20 Kasım 2022 tarihinde, TSİ 19.00'da, Havr şehrinde ev sahibi Katar'ın Ekvador'a 2-0 mağlup olduğu maç ile başlayan ve 18 Aralık 2022 Pazar akşamı saat 21.00’de sona eren Dünya kupası karşılaşmalarında nefes nefese kaldığımız 120 dakikadan sonra penaltı atışlarıyla Fransa'yı yenen Arjantin yeni dünya şampiyonu oldu.

Bizim memlekette “Futbol sadece futbol değildir” şeklinde harika bir tanımlama vardır, Karşılaşma öncesi herkesin tahminlerinin aksine futbolun sahada oynandığını ve neticenin sahadaki 22 futbolcu tarafından tayin edildiğini kabul etmemiz gerekiyor.

Hazırlıkları yıllar önce başlayan 32 takımlı organizasyon yukarıda belirttiğimiz gibi Arjantin-Fransa karşılaşması ile neticelendi, Yaptığımız araştırmalarda son derece çekişmeli geçen bu müsabakayı sahada 88 bin kişi televizyonların başında ise yaklaşık 5 milyar kişinin seyrettiğini öğrendik.

Futbol karşılaşmalarının neticesi bir tarafa sözünü ettiğimiz 32 ülke takımın bu noktaya hangi zorluklardan geldikleri, Tam umutların tükendiği bir noktada atılan bir golle umutların nasıl yeninden yeşerdiğini de öğrenmiş olduk.

Organizasyonun ilk karşılaşması olan Katar ve Ekvador maçı başlamadan evvel araştırmacı gazeteci olarak sahaya çıkan takımların mensup oldukları ülkelerin coğrafi durumlarını, iklimlerini, nüfuslarını, siyasal durumlarını öğrenmiş olduk.

Karşılaşmalar başlarken takımların mensup oldukları ülkelerin milli marşları okunurken bizde telefonumuzdaki çeviriciden o ülkenin milli marşlarının anlamını öğrendik.

Normal şartlarda harita yerlerini bile bilemediğimiz ülkelerin futbol takımlarını sahada gördüğümüzde yukarıda da belirttiğimiz gibi en ince detaylarına kadar öğrenmenin keyfini yaşadık.

Dünya kupası finallerine katılan 32 takımın nerede ise tamamında oynayan futbolcuların Türkiye’deki spor kulüplerimizde oynaması dolayısı ile o takımlara biraz daha yakın durduk.

Dünya kupası başlamadan önce zaten sahadaki futbolcuların pek çoğunu yakın akrabalarımızdan daha fazla tanıyor biliyorduk, Sona eren dünya kupası karşılaşmaları boyunca da milyarlarca sporsever tarafından izlenen futbolcuların arka plan hikayelerini de öğrenmiş olduk.

Futbolun artık trilyon dolarlık bir endüstri olduğunu hepimiz biliyoruz, Dolayısı ile ülkelerin tanıtımı açısından bu durumun çok önemli olduğunu bilen ülkeler organizasyonun kendi ülkelerinde yapılması adına nasıl kıran kırana bir mücadele verdiklerine de bu şampiyona dolayısı ile şahit olduk.

En azından biz futbol karşılaşmalarını seyrederken müsabakaların yapıldığı kentlerin yapılaşmasını da çok net bir şekilde öğrendik, bizimle birlikte yaklaşık 5 milyar sporseverde futbol aracılığı ile Katar’ı daha iyi tanıma imkanı buldular.

Hakemlerin 90 dakikayı sonlandıran bitiş düdüğü ile birlikte kazananlar sevindi kaybedenler üzüldü, tam “maçı kaybettik” diye üzülenlerin kazandığı “maçı kazandık” diye düşünenlerin kaybettiği çok sayıda karşılaşma seyrettik.

Arjantin milli takımının karşılaşması kazanması ile birlikte daha önce yazılan aşağıdaki şarkı ise galiba futbolun sadece futbol olmadığının ve büyük bir duygu sağanağının dışa vurumu olduğunun en büyük ispatı olsa gerek.

“Arjantin'de doğdum,

Diego ve Lionel'in ülkesi.

Asla unutmayacağım Malvinas çocukları...

Bunu sana açıklayamam,

Çünkü anlamayacaksın.

Kaybettiğimiz finaller için kaç yıl ağladım?

Ama bunlar Maracana'da sona erdi.

Babam finali kazandı.

Çocuklar şimdi yine heyecanlandık,

Üçüncü kez kazanalım istiyorum.

Dünya Şampiyonu olalım istiyorum.

Ve Diego gökyüzünde, onu görebiliyoruz.

Don Diego ve La Tota ile Messi'ye destek veriyor.