Bir ülkenin kültürel mirasının en önemli unsurlarından biri yöresel yemekleridir.
Besin değeri yüksek doğal malzemelerden geleneksel yöntemlerle hazırlanan yöresel yemekler, lezzetli olmalarının yanısıra sağlıklı olmalarıyla da ön plana çıkarlar.
Yöreye gelen turistlerin mutlaka tatmak istedikleri yiyeceklerin başında gelen yöresel yemekler, gastronomi turizminin gelişmesine de katkıda bulunurlar. Bu nedenle de yöresel yemeklerin korunması ve tanıtılması son derece önem arzeden bir husustur...
Ne mutlu ki doğup büyüdüğüm memleketim Çine'nin de tescilli bir yöresel yemeği var.
...
Ülkemizin pek çok yerine ait farklı lezzette ve isimde köfteye rastlamak mümkün olmasına karşın, Çine'de yetişen hayvanların etlerinden özel bir yöntemle imal edilen Çine Köftesini bir kez tadanlar bu eşsiz lezzetin neredeyse müptelası olurlar...
Hiç şüphe yok ki her yöresel yemek korunmaya ve tanıtıma muhtaçtır. İşte bu sebeple, başta Çine halkı olmak üzere, Çine Blediyesi ve ildeki sivil toplum kuruluşlarının neredeyse hepsi bu eşsiz lezzetin muhafazası ve tanıtımı için büyük gayret göstermekteler.
...
Hiç şüphesiz ki bu alanda yapılan en anlamlı ve değerli hizmet, Çine Belediyesi'nin girişimiyle elde edilen coğrafi işaretli ürün belgesinin alınması olmuştur.
Çine Belediyesinin 2016 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu'na yapmış olduğu başvuru 2018 yılında neticelenerek Aydın İnciri, Aydın Kestanesi, Dalama Tandırı, Söke Köruklü Çizmesi, Nazilli Kar Helvası’ndan sonra Çine Köftesi de Aydın’ın 6. coğrafı işaretli ürünü haline geldi. Bir başka deyişle, namı sınırları aşan Çine Köftesinin yöreselliği 2018 yılı itibarıyla resmi olarak tescil edilmiş oldu...
...
Eminim ki pek çoğunuz Ayhan Sicimoğlu isimli zatı muhteremi televizyonlarda yapmış olduğu gezi ve kültür programlarından tanıyorsunuzdur.
İşte bu zatı muhterem geçenlerde Aydın'dan geçerken Çine'deki bir restoranda yediği Çine Köftesi için bir video paylaşarak, "Çine'de yol üzerinde Çine köftesi yemeyin" gibi bir laf etti.
Sosyal medyada 776 bin takipçisi bulunan Sicimoğlu'nun Aydın'ın önemli bir markası olan coğrafi işaretli Çine köftesine yönelik sarf ettiği bu sözler, bir mekan üzerinden bütün köftecileri zan altında bıraktığı gibi, hiç şüphesiz Çine Köftesinin itibarının zedelemesine de sebep oldu.
...
Söylentilere göre bu zatı muhteremin ilgili videoyu çekip paylaşmasının sebebi köfte yediği mekanın kendisinden yemek parası almak istemesiymiş. Eğer bu iddia doğruysa insanın aklına "Seni gidi köftehor seni, yok öyle üç kuruşa beş köfte" diyesi geliyor...
Sicimoğlu'nun sözkonusu videoyu çekmesindeki sebep ne olursa olsun, bir kültürel değeri karalamak bu kadar da kolay olmamalı.
Öye yandan, topluma mal olmuş insanların konuştuklarına ve yaptıklarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekir.
Bu insanların konuşurken hatırlarında tutmaları gereken en önemli hususlardan biri, ağızlarından çıkan ölçüsüz ve ayarsız sözler sebebiyle binlerce insanın ekmek teknesine zarar vermiş olduklarıdır...
...
Sayın Sicimoğlu, ikinci çektiğin videoda sarfettiğin "Beni davet ettiler, ben de bu daveti seve seve kabul ediyorum. Gideriz güzel bir köfte yeriz ve sonra da köfteyi överiz" şeklindeki sözleriniz ne kadar da talihsiz sözler, doğrusu size hiç yakıştıramadım.
Siz bir ürün hakkındaki fikrinizi bu şekilde mi oluşturuyorsunuz? Keşke yaptığınız işi bu kadar basite indirgemeseydiniz...
Yazımın sonunda Çine Köftesi yapıp satan işletme sahiplerine bir çift sözüm olacak;
Yaptığınız işe özen gösterin ve sorumluluğunuzu bilin.
Yaptığınız işle sadece para kazanmayıp aynı zamanda Çine'nin tanıtımına katkıda bulunduğunuzu asla unutmayın.
Bu nedenle köftenize ve hatta Çine'nin itibarına halel getirecek her türlü hareketten kaçının ve aranızdaki kötüleri ayıklayın...
Bir çift sözüm de Çine Belediyesi'ne;
Binbir zahmetle almış olduğunuz tescil belgesi için sizi tebrik ediyor, fakat bu belgenin gereği olarak köfte işi ile iştigal eden işletmeleri sıkı sıkıya denetlemenizi, bu suretle de Çine Köftesi'nin adının suistimal edilmesine izin vermemenizi özellikle istirham ediyorum.
Aksi taktirde Çine Köftesinin ortaya çıkıp tanınmasına sebep olan ve emeği geçenlere haksızlık etmiş ve bunlardan ahirete göç edenlerin de kemiklerini sızlatmış olursunuz...
Son söz Aziz Mahmut Hüdayi'den gelsin;
Edeple gelen, lütufla gider...