Yaşar, devletin temel varlık nedeninin vatandaşın güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayarak, son uygulamaların toplumsal güvenliği ciddi biçimde riske attığını ifade etti. Yaşar, ilk etapta 55 bin, önümüzdeki aylarda ise yaklaşık 115 bin hükümlü ve tutuklunun serbest bırakılmasının kamu düzeni açısından açık bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Bu çapta bir tahliyenin, şiddet suçları, uyuşturucu ticareti, hırsızlık, cinsel suçlar ve organize suçlarla bağlantılı kişileri de kapsamasının toplumu bilinçli şekilde riske atmak anlamına geldiğini savundu.
Açıklamada, yeterli denetim mekanizmaları kurulmadan, etkin rehabilitasyon ve caydırıcı kontrol sistemleri oluşturulmadan yapılan tahliyelerin vatandaşın can ve mal güvenliğini hiçe saydığı ifade edildi. Mağdur haklarının görmezden gelindiğini dile getiren Yaşar, suçun tekrarını önleyecek somut ve inandırıcı tedbirlerin ortaya konulmadığını kaydetti. Ceza adalet sisteminin amacının cezaevlerini boşaltmak olmadığını vurgulayan Yaşar, “Ceza adaletinin amacı; suçu önlemek, toplumu korumak ve adalet duygusunu ayakta tutmaktır” dedi. Denetimli serbestlik sisteminin yetersizliğine de dikkat çeken Yaşar, tahliye edilen kişilerin etkin biçimde izlenmemesi hâlinde suç oranlarında artış yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Son günlerde yaşanan olayların bu endişeleri doğruladığını belirten Yaşar, cezaevlerini boşaltmayı reform olarak sunmanın caydırıcılığı ortadan kaldıracağını ve hukuk devletine olan güveni zedeleyeceğini savundu.
Açıklamasında sorumluluk çağrısı yapan Yaşar, “Zaten yetersiz olduğu bilinen denetimli serbestlik sistemiyle bu ölçekte bir tahliye yapılırken, ortaya çıkacak sonuçların sorumluluğunu kim üstlenecek?” diye sordu. İşlenecek suçlar ve zarar görecek hayatların hesabının verilmesi gerektiğini belirtti.
Yaşar açıklamasını, “Adalet suçluyu memnun etmek değildir; adalet toplumu korumaktır. Güvenliği yok sayan, mağduru unutan ve kamu vicdanını yaralayan bu düzenlemenin doğuracağı her türlü olumsuzluğun siyasi, hukuki ve vicdani sorumluluğu, bu kararı alanların omuzlarındadır” sözleriyle tamamladı.




