Bir ülkede iktidar bir dönem ülkeye kattıklarının katbekat fazlasını ülkenin maddi ve manevi hazinesinden adeta talan eder gibi harcarken ülkede eğitim, adalet, ekonomi ve liyakat gibi bir çok konuda yaşanan başarısızlıklar ve noksanlıklar tüm boyutları ile ortada iken bu durumun doğal müsebbibi olan  hükümet en uzun yıllardır iktidar olmaya devam ediyor ise o ülkede muhalefet ya yoktur ya da iktidarın ona çizdiği eksende kendisi için bereketli millet için ise kısır bir döngünün içerisinde dönüp duruyor demektir. 


İşte Türk siyasetinin son yirmi bir yıllık siyasi özeti belki de budur.


Ülke bir on yıllık başarı hikayesinin ardından son yılların en büyük ekonomik kabusunun içerisinde yaşıyorken ülke insanın maneviyatı çok büyük bir sarsıntı yaşıyorken ve ekonomik veriler her geçen gün daha kötü günlerin geleceğini işaret ederken, herkes için adalet duygusu yerini güçlü için adalet duygusuna bırakmışken, şekli İslamiyet algısı Hz. Muhammet (s.a.v)’ın tebliğ ettiği İslamiyet için ciddi bir kaygı haline gelmişken bugün muhalefetin içinde bulunduğu durumu neyle nasıl izah edebiliriz ki? 


Ülke tarihi bir darboğazın içinde savrulurken iktidarın karşısına geçip bu gidişe dur demek görevi olan muhalefet sanki görevi bu değil de birlikte muhalefet yaptıkları ile ya da bizzat kendi partileri içerisinde bir mücadele eden bir yol tutturmuş gidiyor. Bu mücadele içerisinde halkın gözünün önünde gün geçmiyor ki birbirlerine türlü itham ve söylemleri kimi kestiği kimi biçtiğini hiç düşünmeden kılıç gibi savurmasınlar.  

Sabah İyi Parti CHP’ye sallıyor akşama CHP altta kalanın canı çıksın diyerek İYİ partiden daha sert bir şekilde İYİ partiye sallıyor.

Bu da yetmemiş gibi 21 yıllık iktidar artık değişmeli sloganlı ile kendi 21 yıllık iktidarlarını korumak için parti kongrelerinde birbirleri ile yaka paça olan görüntüleri vermekten ne geri duruyorlar ne de bu nahoş görüntüleri milletin önünde sergilemekten geri durmuyorlar.

Muhalefeti ekranlarda değişime karşı kendi partilileri ile bile yaka paça vaziyette gören milletin karşısına birkaç ay sonra yerel seçimlerde bu partiler birkaç vitrin değişikliği haricinde değişiklik yaparak gittiklerinde millet buna hangi pencereden bakarak inanır dersiniz?  

Tabi muhalif kanadın kendi yarı sahasında yaşadığı bu karışıklık ile mücadelesi iktidara hem kendi sahasında hem onların yarı sahasında inanılmaz bir hareket alanı yaratıyor ve yaşanmakta olan sıkıntılı tablonun olağan yıpratması bir yana dursun iktidar bu tablodan muhalefeti eleştirecek kadar rahat bir dönemi yaşıyor. 
Daha üç ay önce birlikte seçime girmiş sayfalarca ortak metin üzerinde aylarca çalışıp mutabakat sağlayan ve milletin önüne çıkıp biz aylarca çalışıp sayfalarca metin üzerinde anlaştık diyerek öyle ya da böyle ortak aday ile şartlar be olursa olsun çıkan ortaklar bugün adeta birbirine saldırmadığı gün yok nerdeyse.

Her gün halkın ve basının önünde birbirlerine güvensizlik ve itimatsızlık dolu söylemler ile meşgul olan muhalefet iktidarı hangi zaman diliminde denetleyip milleti yapılan yanlışlara karşı hangi cümleler ile uyaracak.


Muhalefet ulu orta sahada birbirine kılıç çekerken millet ekonomik kriz nedeni ile acı çekiyormuş bundan kime ne, yüzyılın ekonomik felaketi yaşanıyormuş onlara ne, ülkenin bağrına saplanan on üç milyon mülteci varmış bize ne, yerle bir olan adalet ve liyakat duygusunu, ellerimizin arasından kayıp giden gençlerimizi, yaz boz tahtası haline gelen millisiz eğitimimiz ve hiç olmadığı kadar örselen dinimiz varmış kimlere ne? 


Delegeleri bulduk mu?

Listemiz kazandı mı?

Koltuğumuza zeval gelmedi mi?

değmeyin keyfimize.


Evet gelinen bu durumun suçlusu hükümet ama sorumlusu ise kendi yağında kavrulmayı bilerek ve isteyerek tercih eden, kendi ikballerine zeval gelmesin diye suya sabuna dokunmadan muhalifcilik oynayan ve bunu muhaliflik diye millete yutturmaya çalışan muhalefettir vesselam.