Yeni birlikteliklerin ve ittifakların arandığı, istifaların  yaşandığı ülkenin siyasi arenasında, adından sık sık söz ettiren, milyonluk metropolün başında bulunan Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretimde nasıl bir intiba aldığımı merak edenlerden biri de gazete patronu olan dostumun beni arayıp, “öncelikle kutluyorum, ha Erdoğan’la ha İmamoğlu’yla görüşme başarısını ortaya koymuşsun. Fotoğraflarınıza bakarken, senin ciddiyetini, İmamoğlu’nun gülen yüzüyle, sizi karşılarken gülüşünde ve sıcaklığında gerçek anlamda samimiyet var mıydı?” diye soruyordu. 


Aynı zamanda bir zamanlar gazetecilik yaptığım kendisi gibi gazete patronluğu yaptığım şehrininde Büyükşehir Belediye Başkanlığını ziyaret eden biri olarak, İmamoğlu ile yaptığım görüşmede dürüst ve samimi bir enerji aldığımı söylerken, Erdoğan ile de hatta Demirtaş’la da birebir görüşen bir gazeteci olarak, İmamoğlu ziyaretimin keyif aldığım ziyaretler arasına aldığımı da belirtiyordum.

Çünkü aynı duyguyu son Ardahan ziyaretine gelen Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmede de yaşamıştım.


 Evet gerek yedi yaşından beri iş hayatında oluşumla birlikte 35 yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda ve 52’ye ayak basmaya hazırlandığım hayat sürecimde, insan psikolojisini, yüz mimik hareketini ve beden dillerini az çok tecrübe etmiş biri olarak milyonlarında onaylayıp oy verdiği Erdoğan’ın neden lider, aynı Erdoğan’ın “CHP’nin başındaki zat” diyerek hitap ettiği, Kılıçdaroğlu’nun mütevaziliğini beni arayan dostumun şehrinin, başkanının hala bürokrat kaldığını bilen biri olarak İmamoğlu’nu samimi ve hafızasının da kuvvetli biri olduğunu görüp, hissettim.


Gülen yüzü ile daha öncede yani kavga, gürültü, kapkaç, cinayetler ile gündemden düşmeyen, komşusu Esenyurt’a karşın İstanbul’un batı yakasındaki Ataşehir’i anımsatan Beylikdüzü’nün Belediye Başkanıykende görüştüğüm aynı İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanı oldum diye kabadayılaşmayıp, mütevaziliğini bırakmadığını görürken, onun da Erdoğan’ın ilk yıllardaki gibi bürokrasinin üzerinde etkisiz kaldığını da gözlemledim.

Çünkü biz misafirlerini ağırladığı masada, arkada veya ayakta olup konuşulanları, talepleri sadece not alması gereken, emrindekilerinin misafirlerden önde oturmalarını görmemesi eksikliği dışında gülen yüzü ile o yüzdeki mimikleriyle ve beden diliyle bir hayli samimi gördüm. 


Ki o samimiyeti sadece ben değil kendisini o koltuğa oturtan İstanbul ve her geçen gün puan aldığı doğu ve güneydoğu başta olmak üzere, ülkenin kendisine bakışında ve yapılacak bir seçimde en güçlü Cumhurbaşkanı adayı olarak onu işaret etmesinden anlamakda mümkün.


Kısacası ihale, ilan ve torpil için değil yönettiği şehrin üç ilçesinin başkanlarınında memleketi olan, kentim Ardahan’ın, STK’larının bir araya gelip oluşturduğu ve Ardahan’ı temsilen en üst çatı örgüt olan bir STK Başkanı olarak Ardahan Dernekler Federasyonuna davet ettiğim Ekrem İmamoğlu’nu CHP’nin değil başında olduğu İstanbul’un ve tüm halkın başkanlığını güleç yüzüyle ve kalben tüm samimiyetiyle yapmaya çalıştığını gözlemledim.