Hayat, çoğu zaman bize verilen sıradan bir ömür gibi görünür. Günler, gecelere bağlanır; umutlar kırılır, yeniden yeşerir. Fakat bazı insanlar vardır ki, onların yaşamı bir ömürden öte bir manifesto gibidir. Söyledikleriyle değil, yaşadıklarıyla ders verirler. Onların nefes alışları bile bir davaya, bir inanca, bir duruşa dönüşür.
Manifesto gibi bir hayat; öncelikle duruşla başlar. Eğilip bükülmeden, menfaat için yolunu değiştirmeden, ne pahasına olursa olsun kendi doğrularının arkasında dimdik durmaktır. Bu, kolay bir yol değildir. Çünkü herkes alkışladığında doğruyu savunmak kolaydır; asıl erdem, herkes susarken tek başına konuşabilmektir.
Böyle bir hayat; acıya da sevince de şükürle bakmayı gerektirir. Dünyanın darbeleri insanı yere serebilir ama manifesto ruhlu biri, orada kalmaz. Kalkar, yarasını sarar ve yoluna devam eder. Çünkü bilir ki, onun varlığı bile birilerine umut, birilerine cesaret, birilerine güç demektir.
Manifesto gibi yaşamak, sadece kendin için değil; arkandan gelecekler için de iz bırakmaktır. Çocukların, torunların ya da hiç tanımadığın insanların bile senin yaşamına bakıp bir şeyler öğrenebilmesidir. Onların kalbine şu cümleyi kazımaktır: “Evet, doğru yaşamak mümkünmüş.”
Aslında manifesto gibi bir hayat, yüksek sesle yazılmış bir kitap gibidir. Satırlarında samimiyet, dipnotlarında fedakârlık, sayfalarında sabır ve başlığında onur vardır.
Ve en önemlisi; böyle yaşayanların mezar taşında uzun uzun sözler yazmaya gerek kalmaz. Çünkü onlar zaten yaşarken hayatlarını bir yazıya dönüştürmüş, her nefeslerini kalıcı bir kelimeye çevirmiştir.
Manifesto gibi bir hayat, aynı zamanda yalnızlığa katlanmayı da öğretir. Çünkü hakikatin yolunu seçenler, çoğu kez kalabalıkların dışında kalır. Dostları azalır, fakat vicdanı çoğalır. İnsanlar ona deli der, hayalperest der, inatçı der; ama aslında o, kalabalıkların içinde kaybolmayan nadir yüreklerden biridir.
Bu hayat, bir isyanın sessiz çığlığıdır.Susması bile sözden gür çıkar, bakışı bile bir kitaptan daha çok şey anlatır.
Manifesto gibi yaşayanların kalbinde hep bir yarın inancı vardır. Onlar bilir ki, bugün gözyaşı dökülse de, yarın güneş yeniden doğacaktır. Ve bu inanç, onları yenilmez kılar.
İşte bu yüzden, manifesto gibi bir hayat; insana sadece ömür kazandırmaz, aynı zamanda ölümsüzlük armağan eder. Çünkü ardında bıraktığı değerler, kelimelerden, anılardan, dualardan çok daha güçlüdür.