sarılabilecekken sarılmalıyız. Çünkü bu oyun, tekrar oynanmayacak.
Belki de en büyük zafer, bu uzatmalarda bile insan kalabilmek...